Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir yazısında Aziz Yıldırım ile yaptığı telefon görüşmesini aktardı:
"Aydınlar numara yapıyor"
Dün %100 Siyaset'in yayını için Ankara'ya ayak bastığımda asistanım Nazan aradı ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın görüşmek istediğini söyledi.
İkilemedim hiç 'tamam' dedim. Bi de yalan yok çok sevindim aramış olmasına.
Çünkü sandım ki Yıldırım, dün Mehmet Ali Aydınlar ve kendisiyle alakalı kaleme aldığım yazıyla ilgili gönlümüze su serpecek bir açıklama yapacak.
Neyse... Telefon bağlandı. Gayri ihtiyari, "Nasılsınız Başkan?" dedim. "İyi vallahi...
İç güveysinden halliceyiz" diyerek espriyle başladı sözlerine ve sonra da bana sordu; "Siz nasılsınız?" Ben de aynı tarzla cevap verdim. Ve dedim ki; "Valla çok iyi değilim. Sabahtan bu yana fanatik taraftarlarınızın saldırısı altındayım. Öldüm... Bittim!" Şaka değil yazmış olduğum yazı sayesinde Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe camiası için ne ifade ettiğini yeterince anladım!
Acı üzerinden hırs yapmam
Başka bi yanıt beklerdim. Ne bileyim mesela; "Ya bizim taraftar biraz heyecanlıdır" falan demesini ama o; "Daha ne gördün ki Sevilay Hanım! Bu hiçbişi! Bizim taraftarımız yıldı çünkü!
Bunaldılar, bıktılar. Ve yıllardır devam eden bir tiyatro oyununa senin de alet olmanı içlerine sindiremediler!" Sonra hiç bişi dememe gerek kalmadı. Yıldırım başladı konuşmaya. "Sor spor muhabiri arkadaşlarına! Hiç kimseyi aramam benimle ilgili bir yazı yazdığı için. Seni aradım çünkü yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum.
Anlatmak istedim sana neyin ne olduğunu!
Yazdığın yazıda bana büyük haksızlık var. Olayı bilmiyorsun. Konuya vakıf değilsin. Ben Mehmet Ali Aydınlar'ın acısı üzerinden hırs yapan biri hiç olmadım. Şimdi sana o konuda ne dediğimi okuyacağım tek tek!" Bu son söz üzerine bir yolunu bulup araya girdim. Ve; "Biliyorum Aziz Bey ne dediğinizi. İzledim o programda sarfettiğiniz sözleri... Tam da benim kızdığım şey işte bu. Evlat acısı yaşayan bir babaya insani bir el uzatmışsınız arkadaş olarak ama sonra bunu aranız açıldığı için kullanmışsınız! Ben bunun doğru olmadığını söylüyorum ve size serzenişim bundan" dedim...
En zor zamanda beni sattı
Bunun üzerine iyice celallendi Yıldırım. "Ben bişi demedim. Sadece ona en zor gününde insan olarak nasıl bir dostluk yaptığını gösterdim. Oğlu vefat ettiğinde bir asker gibi her anında yanında oldum. Acısını hafifletmek için elimden ne gelirse yaptım. Bana inanmıyorsun aç Cihan Kamer'e sor. Ali Koç'a sor. Rahmetli Hasan Doğan durumu en iyi bilendir. Benim nasıl bir insanlık gösterdiğime hepsi şahittir.
Dost oldum ben ona en zor zamanında. Ama o ne yaptı? Benim ona gösterdiğim dostluğa karşın tam tersini yaptı ve beni en zor zamanımda sattı. Arkamdan bıçakladı. Bunu bir insan olarak dile getirmemde ne kötülük var söyler misin? Hakaret mi etmişim! Oğlu iyi ki ölmüş mü demişim! Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın eyvallah ama ben de 1 yıl cezaevinde kaldığımda, birileri kasıtla hayatımı karatmaya çalıştığında benim çocuklarım, ailem, camiamın acısını o düşünmedi hiç! Ve yapılan kalleşliklere çanak tuttu. Hala da aynı şeyi yapıyor ve kusura bakma benim de tepem atıyor!"