Albayrak yaptığı açıklamada, Sivasspor maçı sonrası olaya Federasyon tarafından taraflı bakıldığını iddia ederek, şunları kaydetti: ''Objektif bakılmadığı, iyi niyetli bakılmadığı için bunlar oldu. Ben bunları taraf olarak görüyorum. Geçen hafta Vestel Manisaspor maçı öncesinde yine maç günü karar çıktı. Yani iyi niyetli olun, bu kadar da olmaz. İki haftadır maç gününde karar çıkıyor ve puanlarımız gidiyor. Adalet terazisi bozuk. Adaletli bir şekilde olmadı. Adalet hakemle başlar ve maçın başından beri de adaleti hakem dağıtmalıdır. Sivassporlu futbolcular da maç içerisinde son dakikada taraftarı kışkırttılar, futbolcularımızın üzerine yürüdüler. Ama maalesef orada hakem yine hiç olaya müdahale etmedi, ne zaman orada bir taraftar sahaya geldi, Sivassporlu futbolcuya hamle yaptı. Sonra o taraftara Sivassporlu futbolcular ne kadar vurabildilerse vurdular. Sonra o Sivassporlu futbolcular o hafta maç yaptılar ve hiç ceza almadılar. Onların oynaması kimsenin gözünden kaçmadı. Ama Federasyon'un, Tahkim'in gözünden kaçtı. Nasıl kaçıyorsa? Bende o görüntüler var. Yani Sivassporlu futbolcuların taraftarı nasıl dövdüğünün görüntüleri var.'' Sivasspor maçı bittikten sonra, Sivasspor başkanının tribünden atlayarak sahanın içine, ortasına gittiğini belirten Albayrak, şunları vurguladı: ''Ya sen ne yapmaya gidiyorsun oraya? Güvenlikçi misin, nesin? Bu olay herhalde komplo. Bu komplo içerisinde onlar da var. Sivasspor'un başkanı bizim şeref tribününden sahanın içerisine atlıyor gidiyor. Bu nasıl cesaret? Bu nasıl akıl? Bu ne mantık? Sivassporlular'ın bugüne kadar yaptıkları açıklamaların hepsinde zemin hazırlanıyor. 'Biz 3 puanda değiliz', '3 puan için yapmıyoruz'. O zaman gitmeseydin Tahkim Kurulu'na. Bu yaptıkları, ikiyüzlülük. Hep ikiyüzlü hareket ettiler. Sonra üç puanı aldıktan sonra timsah gözyaşları dökmek. Bizim üç puanınızım hiç bir esprisi yok. Eğer futbol böyle kurtulacaksa bu üç puan Federasyon'a da Sivasspor'a da helal olsun. Olayların ardı arkası kesilmiyor. Eğer bu olaylar böyle olacaksa, yarın öbür gün, son yarım dakikada birisi atlayacak sahaya ve böyle bir olay yapacak. Nasıl karar vereceksin o zaman? Bu örnek mi teşkil edecek? Evet. Şampiyonluğa oynayan bir takım, mağlup durumda, son dakikada bunu yaptı. O zaman ne olacak? Avrupa'da Milan'ın bir maçı vardı kısa süre önce. Milan kalecisi Dida tokat yedi ve yere düştü. Bu olayda bir benzerlik var mı? Evet tabii ki. Kaleci yediği tokatla yere düşüyor, oyundan alıyorlar ve hastaneye götürüyorlar. Yeni kaleci oyuna giriyor ve hakem bu maçı tamamlayıp öyle bitiriyor. Orası Avrupa, burası Türkiye ve gariplik de burada.'' Bu olayın ardından ilk günden beri komplo olduğunu düşündüğünü söyleyen Albayrak, ''Takımım galip ve son dakika. Benim taraftarım neden sahaya atlasın? İçeriden de olabilir, dışarıdan da olabilir. Kim olduğunu tahmin etmem mümkün değil. Ben kim yaptı bilemem. Herkes bir şey söylüyor. O zemini hakem hazırladı. Federasyon hazırladı. Öyle bir zemin hazırlandı ki hakem arkadaşımız maçın başından beri tansiyon çıkarttı. Bir numaralı sebep hakem. O son dakikalarda Balili ile Ayman arasındaki faulün doğmasındaki bir numaralı sebep de hakem. O zaman çok daha erken tansiyon düşürülebilirdi. Zamanında müdahale ve erken verilecek kartlar ile hiç bu kadar tansiyon olmazdı. 90 dakika sen adama bunları yapmasına müsaade edersen. Biz evsahibiyiz oynatmadılar. Sürekli fauller yapıldı. Ayman'a, Yattara'ya ve Gökdeniz'e yapılan fauller. Çocukları oynatmadılar. İzlesinler maçı. Bu daha ligin ilk maçı, lige böyle başlarsan ne olacak?'' İlk zamanlar 13-14, en az 12 kulübün Federasyon'un arkasında olduğunu hatırlatan Albayrak, şunları kaydetti: ''Şimdi bu Federasyon'un arkasında sadece 2-3 kulüp kaldı. Ben o zamanki şartlarda, oturdum ve sayın başkan ile görüştüm. Konuşmalarda ve görüşmelerde yaptıkları eski hataları kabul ettiler. Biz de bu hataları tekrarlamayacaklarının sözünü aldık. Biz de yapmayacaklarını tahmin ettik. Ama maalesef değişen bir şey yok. Eski tas, eski hamam. Mesela geçen sezon Galatasaray-Fenerbahçe maçında yaşananlar, aynı hakem farklı kararlar. Şimdi bu yaşananlar, bu çifte standartları anlamak mümkün değil. Herkes kendini kurtarmaya çalışıyor. Hakem kendini kurtarmak için maçı kasıtlı olarak tatil etti ve bu da hakemin artniyetli olduğunu gösteriyor. Yaşanan çifte standardın karşısındayız. Şunun altını çizerek söylemek istiyorum ki, biz üç puan peşinde değiliz. Hakkımız olan bir şeyi istedik ve çifte standardın uygulanıp uygulanmayacağına bakmak istedik. Gelinen nokta ortadadır. Ben de Trabzonspor başkanı olarak ve yönetim olarak hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyoruz. Tavsiyem de şu, çok kısa süre içerisinde olağanüstü kongre yapılarak, yeni bir döneme girilmeli. Ancak bu şekilde Türk futbolu kurtulabilir. Bu şekilde devam ederse Türk futbolu temizlenemez. Federasyon Başkanı, 'Benim şehrim, benim takımım arkamda durmazsa ben de bu koltukta oturmam' demişti. Şimdi Trabzonspor tamamen desteğini çekti, bakalım ne olacak? Ben de merak ediyorum.'' Trabzonspor'un bazı şansızlıklar yaşadığını belirten Albayrak, şunları ifade etti: ''Biz kesinlikle sonuna kadar gideceğiz. Trabzonspor'un gerçekten de başına büyük şanssızlıklar geldi. Trabzon da şanssızlıklar yaşadı. Bunlar takımı, camiayı, kamuoyunu etkiliyor. Hatırlıyorsunuz geçmişte bir Gökdeniz olayı yaşandı. Arkasından da yine bahsetmek istemediğimiz bir sürü olaylar oldu. Bunlar çok etkiliyor. Zorlu bir dönemeçte takımı devraldık. Çok zor şartlar altındaydık. 23 puanla 11. sıradaydık. Ama bu şartlara rağmen Trabzonspor iki sezonda da 4. sırada ligi tamamladı. Bu zorlu şartlara rağmen. Trabzonspor'un da en azından Şampiyonlar Ligi'ne katılması gerekir. Başarısızlık olarak görmek istemiyorum. Özellikle de sıkıntılar bu kadar çokken. Düşünsenize Trabzonspor ilk yılımızda 23 puanla 11. sırada, ikinci yarıda ise Trabzonspor ligi 4. sırada tamamlıyor. Bu o sezon için başarı. İkinci yılımızda da büyük şanssızlıklar yaşadık. İlk yarı yine altlarda kaldık ama ikinci yarıda toparlandık ve ligi yine 4. sırada tamamladık.'' Albayrak, Trabzonspor'un yarıştığı takımların ortada olduğunu kaydederek, şunları vurguladı: ''İstanbul'dan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray. Onların bütçeleri ortada, 120-150 milyon dolar. En az 100 milyon dolar. Bizim ise 30 milyon dolar bütçemiz var ve onlarla bu şekilde yarışıyoruz. Bu denkleme baktığımızda başarı ortada. Fenerbahçe yılda 50 trilyon hasılat geliri alıyor. Biz ise 3 trilyon alıyoruz ama bu sene 1.5 trilyona kadar düşecek çünkü beş maç sahamız kapatıldı.'' Federasyon'un aldığı kararların sürekli olarak tartışıldığını belirten Albayrak, ''Öyle bir karar alacaksınız ki, kimse bunu tartışmayacak. Adaleti çok dengeli dağıtacaksınız. Ancak bu şekilde tartışılmaz. Güvensizlik ortadadır. Kulüplerin yüzde 80-90'ı güvenmiyor. Güvensizlik olduğunda da bu durum ortaya çıkıyor. Bu bir gemi ve bu gemi su almaya başladı. Ama ben tek değilim Kulüpler Birliği var. Kulüpler Birliği'nde alınacak olan kararları uygulayacağız'' dedi. Lige kötü bir başlangıçla başladıklarını kaydeden Albayrak, şunları vurguladı: ''Trabzonspor camiasının Trabzon'un takımına sahip çıkmasını istiyorum. Bu bayrak şimdi bizde ve biz de bu bayrağı maddi manevi en iyi şekilde taşımaya çalışıyoruz. Bize güvenmelerini istiyorum. Bu bayrağı taşırken yanımızda ve sağduyulu olmalarını istiyorum. Bu yolda yalnız kalınmamalı, Trabzonspor'un seveni olduğu kadar düşmanı da var.'' Futbol Federasyonu'ndaki bir çok kriter şu anda Avrupa kriterlerine, A haberleri'>UEFA kriterlerine uygun olmadığını belirten Albayrak, ''Şu anda bir çok yasanın, kriterlerin düzenlenmesi için çalışmalar yapılıyor. Hükümet bu konuda çalışıyor. Bu çok önemli, iyi niyetli ve dürüst olursak her şeyi çözeriz. Herkese kendine yapılmasını istediğin şeyleri yapacaksın. Adaleti adaletli dağıtmak gerekiyor'' diye kaydetti. Nuri Albayrak, Ersen Martin konusunda ise , ''O kulüple yaptığımız anlaşmada belli bir tarih var. Onlar bize saat ve tarih verdiler ve o zamana kadar da ödeme yapılmadı. Yani yaptığımız protokole uygun davranılmadı. Biz de sonra o anlaşma için yaptığımız hesapları kapattık. FIFA da bunları göz önünde bulunduracak. Bizim yaptığımız bir kural hatası kesinlikle yok'' dedi. Albayrak, Trabzonspor'un yaşanan olayların yüklediği psikolojiyi yaşadığını kaydederek, şunları belirtti: ''Yaşanan olaylarda da en fazla zararı biz aldık. Biz her zaman dimdik ayaktayız. Biz en kötü şartlarda ayakta durduk. Aralıkta mali genel kurul yaptık ve 19 puanımız vardı. Başka bir yönetim olsa hemen giderdi. Ama Trabzonspor her zaman ayakta. Yaşadıklarımızda, basının da hatası oluyor. Kulüpten resmi bilgi almadan yanlış haber yazanlar da çok oluyor. Her zaman diyoruz ki herkesin haklarına saygılı olalım. Herkes hata yaptığı zaman düzeltmeli. Kimse bizim dostumuz ya da düşmanımız değil. Biz herkese dost olarak yaklaşıyoruz. Ama ne olursa olsun adalet tecelli eder. Yalan en sonunda çıkacak. Adalet kesinlikle tecelli edecek.'' Albayrak, teknik direktör ile ilgili bir güven kaybının söz konusu olmadığını ifade ederek, ''Beraberlik olur, yenilirsin ya da kazanırsın. Her maçtan önce üç ihtimalli bir sonuç olacağını bilirsiniz ve ona göre hazırlıklı olursunuz. Ziya Doğan'a da güvenimiz devam ediyor. Spekülasyon yapmaya gerek yok. Zaten güvenmesek oturur konuşur ve ayrılırız. Herkesin medyada bağlantıları var ve kendi menfaatleri için uğraşıyorlar ama doğrular benim söylediklerim'' dedi.