FIRTINAYI ASLAN DİNDİRDİ - KARELER
AHMET ÇAKAR : GOL DOĞRU, YA GERİSİ? (SABAH)
G.Saray'ın ikinci golü nizami. Servet'in eli
çarpma. Lincoln, attığı golün abartılı sevincinde atılmalı. Sonrasındaki
kart yanlış.
Tolga'nın Sabri'ye yaptığı
penaltı ve
kırmızı kart; aut yok..
Bir söz vardır: "Büyük maçları yıldızlar alır ve çoğu zaman
kaleciler kaybettirir." Dün gece bunu çok net gördük.
Galatasaray yine eski Galatasaray. Gol pozisyonu buluyor ama aynı oranda da kalesinde çok tuhaf,
sezon başından beri de birçok
takımın affetmediği pozisyonları veriyordu. Dün gece de öyleydi.
Hakem Bünyamin Gezer'in dün gece ilk defa dişlerini gördüm, gülüyordu. Aslında gülmeye çalışıyordu. "Sempatik olayım" derken inanılmaz eyyamcı oldu. Şimdi soruyorum: Golden sonra korner bayrağını alıp gitar çalan Lincoln'ü niye atmadın? Herhalde hatanı fark ettin ki; çok basit bir elle oynamaya ikinci sarı kartı vererek kırmızıyı gösterdin. Çıkmayan topa aut verdiniz, doğru karar verseydiniz Galatasaray hem penaltı kazanacaktı hem de Tolga atılacaktı.
HAYRİ BEŞER: (ZAMAN)Alnından öpüyorum Arda ama attığın gol için değil
Bu kareyi bir kenara not edin:
Trabzonspor ceza sahası içerisinde Cale yerde yatıyor. Birkaç saniye önce onunla zorlu bir ikili mücadele kavgası yaşayan Arda, sağlık görevlilerini içeriye davet ediyor.
Onlar ise
hakemden işaret gelmediği için beklemeyi
tercih ediyor. Ancak Arda'daki insani hissiyat kuralları önceleyecek muvazene boyutunun öylesine önüne geçmiş ki... Feryat eden bir ruh haliyle kendisini paralayarak davetini sürdürüyor ve koşuyorlar... Cale, gerekli müdahale yapıldıktan sonra kendine geliyor.
Aslında benzer kareleri zaman zaman görüyoruz sahalarımızda. Ama kelam etmek gelmiyor aklımıza. Kavganın, gürültünün promosyonunu yapmak iliklerimize işlemiş bir hastalık sanki. Halbuki
futbol da yüreği olan insanların oyunu. Adrenalin zirveye çıktığı anlarda insani melekeler başka alemlere göçüp gitmiyor her zaman. Yeter ki bu tür güzellikleri görmesini bilelim... Seni
tebrik ediyorum Arda, tribündeki adama sahadaki oyunun gerçek temasını hatırlattığın için.
Arda'nın oyunun gidişatıyla ters orantılı muhteşem orta-golü geliyor. Ardından Servet'in eliyle temasını hakemin göremediği ikinci Galatasaray golü.
Böylece mükemmel yetenekleri olan Sarı-Kırmızılı takımın tam da istediği şartlar oluşuyor. Rahatlıyorlar, kendilerini buluyorlar ve dengesini kaybetmiş bir şekilde üzerlerine gelen
Trabzonspor'a karşı bütün hünerlerini sergiliyorlar. Öyle ki üçüncü golü atan Lincoln'ün atılması bile bu manzarayı değiştirmiyor.
Hakan Ünsal (Star): Haklı Galibiyet
Haftanın tempolu, heyecanlı ve çekişmeli geçmesi beklenen maçın ilk yarısı beklentileri fazlasıyla karşıladı.
Skibbe, yokluktan Meira'yı orta sahada oynattı. G.Saray bunun sıkıntısını yaşadı. Meira
baskı altında top kullanamayan bir
oyuncu. Ona gelen topların Ayhan veya Arda'ya gelmesi, daha etkili ataklar başlatabilirdi.
Arda'nın orta-golü, dengeleri değiştirdi. Yine Arda'nın vuruşunda Servet'in eline çarpıp giren 2. gol, Trabzon'un etkili silahını, G.Saray'ın kendi lehine kullanmasına sebep oldu. İlk yarının son bölümünde G.Saray etkili çıkışlarla pozisyon buldu.
2. yarı Yanal artık değişiklik için geç kalmıştı; Yattara'yı aldı. İlk yarının tersine roller değişti. G.Saray kendi alanında kalıp kontralar arayan takım oldu.
Skibbe, Aydın'ı doğru bir zamanda oyuna aldı. Aydın'ın çabukluğu ve sürati, G.Saray'ı
rakip yarı alana taşıdı. 10 kişi kalan G.Saray pozisyon vermesine rağmen iyi kapanıp, Aydın ve
Baros'la yine de ciddi pozisyonlar buldu. Haftanın en zevkli karşılaşmasını G.Saray iyi mücadele ederek ve hak ederek kazandı.
EBRU KILIÇOĞLU: ASLAN GÜRLEDİ (SABAH)
Galatasaray, kaybetse 8 puan gerisine düşeceği Trabzon'u devirip liderlikten indirdi. Arda, Servet ve Lincoln'ün golleri farklı skoru getirirken iki taraf da sayısız fırsat kaçırdı..
Umut ve Gökhan'ın 'etkisiz
eleman', Serkan'ın amaçsız olması olumsuz etkiliyor lideri. İlk yarıya bir net sığdırıyorlar. 40'ta kaleciyle karşı karşıya kalan Gökhan 'yüzde 100'ü dışarı vuruyor. İkinci yarıda Yattara 'aşısı' geliyor. Bunu Trabzon pozisyonları izliyor: 56'da Yattara'nın mükemmel kestiği serbest vuruşu Umut 'kestiremeyince' ağları bulmuyor. 59'daki şutuna da De Sanctis geçit vermiyor. Golü onlar ararken 60'ta Lincoln ile Galatasaray buluyor. Lincoln önce golü atıyor, sonra kendini 'attırıyor.'
LEVENT TÜZEMEN: ARDA SOLA GEÇİNCE... (SABAH)
Maçtan önce Galatasaray'ın Trabzon'u farklı yeneceğini söyleselerdi kimse inanmazdı.. Ersun Hoca takımını 3 forvetle sahaya sürerek "Kazanmaya geldim" demişti. Skibbe'nin savunmaya Emre Aşık'ı koyması, Meira'yı Ayhan'ın yanına ikinci ön libero olarak itmesi ve Baros'u tek forvet düşünmesi hem
sürpriz hem de şaşırtıcıydı.
Oyunun kontrolünü eline geçiren Galatasaray top yapmaya, hücuma hızlı çıkmaya ve kanatları kullanmaya başladı. Servet'in golünden sonra Trabzon moral olarak sendeledi. Kewell, Baros ve Arda vuruşta acele etmeyip topu kesmeyi düşünselerdi maç ilk yarı farka giderdi.
Geriden maçı çok iyi okudu, zaman geldi libero gibi oynadı. Gerektiğinde kalesini doğru zamanda terk etti, Trabzon kornerlerinde tutamayacağı topları yumrukladı ve çok iyi yer tuttu. Özellikle
Colman'ın şutunda topa uzanışı tecrübesinin ve kalitesinin belgesiydi.
İSKENDER GÜNEN: GERÇEKLER ACIDIR (SABAH)
Defansın sağında oynayan Tayfun, oyunda kaldığı sürece Galatasaray'ın en büyük yardımcısı oldu! Bunca yıldır Trabzonspor'da oynamasına rağmen bu ne güvensizlik!
Song ve Egemen sezon başındaki görüntülerinden uzaklar. Yenilen ikinci golde (Servet'in yumrukla attığı gol. Ama eline çarpan gol!) kornerden gelen topta üç Galatasaraylı futbolcunun bulunduğu yerde ne Song vardı ne de Egemen! Bütün bir maç boyunca da ilk toplarda büyük zamanlama hataları yaptılar ve bu yüzden Galatasaray'a birçok top kazandırdılar.
Bir de ilk yarıda Galatasaray savunmasının çizgi halinde olduğu anlarda Yattara daha etkili olabilirdi. 2-0'dan sonra oyuna giren Yattara'nın bundan başka bir şey ortaya koyamaması da normaldir.
Sonuçta alınan farklı yenilgi Trabzonspor'un henüz hedeflerini gerçekleştirmek için yeterli olmadığını gösterdi. Özellikle
yabancı oyuncuların (Cale ve Colman) böylesi büyük bir maçta yetersizlikleri gözlendi.
İSMET TONGO: ÇOK KOLAY OLDU! (FOTOMAÇ)
Önce Lincoln ile başlayalım... Sezon başında gitsin-kalsın tartışmalarıyla gündemdeydi. Ama o her geçen gün üstüne koyarak bugünlere geldi. 2-3 haftadır başlı başına bir takım. Dün de öyleydi. Serbest oynayınca sahanın her tarafında dolaşıyor, her istediğini de yapıyordu. Trabzonspor karşısında inanılmaz bir gol attı. Arda'dan aldı, Baros'a verdi, Baros'tan aldı, çalımını yaptı ve 3-0 yaptı.
Ama sonuçta
tabela 1-0 yazıyordu. İkinci gol, kale önündeki bir karambol golüydü. Ve bundan faydalanma şansı da korkusuz şövalye Servet'indi. Lincoln'un attığı üçüncü gol ise gerçekten günün alkışlanacak çok önemli bir golüydü. Ancak maçta unutulmazlardan bir tanesi de kaleyi koruyan Morgan de Sanctis'ti. Bütün pozisyonları kucağında eritmesini bildi. Ama
Milan Baros ve
Harry Kewell adeta gol
kaçırma yarışı yaptı!..
NECMİ PEREKLİ: NEYSENİZ, OSUNUZ (FOTOMAÇ)
Trabzonspor, İstanbul'a lider olarak gelmişti. Üstelik bir de ligin namağlup iki takımından birisiydi. Galatasaray'a göre Trabzonspor daha moralliydi. Alacak aldığı puan veya puanlarla önemli bir deplasmanı geride bırakmış olacaktı.
Tayfun'la sağ kenarda başlanılması çok büyük bir hataydı. Zira orta sahada oyun kuramıyorsan, pozisyon üretemiyorsan o zaman top yapan ve son iki maçta formunu üst seviyeyle yükselten Colman'ın kenarda bekletilmesinin alemi neydi? Trabzonspor önceki maçlarda çok iyi oynamıyordu ama en azından sahada mücadele edip son dakikaya kadar golü kovalıyordu. Biz bu maçta bunların hiçbirini sahada göremedik. Elbette mağlup olmak farklı yenilmek, namağlup ünvanını kaybetmek kötü ve acı... Ama henüz ligin başı. Bu köprünün altından daha çok sular akar. Kimse hakemlere bahane bulmasın.