Yeni devletler demek yeni
takımlar ve katılımcılar demekti. Yine o süreç 'endüstriyel
futbol' denilen ve para ile sıkı ilişkisi olan yeni bir düzenin peyda olduğu dönemdi. Böylece eskiden sadece
ülke şampiyonlarının katılabildiği bir
kupa olan ve toplam 5 rakibi geçen takımın şampiyon olabildiği Şampiyon Kulüpler Kupası lağvedilerek yerine çok daha fazla takımın/sponsorun katılabileceği
Şampiyonlar Ligi tesis edilmişti. Böylelikle takım sayısında ciddi bir artış görüldü ama büyükler sahne almadan evvel bazıları bir an önce ayak
altından çekilmelilerdi. Bu yüzden temmuz, ağustos sıcaklarına denk gelen ön
eleme kavramı
icat edildi ve pek çok ülke son yıllarda
Avrupa kupalarında eylül ayını bile göremez oldu.
Şampiyonlar Ligi'nin ilk organizasyonlarında sadece ülke şampiyonları yer alabiliyordu ve klasik turların ardından çeyrek
final yerine 4'erli iki grup oluşturuluyordu. Bu nedenle G.Saray'ın 1993-94'teki Cork City ( 2-1, 1-0) ve M.
United (0-0, 3-3) başarıları
ön eleme sayılabilir de sayılamaz da... Ancak bir yıl sonraki ilk resmî ön elemede
Galatasaray, Lüksemburg'dan Avenir Beggen'i zorlanmadan geçmişti. 1995-96'da Daum'un, Stefan Kuntz'lu, Aumann'lı
Beşiktaş'ı Norveçli Rosenborg'a 0-3 ve 3-1'lik sonuçlarla elenmişti. Ertesi yıl ise Okocha ve Kostadinov'lu F.
Bahçe,
İsrail'den M.Tel Aviv'i 1-1 ve 1-0 ile saf dışı bıraktı. Daha sonra G.Saray'ın altın yıllarında sırasıyla İsviçre'nin
Sion ve Grasshoppers, Avusturya'nın
Rapid Wien ve yine İsviçre'nin St. Galen
takımlarını hiç yenilmeden elediğini gördük. Aynı süreçte G.Saray'a eşlik eden Beşiktaş, Sloven Maribor'u elerken, İsrail takımı Hapoel'e ise elenmişti. 2000-01
sezonunda ise önce Bulgar Levski'yi, ardından da Rus Lokomotif'i elemeyi başardı Siyah Beyazlılar. 2001-02'de
F.Bahçe, İskoç G.Rangers'ı 0-0 ve 2-1 ile, iki ön eleme oynayan G.Saray ise Arnavut Vlazznia ve Bulgar Levski'yi elemeyi başarıyordu. Ertesi yıl F.Bahçe,
Hollanda temsilcisi Feyenoord'a iki maçta da kaybederek elendi. 2003-04'te G.Saray yine bir Bulgar takımı olan
CSKA Sofya'yı iki defa yenip eledi. 2004-05'te
Trabzonspor, Leton Skonto'yu eleyip, ikinci ön elemede Ukrayna'dan D.Kiev'e deplasmanda kazanmasına karşın elendi. Ertesi yıl yine Trabzonspor daha büyük bir şok yaşatarak Rum Kesimi'nden Anorthosis'e elendi. 2006'da ise Fe.Bahçe, Faroer'den B36'yı rahat geçip, D.Kiev'e elenirken G.Saray ise Çek Cumhuriyeti'nden Mlada'yı kupanın dışına itti. Geçen sezon ise Beşiktaş, Sheriff ve Zürich engellerini namağlup aşmayı başardı. F.Bahçe'nin rakibi Anderlecht'ti ve temsilcimiz iki maçı da kazanarak gruplara kalmayı bildi. F.Bahçe bu sezon da MTK engelini geçti. Buna göre Türk takımları 26 Şampiyonlar Ligi ön elemesinin 20'sinde gülen taraf oldular.
UEFA Kupası'ndaki ilk ön eleme maceramızı ise 1994-95'te F.Bahçe ile yaşadık ve kardeş ülke Azerbaycan'ın Turan takımına karşı 5-0 ve 2-0'lık skorlarla rahat bir tur elde ettik. O süreçten bu yana UEFA'daki 18 ön elemenin 15'inde tur atlayan Türk takımları iyi bir
karne elde etmiş oldular. İki kupanın toplamında ise Türk takımlarının tur geçme oranlarının % 80 olduğu görülüyor. Görüldüğü gibi
Türkiye, ön eleme kavramı için ağır kaçan bir ülke durumunda. Öyle ki, temsilcilerimiz karşılarına çıkan nispeten zayıf rakipleri bertaraf etmekte pek zorlanmıyorlar. Dileğimiz bu iyi gidişatı Galatasaray'ın Steaua
Bükreş, F.Bahçe'nin
Partizan ve Beşiktaş'ın S. Brejeg karşısında da devam ettirmesi yönünde.
MEHMET YILMAZ