Kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamada,
yönetim kurulunun idari, hukuki, mali ve
sportif yapılanmasını gerçekleştirmek amacıyla 9 Haziran 2010'daki genel kurulda ve çok zor şartlar altında görev aldığı sekiz ayda üzerine düşen sorumlulukları büyük bir özveriyle yerine getirdiği ifade edildi.
Altay Spor Kulübü'nün 2014 yılında hayata geçecek
UEFA Kriterleri'ne hazırlanması, bununla eş zamanlı olarak idari, mali ve hukuki yapılanmasını gerçekleştirmesi çalışmalarının aralıksız devam ettiği vurgulanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
''Sportif başarısızlığın gölgesinde kalan bu çalışmaların ne denli önemli olduğu gerçeği, önümüzdeki günlerde çok net biçimde görülecektir. Ancak salt sportif başarının konuşulduğu ve arandığı, diğer hiçbir şeyin öneminin olmadığı bir ortamda yapılan çalışmaları madde madde yazarak şu ortamda gündemi farklı bir noktaya çekmeyi bugüne kadar hiç istemedik.Ancak yönetim kurulumuz, 22 milyon liranın üzerinde bir borç yüküyle devraldığı kulübümüzü, naklen yayın ve Spor Toto gelirlerinin olmadığı bir ortamda, temlik ve haciz kıskacının altında bugüne kadar getirmeyi başarmıştır.''
Kurulan denge sayesinde söz verilen
futbolcu ödemelerinin büyük bölümünün yapıldığı, kulübün hayatiyetini devam ettirmesi için gerekli harcamaların yerine getirildiği, geçmiş dönemlere ait borçların ödenmesine başlandığı, icradaki dosyalarının önemli bir kısmının temizlendiği, kulübün piyasadaki prestijinin yeniden sağlandığı ve her şeyden önemlisi Altay Spor Kulübü'nün tüm hesaplarının denetim altına alınarak
otokontrol mekanizmasına işlerlik kazandırıldığı açıklamada vurgulandı.
Bunlara rağmen, ortada sportif bir başarısızlığın olduğu gerçeğini hiç kimse inkar edemeyeceğine dikkat çekilen açıklama, şöyle devam etti:
''Ancak; bu başarısızlığın tek nedeni, üzerine düşen sorumlulukları büyük bir özveriyle yerine getirmeye çalışan yönetim kurulu değildir. Altay Spor Kulübü'nü temlikler, hacizler, futbolcu,
teknik heyet ve
vergi borçları nedeniyle
transfer yapamaz duruma getirenlerin sorgulanmaya gerek bile duyulmadığı bir ortamda, varılan noktanın tek suçlusunun yönetim kurulu olarak lanse edilmesi hiçbir vicdana sığmayacaktır.
Taraftarımızın
Diyarbakırspor maçı bitişinde gösterdiği tepkiyi, Altay Spor Kulübü'ne olan bağlılıklarının bir göstergesi olarak algılıyoruz. Ama şunu kimse unutmasın ki yaşanan sportif başarısızlıktan bizler de en az onlar kadar büyük bir üzüntü yaşamaktayız. Gelinen noktada herkesin sağduyulu olması gerekirken, bir yerlerden düğmeye basarak yönetim kurulunu köşeye sıkıştırma çalışmaları, tepkinin ölçüsünü kaçırmakta ve Altaylılık ruhuyla hiçbir zaman bağdaşmamaktadır.
Bizler; kimlerin yönetim üzerine oyunlar oynadığını, kimlerin
başkan adayı bulup
koltuk pazarlığı yaptığını, kimlerin futbolcularımızı arayıp aklını çelmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz. Şu anda susuyorsak tek nedeni, kulübümüzün daha fazla zarar görmesini engellemek içindir.
Sıkıntılı günler yaşadığımız şu ortamda tek isteğimiz, herkesin sağduyulu ve Altaylılık ruhuyla hareket ederek kulübe
destek olmasıdır.
Yönetim kurulu olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları bildiğimizi ve görevimizin başında olduğumuzu kamuoyuna arz ederiz.''