Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a verilen hapis cezası aylar önce Yargıtay tarafından onanmıştı.
Ancak karar infaz edilmiyor, Aziz Yıldırım yeniden yakalanarak cezaevine gönderilmiyordu.
Herkes "Niye?" diye soruyordu.
"Resmi yanıt" şöyleydi:
"İtiraz dilekçeleri var. Onların görüşülüp karara bağlanması gerekiyor."
Gayri resmi olarak konuşulan ise şuydu:
"Seçimin geçmesi bekleniyor. Seçim arifesinde Aziz Yıldırım yeniden içeri atılırsa bunun siyasi etkileri olabilir. Cemaat'in oy potansiyeli yok ama Fenerbahçe camiasının var."
Bu gayri resmi fikre karşı, "Hadi canım, böyle bir şey hukuk devletinde olur mu?" diyenler vardı ama konuşulan da buydu; Twitter'ı, Youtube'u büzsen bile milletin ağzını büzemiyorlardı.
Ve seçimler bitti. Üzerinden iki hafta geçti.
Aziz Yıldırım'la ilgili kötü haber geldi.
Resmi haber şuydu:
"İtirazlar geçerli görülmedi ve Yıldırım'ın tutuklanarak cezaevine gönderilmesiyle ilgili karar, ilgili mahkemeye gönderildi."
Bugün yarın infaz uygulanacak ve Aziz Yıldırım cezaevine gönderilecek.
Avukatları son kozlarında başarılı olurlarsa amenna.
Gayri resmi olarak konuşulan ise şu:
"Aziz Yıldırım, takımın şampiyonluk kupasını kaldırmasını tribünde canlı canlı izleyemesin talimatı verildi." Aziz Bey bunu izleyebilecek mi, izleyemeyecek mi bilmiyorum.
Umudum, başında olduğu kulübün futbol takımının sonuna kadar hak edilmiş şampiyonluğunu izlemesi, hapse girecekse ondan sonra girmesi.
Ama asıl mesele bu değil.
Fenerbahçe Aziz Yıldırım içeride de olsa, dışarıda da olsa şampiyon olacak.
Ama gayri resmi konuşmalar gösteriyor ki, Türk adaleti küme düşmüş bile.