Dejagah, İsrail'le oynanacak Avrupa şampiyonası eleme maçında kadroda olmayı reddetti. Medya, siyasiler ve Yahudi toplumu ayağa kalktı: Milli takımdan men edin.. Çifte vatandaşlık taşıyan İran asıllı futbolcu Ashkan Dejagah, 21 yaş altı milli takım formasını giydiği Almanya'nın 12 Ekim'de İsrail'le yapacağı Avrupa Şampiyonası eleme maçında oynamayı reddetti. Alman liginde oynadığı Wolfsburg'da geçen hafta yerel bir gazeteye verdiği röportajda "İsrail'e karşı oynamama kararım politik nedenlerden" açıklaması yaptı. Güvenliğinden endişe ettiğini de söyledi. Alman Futbol Federasyonu ise talebe olumlu yaklaşarak Dejagah'ı kadro dışı bıraktığını açıkladı. 'DAMARLARIMDA İRAN KANI VAR' Nazi dönemindeki soykırım geçmişi nedeniyle zaten konuya hassas olan Almanya'da Yahudi toplumu liderleri, politikacılar ve hatta basını ayağa kaldıran da bu karar oldu. Alman tabloid gazetesi B-Z'ye "Benim damarımda Alman'dan çok İran kanı var. Aileme saygımdan dolayı maça çıkmam" demesi tartışmayı daha da alevlendirdi. Oysa Alman Futbol Federasyonu'nun internet sitesinde "kişisel nedenler" gerekçesiyle maçta olmayacağı açıklanan oyuncuyla ilgili federasyon başkanı Theo Zwanziger "Takım antrenörleri kişisel nedenler olduğunu iletti. Biz de maç kadrosunda olmaması kararı aldık" demişti. Ülkenin en çok satan gazetesi Bild de futbolcuya Alman milli takımında forma verilmemesi çağrısı yaptı. Almanya'daki Yahudi toplumunun lideri Dieter Graumann "Milli bir futbolcunun İsrail'i protesto etmesi kendi özel inisiyatifinde değil. Federasyonun kararı skandal" dedi. FEDERASYON: FORMAYI TAŞIMAZ İktidardaki Hristiyan Demokrat Parti'den milletvekili Dr. Friedbert Pflueger de ünlü futbolcuya tepki gösterenlerden. Vekil, "Futbolcu hangi takıma karşı oynayacağına karar veremez. Güvenlik gerekçesi bahane" dedi. Federasyon Başkanı Zwanziger artan tepkiler karşısında dün Bild'e yeni bir açıklama yapmak zorunda kaldı: "Almanya milli takım formasını giyen herkes bu ülkenin temel değerlerine saygı göstermek zorunda. Eğer göstermiyorsa bunu o formayı taşımadan yapmak zorunda..." SABAH