Galatasaray'ın yeni Başkanı
Ünal Aysal, çocukluğunu, Galatasaray
Lisesi yıllarını,
yurt dışı yaşantısını,
hobi ve özel zevklerini VATAN'a anlattı.
Forbes 2011 listesine göre Türkiye'nin en zengin 100 kişisi arasında 775 milyon dolarlık şahsi serveti ile 51'inci sırada yer alan Ünal Aysal'ın, 40 yıl önce kurduğu Unit Group özellikle enerji sektöründe tanınıyor. Aysal'ın sadece Türkiye'de inşaat halinde 2.5 milyar dolarlık enerji yatırımı var.
"Bu serveti nasıl edindiniz?" diye söze giriyorum. "Şanslıydım. Hayatta şansıma her şeyden çok güvendim. Hep risk aldım ama şansımı da zorlamadım." (Nerede bizde öyle şans, diye iç geçiriyorum.)
Kendi ifadesiyle "Orta
direk" bir aileden gelen Aysal'ın babası Manastırlı (
Makedonya), annesi ise Selanikli... " Ailemiz hakim kökenliydi, babam ise askeri hekimdi. İlk mektebi Anadolu'nun 4 ilini dolaşarak geçirdim. En son "
İstanbul Çapa İlkokulu'ndan
mezun oldum" diyor.
*
Galatasaray Lisesi'ne girişiniz nasıl oldu, ailenizin yol göstermesiyle mi?
"
Hayır. İnisiyatif alan bir yapım var. Galatasaray'a eğilimliydim. Gazetede görüp, kendim müracaat ettim. O dönem zaten İstanbul'da bile değildik. İstanbul'da eşin dostun evinde kaldım, G.Saray'ın imtihanına girdim. 1952 yılıydı. 50 kişi alıyorlardı. 1000 kişi müracaat etmişti. Mektebe 12'nci girdim. Tesadüf, çocukluk şansı... Ama şans önemlidir."
Okul yıllarında orta seviye bir talebeydim 5-7 arası notlarla sınıfı geçerdim
* Galatasaraylılık ruhu böylece başladı?
"Evet, ama hiçbir şeyin fanatiği olmadım. Galatasaray benim dönemimde sırf erkeklerden oluşan bir okuldu. ‘Askeri
disiplinli' desem yeridir. O disiplin ile büyüdük. Abi kardeş ilişkisi vardı büyüklerimizle aramızda... İş hayatına atılınca o yaş farkı kapanmasına rağmen, bugün bile karşı karşıya geldiğimizde aynı saygı devam eder. Öyle bir yetiştirilme kültürü... Tahsil hayatım boyunca orta karar bir öğrenciydim. 10 üzerinden 5-7 ile geçerdim. Hiç iftihar almadım." (Gülüyor)
THY'de
bilet sattım, TRT Radyo'da spikerlik yaptım, Migros'ta çalıştım
Lise sonrası İstanbul Hukuk Fakültesi'ne giren Aysal, "
röntgen mütehassısı" olan babasının kazancına rağmen, hayatı boyunca kendi ayakları üzerinde durmaya özen göstermiş. "
Üniversitedeyken para kazanmak için çeşitli işler yaptım. Seyahat acentasında da çalışmışlığım var, THY'nin şehir merkez bürosunda ekonomi bileti kesen memur, muhasebeci olarak çalışmışlığım da... Hatta TRT İstanbul Radyosu'nda 1 yıl stajiyer spikerlik bile yaptım..."
İstanbul Hukuk'ta 3 bin kişilik sınıflarda iki yıl
ders gördükten sonra, GS Liseli bir arkadaşının "Oğlum ne işin var orada, burada sınıflar 25 kişilik" demesiyle İsviçre'nin Neuchatel (Nöşatel) Üniversitesi'ne geçen Aysal, 2.5 yıllık bakiye hukuk tahsilini Avrupa'nın merkezinde tamamlamış. "İsviçre'de sabah 06-12 arası Migros'ta part time çalışarak masraflarımı karşıladım. Üniversit
e devlet destekliydi ancak yaşamsal ihtiyaçlarım için çalışmak zorundaydım. 12'den sonra okula gidip, derslere girer, sabah kaçırdığım dersleri ise arkadaşlarımın notlarından takip ederdim" diyor.
MAÇTA YENİLSEK DE ÜZÜNTÜMÜ BELLİ ETMEM!
* Ünal Aysal'a kritik maçlar öncesi ruh halini sorduğumuzda...
"Genelde sakinimdir, maça giderken de fazla telaşlanmam. Yenilsek bile üzüntümü belli etmem" diyor.
* Bir erkeğin en güzel yaşı hangisidir?
İçinde yaşadığı yaştır. Her geçen sene kendimi daha iyi hissediyorum. Hiç "ah keşke şu yaşımda olsaydım" gibi bir özlem içinde değilim. Bugünümü; 5-10 yıl evveline
tercih ederim. Kendimi çok daha iyi, çok daha huzurlu hissediyorum. Kendimle barışığım, onun için etrafımdaki insanlarla da barışığım. Sıhhi bir sorunum olmadığı için, bugün içinde bulunduğum yaş bana çok avantajlı bir yaş gibi geliyor. Çünkü hem deneyimim var; hem de gençlere nazaran bir eksiğim yok.
* Yaşınız?
Yazmamak şartıyla (Gülüyor) 2 Haziran'da 70 yaşına bastım.
6 yıl
kürek çektim,
ekip disiplini ve
takım ruhunu öğrendim
Karşımda sakin sakin konuşup bir yandan mozarella-domates ve fesleğenden oluşan öğle yemeğini bir
bardak su eşliğinde yiyen bu adam 70 yaşında. Ancak yaşına dair bir emare yok. Vücudu, özellikle de omuz-göğüs kısmı gayet yapılı.
* Başkan, sporla aranız nasıl?
Lise yıllarında kürek sporuna başladım.
Yurt dışına gidene kadar sürdü. Tam 6 yıl. Kürek gerçek bir İstanbul sporu,
kent sporu. İnsana ekip disiplini ve takım ruhu aşılıyor. Burada GS Adası'nda çalışırdık. 2 çiftle başladım (iki kişi, her elde birer kürek yani 4 kürekli). Sonra 2 tek (iki kişi, iki elde tek kürek, toplamda 2 kürekli), 4 tek çektim. Ama 4 tek kürek stilinde, bir omuz düşüyor. Bir süre sonra ceketin bir tarafına vatka takarak dolaşmak zorunda kalıyorsun. En büyük zevkim Boğaz'da kürek çekerek, Kanlıca'ya yoğurt yemeye gitmekti. Denize düştüğümüz de oldu, gemiye çarptığımız da...
45 yaşındaki biriyle aynı fizik kondisyona sahibim
* Başka?
Haftada 2 gün ağırlık ve fitness çalışıyorum. Fiziki kondisyonum 45 yaşındaki biriyle aynı. Koşmayı sevmem ama yürüyüş yaparım. Eskiden günde 10 kilometre yürürdüm. Şimdi en çok 5 kilometre. Salonda 40 dakika FX yaparım, zorlarsam 1 saate de (kilo ve yağ yakmaya yardımcı olan aletli jimnastik) çıkar. Tekneyle tatile çıktığım zamanlar günde 2 kere minumum (sabah ve öğleden sonra) 45 dakika 1 saaat durmaksızın yüzerim. Ayrıca tenis oynarım.
Vatan