Alex de Souza, profesyonel futbol kariyerindeki son röportajında, başarısının sırrını ve Türkiye'de yaşadığı ilginç olayları anlatırken, Fenerbahçe'ye teknik direktör olarak dönebileceğini söyledi.
sporx'in haberine göre; Fenerbahçe tarihine ve Türk futboluna damga vuran isimlerden Alex de Souza, kariyerini noktalarken, Brezilya'da özel bir röportaj verdi. 37 yaşındaki futbolcu, futbol yaşantısındaki ilginç anıları anlattı, Türkiye'de yaşadıklarına değindi ve Brezilya futbolu ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
İşte Alex'in röportajı...
"BOLCA OKUDUM VE FUTBOL DIŞI SOHBETLER YAPTIM"
"Annem ve babam eğitim almamış. Bana en çok yardım eden şey, salon futbolu oldu. Birçok insanla tanıştım orada. Doktorların, avukatların çocukları ile yaşadım ve aynı sınıfta yer aldım. Sonra Coritiba'ya gittim ve birçok farklı oyuncu ile tanıştım. Palmeiras'a geçtiğimde, ne yapmam gerektiğini arıyordum. Ailem Curitiba'daydı, kız arkadaşım Curitiba'daydı ve Sao Paulo beni korkuttu. Bolca okudum, çalıştım ve insanlarla futbol dışı sohbetler yaptım. Genelde konuyu bilmiyordum, ancak yine de duyduğum şeyleri özümseyerek, olayın içine girmeye çalışıyordum. 20 yaşında birçok şey yaşadım ve bunları anlatamıyordum. Ancak şimdi 37 yaşındayım ve anlatabiliyorum."
"TÜRKİYE'DE KİMSEYLE KAVGA ETMEDİM"
"Buraya geri geldiğimde şöyle bir şey vardı; Oh, Alex Türkiye'de kavga etti ve geldi. Hayır, ben kimse ile kavga etmedim. Hoca ile tartıştım ve başkan benim ayrılmamı uygun gördü, hoca devam etti. Palmeiras'ta da, Cruzeiro'da da, Türkiye'de de soyunma odasında iyi bir adam oldum. Bunu oyunculara da sorabilirsiniz. Burada, başkan ile aramda bir problem hiçbir zaman yaşanmadı. "
"NEDEN HEYKEL YAPTILAR, BİLMİYORUM"
"Türkler için neden idol oldum bilmiyorum (Gülüyor). Ne olduğunu bilmiyorum. Brezilya'da yaptığımdan farklı bir şey yapmadım. Kendimi adadım, kazandım, kaybettim, çok farklı pozisyonlarda kaldım, ancak mesela bir heykeli hak etmek için farklı bir şey yapmadım. Onlar Fenerbahçe idmanına gelerek, heykel için benden ölçüler aldıklarında, bunun ortaya çıkacağını düşünmedim. Çünkü ben sadece futbol oynuyordum. Beni sevmeyenler de şöyle dedi, "Adama bak! Geldi, para kazandı, ayrıldı ve hala onun için bir heykel yapıyorlar". Sakince bakıyorum olaya. Onların kültürlerine dahil oldum, görevimi eksiksik yerine getirdim, benim ailem de onların kültürlerini benimsedi ve dikkat ettik her şeye. Sıradışı bir şey yapmadım, hiçbir şey yapmadım. Gerçekten, bu benim için bir gizem."
"YA DAMGA VURURUM, YA DA ÖLÜRÜM DEDİM..."
"Beni 2003 yılında da istediler, ancak kabul etmedim. Eşim hamileydi. Eğer beni gerçekten istiyorlarsa, kızım doğduktan sonra tekrar gelmelerini söyledim. Cruzeiro'da beni gollerimi atarken izlediler. Brezilya'daki en iyi oyuncuyu alacaklarını düşünüyorlardı. Bu yüzden ben İstanbul'a gittiğimde, zaten bir idöldüm. 20 bin insan, havaalanında beni bekliyordu. Gördüğüm en çılgın şeydi. Kendi kendime, ya damga vururum ya da ölürüm diye düşündüm. 30-32 gole damga vurdum ve şampiyon olduk. Bu çılgınlık gün geçtikte daha da arttı."
"YAŞANAN EN ÇILGIN ŞEY, İSTANBUL'DAN AYRILIĞIM"
"Ama yaşanan en çılgın şey ayrılığımdı. 12 gün boyunca, 3-4 bin insan benim evime koştu. Kızım bir gün geldi ve bahçemizde insanların yattığını söyledi. Üç tane de köpeğim vardı ve serbestti. Onları, insanlara saldırmaması için tutmamız gerekiyordu. Ülkedeki bu kargaşa sırasında, bir de köpeklerimin olay olmasını istemedim (Gülüyor). Saat 10'da Brezilya'ya uçağım vardı ve havaalanında insanlar meşalelerle ortalığı ateşe verdi. Polis şefi geldi ve bana, "Bir an önce git, bu insanlar sen gidince duracak" dedi. İnsanlar uçağı görüyordu. Kızım dillerini öğrenmişti ve bir adam gelip, havaalanının kapandığını, çünkü çıkan duman ve ateşin havaalanını patlatacak seviyede olduğunu ona söyledi. Büyük hayalkırıklığa yaşadı. Uçak 19:40'da ayrıldı, biz sınır dışı edilmiştik. "
"TÜRKİYE'DE NORMAL HAYAT İÇİN..."
"Türkiye'de normal bir hayat sürebilirsin, ancak herkesle tanışmak için sabırlı olmalısın. Sokaklarda bu durumla karşılaşmamak için, evde kaldım. Alışveriş merkezlerine, sinemaya ve restaurantlara gittiğimde, fazla zamanım olmadığını biliyordum. Önemli olan, hızlıca işini halledip, oralardan kaçmaktı. Eğer ailem ile bir gün geçiriyorsam, genelde evden çıkmıyorduk."
İSTANBUL'DA İLGİNÇ BİR GECE KULÜBÜ HATIRASI...
"Bir gün ünlü bir gece kulübündeydik İstanbul'da. Yanımızda birkkaç arkadaşımız da vardı. Eşim bir yanımdaydı ve öbür tarafımda bir sarışın bayan vardı. Bir fotoğrafçı, benim fotoğrafımı çekmiş ve sonra eşimi o kareden çıkarmış. Ancak omuzu yine de görülüyordu. Sonra bu fotoğrafı, bizim bir maç kaybetmemizi bekleyerek saklamışlar. Eğer o haber yayınlandıktan sonra aşırı tepki vermiş olsaydım, bir başka yalancı manşet ortaya çıkardı. Hoca ile olan tartışmam, inanılmaz bir şekilde büyütüldü. "Alex, 12 gol daha atarsa rekor kıracak" dendi ve sonrası geldi. Bir golün ardından, televizyon hocanın reaksiyonunu gösterdi. Bu noktada ben onlara önemli bir 'silah' verdim. "
"EN İYİ OYUNCU OLMADIĞIMI BİLİYORUM"
"Ben dünyadaki en iyi oyuncu olmadığımı biliyorum. Kendimi başka kimseden farklı görmüyorum. Ben bir futbol oyuncusuyum ve yakın zamanda futbol oyuncusu da olmayacağım. Yenilgiler bana çok şey kazandırdı. Tanrı bana, top oynamam için bir hediye vermiş, ancak bu beni bir taraftardan, bir yöneticiden daha iyi yapmaz. Daiane (eşi) ile yaşadıklarım da bunu gösteriyor. Farklı sosyal statülerdeydik. İlişkimiz başladığında, saçma ve absürd görünen birçok şey vardı. Ancak sonrasında fark olmadığını anladık. Sen, hayatın sana sunduğu insansın. Sakin bir şekilde yaşamalısın."
"TEKNİK DİREKTÖRLÜK KURSUNA GİDECEĞİM"
"Teknik direktörlük kursuna gideceğim, ancak bu benim teknik adamlık yapacağım anlamına gelmez. İstediğimde teknik direktör olmak için yeterli olmaya çalışacağım. Şu anda ne yapacağımı bilmiyorum. Türkiye'ye, Fenerbahçe'ye geri dönebilirim, bu mümkün. Ancak Coritiba'da teknik direktörlük yapmak istemiyorum."
"CORITIBA İLE İLİŞKİM NOKTALANACAK"
"Coritiab ile ilişkim, Bahia maçı ile birlikte noktalanacak. Onlarla daha fazla profesyonel ilişkim olsun istemiyorum. Ne yönetici olarak, ne de bir hoca olarak. İleride belki fikrimi değiştiririm, ancak şu anda böyle düşünüyorum. Bir taraftar olacağım ve bir taraftar olarak, sahada oynayanları destekleyeceğim."