1994'teki
Bosna savaşı sırasında anavatanı
Türkiye'ye gelerek önce Jahovic olan soyadını 'Türkcan' yaparak Türk vatandaşlığına geçti. Ardından
Efes Pilsen'de basketbolunu geliştirdi. Azmi, çalışkanlığı ve en önemlisi
takımı için adeta canını dişine takarak oynamasıyla kısa zamanda herkesin gönlünde taht kurdu. 21 yaşında
Houston Rockets'e
transfer olurken aynı zamanda Türk basketbolcularına NBA kapısını açtı. 2001 yılında doğan '12 Dev Adam' efsanesinin baş mimarlarından biriydi.
Fransa,
İtalya ve
Rusya liglerinde
forma giyerek ülkemizi başarıyla temsil etti. 2005 yılında Türkiye'ye döndü ve
Ülkerspor'a transfer oldu. Orada
şampiyonluk sevincini yaşadıktan sonra geçtiğimiz
sezon bu kez F.
Bahçe Ülker formasıyla mutlu sona ulaştı. Aşırı hırsı nedeniyle hem takımına hem de taraftarına pozitif enerji verse de zaman zaman bu agresifliğinin kurbanı olan Mirsad Türkcan, sadece Zaman'a konuştu.
F.Bahçe Ülker'in 'hırçın çocuğu' Mirsad,
Barcelona maçı öncesi çarpıcı açıklamalarda bulundu.
NBA'e giden ilk Türk'tün. Ama tutunamadım. Şimdiki aklın olsaydı, orada kalmak için neler yapardın?
NBA'e doğru zamanda ve doğru takıma gitmek önemliydi. Doğru zamanda gittim ama maalesef yanlış takıma gittim.
Houston Rockets, o dönem NBA'in en pahalı takımlarından biriydi. Bütçesi 140 milyon dolar civarındaydı ve benim pozisyonumda dünyanın en pahalı
oyuncuları vardı. Ben ise daha 21 yaşındaydım. Takımın önemli bir parçası olmak istedim. Fakat oynayamayınca paniğe kapıldım ve oynamadan ayrıldım. Geriye dönüp baktığımda fazla üzülmüyorum. Çünkü
Avrupa'da büyük başarılar elde ettim. İki kez en değerli oyuncu seçildim, ribaunt kralı oldum.
Maçlarda seni aşırı hırslı görüyoruz. Hatta sana bu yüzden "çılgın" diyorlar. Bunun sebebi nedir?
Bazı oyuncular yetenekleriyle, bazıları teknikleriyle, bazıları da hırsıyla ön plana çıkarlar. Bende ise bunların hepsi var.
Allah vergisi. Mücadele ederek buralara geldim. Türk halkı da beni böyle tanıdı.
Kaybettiğiniz maçlardan sonra kendini nasıl hissediyorsun? Eve gidince ne yapıyorsun?
Maçları kaybettiğimiz zaman yalnız kalmak istiyorum ve bütün programlarımı erteliyorum. Maçı yeniden kafamda canlandırıp kendimin ve takımın nerede hata yaptığını
analiz etmeye çalışıyorum.
2005 yılındaki Avrupa Şampiyonası'ndan sonra Milli Takım'ı bıraktığını açıklamıştın. Pişman mısın?
Ben Milli Takım'ı bıraktım diye bir şey söylemedim. Sadece
genç oyuncuların önünü açmak adına Milli Takım formasından feragat edebileceğimi açıkladım. Milli formayı kimse bırakamaz. Eğer bir oyuncu Milli Takım'a çağrılırsa orada olmak zorunda. Ama ben 31 yaşındayım ve 2010'da Türkiye'de düzenlenecek Dünya Şampiyonası'nda genç oyuncuların oynaması daha mantıklı olur düşüncesiydeydim. Genç oyuncular da Dünya Şampiyonası'nda 'tak' diye oynayamaz. Bir alışma devri gerek.
Semih,
Oğuz ve
Ömer Aşık gibi gençlerin oynayabilmesi için böyle kararlar almamız lazım.
2005'teki şampiyonası sonrası Mehmet
Okur, seni bencillikle suçlamıştı. Gerçekten bencil biri misin?
Bugüne kadar birçok takımda oynadım. Ne takım arkadaşlarım ne de antrenörlerim beni bencillikle suçlamadı. Mehmet, o dönem Milli Takım'da kötü oynuyordu. Herkesin bir formsuzluğu olabilir. O konuşmaları kendisine yakıştıramadım. Sonra bu sözleri söylediği için pişman olduğunu söyledi.
Mehmet Okur'la aran nasıl, görüşüyor musun?
Görüşmüyorum. Ama kendisine kırgın değilim.
Türkiye, neden İspanya'da başarısız oldu?
Büyük başarılar takımların
iskelet oyuncularıyla gelir. Milli Takım'ın bu sene iskeleti hiç sağlam değildi. 2001'deki gibi takımı bütünleştirecek bir kimse, takıma el uzatacak bir abi yoktu. O zaman Orhun abi,
Harun abi vardı. Takıma çok iyi ağabeylik yapıyorlardı.
Tanjeviç, seni İspanya'daki şampiyonaya çağırsaydı gidermiydin ?
Tabii ki koşa koşa giderdim. Milli Takım'da forma giymek kadar gurur verici bir şey olamaz.
Fenerbahçe Ülker'de oynamak nasıl bir duygu?
Fenerbahçe'ye transfer olmakla en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim. Gençliğimden beri Fenerbahçe'de oynamayı arzuluyordum. Türkiye'deki ilk yıllarımda Boliç, Baliç, gibi oyuncular vardı. Onların sayesinde Fenerbahçe'yi takip ettim ve aramızda güzel bir sevgi oluştu.
Tanjeviç'in hem Milli Takım'ı hem de F.Bahçe'yi çalıştırmasının etik olmadığını söylüyorlar?
Tabii ki çalıştırır. Roma'nın hocası Hırvatistan'ı çalıştırıyor. Blatt Efes'i çalıştırıyor.
Bu sene senin mevkinde iki tane Slovenyalı oyuncu transfer edildi. Bu seni endişelendiriyor mu?
Her zaman ya arkamda ya da önümde büyük oyuncular vardı. Ama ben her zaman rekabete açık biriyim. İyi oynayan formayı kapar. Aydın Örs, Efes'teyken 18 yaşında bana forma verdi.
Aydın Örs'ün ayrılışına üzüldün mü peki?
Tabii ki üzüldüm. Aydın abi, 100. yılda takımı şampiyon yaparak Fenerbahçe'ye adını
altın harflerle yazdırarak ayrıldı.
Geçen yıl Yunanlı Fotsis'e 24 ribaundla rekorunu kaptırdın. Neler hissetin ?
Hiçbir şey hissetmedim. Rekorlar kırmak için var. Yaşım ilerlediği için artık ben de bu rekoru kıramam.
Yeni transferleri nasıl buluyorsun?
Tanjeviç hoca genç oyuncuları bu sene kadroya dahil etti. Vidmar çok yetenekli oyuncu ama uyum sorunu yaşıyor. Bizim de tıpkı Efes gibi zamana ihtiyacımız var.
Avrupa'daki hedefiniz ne?
Gruptan çıkarsak büyük
sürpriz yaparız. Yeni hoca, yeni
sistem ve çok genç bir ekibe sahibiz. İnşallah, ilk 16 takımın arasına gireriz.
Basketbolu ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?
Kontratım bu sene bitiyor. Kariyerimi burada noktalamak istiyorum. Bıraktıktan sonra da basketbolun içinde kalacağım. Ama antrenör olarak değil. Çünkü çok stresli bir meslek.
Futbol takımı başarılı mı sence?
Maçları sıkı takip ediyorum. Şu aralar çok iyi gidiyoruz.Kulübün tesisleşmesi, altyapısı üst seviyede. Artık Avrupa'ya açılması gerekir. İnşallah gruptan çıkarız.
Hangi
futbolcuyu beğeniyorsun?
Herkes gibi ben de Carlos'u beğeniyorum. Ama onun en çok profesyonelliğine hayranım. Adam 35 yaşında ama büyük efor sarf ediyor. Belediye maçına da
İnter maçına da aynı ciddiyetle hazırlanıyor.
Başkan Aziz
Yıldırım'la aran nasıl?
Başkanı uzun zamandır tanıyorum. F.Bahçe'ye geldiğimde ise onu daha yakından tanıma şansı yakaladım. Kendisi bütün sporculara sadece
başkanlık değil babalık da yapıyor. Yıldız takımlardaki oyuncuların bile aşağı yukarı ismini tek tek biliyor.
Günübirliğine de olsa memleketin Novi Pazar'a arabanla gidip geldiğini duyduk. Bu doğru mu?
Evet, bir-iki gün izinli olduğum zamanlar arabama atlayıp gidiyorum. 900 kilometre yolu kat ediyorum ama orayı seviyorum. Akrabalarımı, özellikle de babamın mezarını ziyaret ederek moral buluyorum.
AHMET UYKAN - MESUT YILDIRIM