GÜRCAN BİLGİÇ: LİGİN EN PAHALI SEYİRCİLERİ! (SABAH)
İki
takımın da benzer sorunlarını en aza indirmek için maç öncesinde kafa patlattıkları açıktı. Aragones'in fazla
tercih şansı yoktu zaten. Son dakikaya kadar
Alex'i bekledi. Sonrasında aynı kadrosunu, aynı görevlerle sahaya sürdü.
Fenerbahçe'nin her oyuncusu, iliklerine kadar vazgeçmemek üzere oynuyorlardı. Kötü olan, hata yapan vardı. Ama koşmaktan vazgeçen hiç olmadı. Alex'sizlik, farklılıklarını da soyunma odasında bıraktı. Savaşmaya karar vermiş Fenerbahçe kadrosunun karşısında
Galatasaray da farklı olmak zorundaydı . Ama her denemelerinde karşılarında yeni bir bilmece buldular.
Semih, Alex'in rolünde, yeni "tiratlar" arıyordu ama
Güiza, Semih'in dublorü bile olamıyordu. Ne ikili bir aksiyon için partnerine yaklaşmayı denedi, ne de ayağında bir top tutup, ver-kaç yaparak pozisyon aramayı.
"Fenerbahçe favori olduğunda kazanır, Galatasaray favori olduğunda yine Fenerbahçe kazanır" kuralı vardır. Böylesine iddiasız geldikleri bir maç olmamıştı. Gerginlik yapmayı bile beceremediler. Zaten sezonu yüzlerine gözlerine bulaştırmışlardı, son dakikaya kadar doğru dürüst kalmayı bile başaramadılar, çirkinliklere sahne yarattılar.
ALİ GÜLTİKEN: İKİSİ DE LİGE HAVLU ATTI (SABAH)
Galatasaray
seyirci desteğiyle oynamasına rağmen, bu skor neticesinde
şampiyonluk hedefinden bir adım daha uzaklaştı. Son haftalarda ortaya çıkardığı ve sırtında bu maça getirdiği Lincoln problemini çözemeden de maçı bitirdi.
Galatasaray, orta alandan Kewell ve
Arda, dönem dönem de Ayhan'ın katkısıyla özellikle ilk yarıda önemli pozisyonlar üretti. Final pasları doğru verilebilseydi, sarıkırmızılılar bu devreyi önde bitirebilirdi.
Bu maçta Fenerbahçe açısından Aragones'in hamle yapmasını zorlaştıracak durumlar da ortaya çıktı. Özellikle Gökhan Gönül'ün
erken sakatlığı ve
Selçuk'un ikinci sarıdan atılabilme durumu
İspanyol hocayı ilk 45'te iki değişikliğe mecbur etti. İkinci yarıda erken yaptığı Deivid-Kazım değişikliği de ciddi bir riskti. Sarı-lacivertlilerin, G.Saray'ın üstüne geldiği dönemlerde defans arkasına sarkan Güiza iki şans yakaladı ama topu iyi
kontrol edememesiyle bu şansları kaybetti.
LEVENT TÜZEMEN: KARAKOLDA BİTTİ! (SABAH)
Derbi karakolda bitti! Galatasaray ile Fenerbahçe kol kola
şampiyonluk yarışından koptu. Galatasaray yürüyen Fenerbahçe'yi yenemedi. Eğer Fenerbahçe, Galatasaray'ı kendi gibi aciz yakalasaydı fark yapardı.
Fenerbahçe ilk yarı Galatasaray'ın üzerine bile gelemedi. Orta sahasını kalabalık tutup savunmasına yaslandı. Galatasaray'ın
akın yönü ilk yarıda Kewell'la Fenerbahçe'nin sol tarafıydı.
Carlos ters kademeye girince savunduğu alanda çok boşluk bıraktı, Kewell da pozisyon üretmekte zorlanmadı. Ama
final paslarında etkisiz kaldılar.
Fenerbahçe'nin çaresiz kaldığı ilk 45'te Lincoln olsaydı final paslarında zorluk yaşanmaz,
Baros-Arda- Kewell-Ayhan dörtlüsü paslaşma konusunda etkisiz kalmazdı. Karan mücadale olarak vardı ama topu kullanma ve isabetli pasa dönüştürme konusunda son derece verimsizdi.
Hakem
Fırat Aydınus, maçın berabere bitmesi için her türlü ince ayarı yaptı. Avantaj kuralını hiç uygulamadı. İki takımı da sinirlendirecek gereksiz düdükler çaldı. Galatasaray seyircisinin takımları iyi oynarken "Emre takıntısı" ile sahaya
yabancı madde atmaları çok çirkindi. Kendi oyuncularının temposunun düşmesine neden oldu.
EBRU KILIÇOĞLU: GOLSÜZ, UMUTSUZ (SABAH)
Bir '
ölüm kalım' maçı havası yaratılmaya çalışıldı bu
derbi üzerinde. Ama derbinin şanının gerektirdiği kadar gerilim var Ali Sami Yen'de. Tabii ki itiş kakış var, masum tekmelere 'ne diyon leyn' delikanlılıkları da. Ama tamamen adet yerini bulsun havasında, en azından başlangıçta!
Oyuna gelince... Galatasaray maça içi içine sığmayan bayram çocuğu gibi 'kıpır kıpır' başlıyor. Bu enerjiyle ilk yarıda oyunu rakibin sahasına yığıyor... Fenerbahçe ise görüntüde soğukkanlı ama aslında tedbirli ve biraz da tedirgin, karşı tarafın bir
kalesi olduğunu bile düşünmüyor...
Kıssadan hisseyse 'Başkanlara uygulamalı
ders' niteliğinde: İki 'BÜYÜK' takımın da bu sezondaki ateşi bu kadar, her ikisi de gerçekten hak ettiği 'cürüm' kadar yer yakıyor!!!
İSMET TONGO: YUH OLSUN (FOTOMAÇ)
Yaşı asırları geçmiş Türk
futbolunun iki devi Galatasaray ve Fenerbahçe adlarına yakışmayacak bir derbi çıkardılar. El ele, kol kola puan cetvelinde dördüncü ve beşinci sıradaki yerlerinde sezona
veda ettiler. Biri kazansa yola devam edecek, belki de şampiyon olacaktı. Ama ne o gücü, ne de o yeteneği gösteremediler.
Son dakikada çıkan
kavga ise tarihe geçecek bir olaydır. Bu vaziyette G.Saray'ın sahası kapatılır. Kapatılmasa bile G.Saray tatile çıkmıştır. Üstelik seneye
Avrupa kupasına gitmesi de tehlikededir. Ben oyundan atılan Semih,
Lugano, Emre Aşık ve Arda'ya örnek olsun diye ağır ceza verilmesinden yanayım. Maçla ilgili çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü böyle bir maçın yorumu diye bir şey olmaz. Futbol olarak her ikisinin de durumu ortadaydı. Ayrıca Adnan
Polat ve yönetimine bu Lincoln'ü nereye yollayacaksanız yollayın diyorum.
SELÇUK YULA: KOLAYLIK VERSİN (FOTOMAÇ)
Aşağı yukarı 30 yıldır bu işin içindeyim. Genç takımlarda oynadım, milli takımların her kademesinde görev yaptım, Fenerbahçe ve Milli Takım'da kaptanlık yaptım, gol krallıkları kazandım, birçok kupayı kaldırdım ama inanın ki bir
hakemin maçın önüne geçtiği başka bir 90 dakika yaşamadım. Aferin sana
Fırat Aydınus!
Kısa süreli aralıklarla bir G.Saray bir Fenerbahçe üstünlüklerini kabul ettirdi. Teknik direktörü ve tribüne yaptığı hakareti sadece F.
Bahçe maçının geçiştirilmesi için memleketinden getirilen Lincoln de çare olamadı. Çünkü G.Saray en büyük yarayı burda almıştır. Artık 8 puan gerideki ne G.Saray'ın ne de
F.Bahçe'nin şampiyonlukta şansı yok.
Çünkü ellerinde ne kupa, ne lig ne de taraftarını rüyaya boğduğu Saracoğlu'ndaki
UEFA finali kaldı.
Adnan Polat'a
Allah kolaylık versin.
MEHMET DEMİRKOL: KIYAMET (MİLLİYET)
İki takımın şampiyonluk şansı, sahip oldukları puanlar itibariyle değil, ama başka iki sebeple artık bitti. Üzerlerindeki takım sayısının çokluğu ve son dakikada yaşanılan
kıyamet.
Doğru bir
disiplin kurulu ve federasyon sadece Fırat Aydınus'un verdiği
kartlarla yetinmez. Video görüntülerinde Kazım'ın, Sanctis'in
kırmızı kart görmesi gerektiği apaçık ortadayken sadece Aydınus'un kartlarıyla işi bırakmaz.
Sonuç olarak Galatasaray parlak bir
baskıyla başlamış olsa da bitirici noktada eksik kaldı ve bu derbinin ruhuna uygun olarak tarihte rastlayabileceği en kötü Fenerbahçeler'den birine karşı kazanamadı. Bu maçı kazanan
Sivasspor ile
Beşiktaş oldu.
RIDVAN DİLMEN: DAĞ FARE DOĞURDU (MİLLİYET)
Ben son yıllarda bu kadar kötü bir derbi izlememiştim. Sonuçta iki takım da şampiyonluk umutlarını büyük ölçüde yitirdi Artık yeni sezonun planlarını yapmalılar.
Tek kelime ile dağ fare doğurdu. Kaybedenin gelecek sezonu düşüneceği, kazananın biraz ümitleneceği, beraberlikte ise şampiyonluk şansının yüzde 20'lere ineceği bir maça çıktı Galatasaray ile Fenerbahçe.
Ben son yıllarda bu kadar kötü bir derbi izlememiştim. Sahanın en iyi oyuncusu
Emre Belözoğlu idi. İnanılmaz işler yaptı. Kritik toplar kazandı, Galatasaray baskısını kısa ve doğru paslarla tek başına durdurdu.
Sonuçta iki takım da şampiyonluk umutlarını büyük ölçüde yitirdi. Bence artık gelecek sezonun planlarını yapmaya başlasalar iyi olur.
Ziya Şengül (Star): Futbol ve Kartlar Hiç Yakışmadı!
Hayretler içinde kalıyorum. Her iki takım da mutlaka kazanması gereken bir maça çıkıyorlar; oyun kurguları sanki berabere kalırlarsa ikisinden birisi şampiyon olacakmış gibi...
Galatasaray ilk yarıda daha fazla hücum düşünen, çok adamla Fenerbahçe kalesinin üzerinde baskı kuran ama her ne hikmetse gol pozisyonu üretmekte zorlanan takımdı.. İlk yarıda Kewell'ın bir gollük şutunu
Volkan Demirel çıkardı. İkinci yarıda Milan Baros'un kale dibindeki gol vuruşunu da
kaleci Volkan'a teslim ettiğini gördük...
Fenerbahçe ikinci yarıda oyunu daha önde kurmaya çalışarak, ilk yarıya göre farklılık yaratınca Semih ile çok önemli bir pozisyon bulup, bu futbolcunun egosuna mahkum oldu. Kaleye arkası dönük, topa sahiplendiği zaman Deivid'in önüne bıraksa topu; pekala Fener gol atan olurdu.
İki haftadır kadroya bile girmeyen
Colin Kazım, Aragones dedemin umut ışığı oluyorsa; vay bu Fenerbahçe'nin haline!..
Kısacası hem Galatasaray, hem Fenerbahçe, lig sıralamasındaki yerlerini inkar etmeyecek futbol sergilediler. Ali Sami Yen'i dolduran Galatasaraylı taraftarların umut ışığı da; Fenerbahçe'nin kandili de zirve adına sönmüş oldu.
İki takıma da oynadıkları futbol ve maçın son dakikasında yaşanan olaylar, kırmızı kartlar hiç yakışmadı!
Selim Soydan (Vatan): Hatice: Kaybettik Netice: Kaybettik
F.BAHÇE açısından oldukça şanssız bir maçtı.. Art arda kaybedilen puanlardan sonra yenilgiye tehammül kalmamış bir takım, 2 hayati adamı olmadan sahaya çıktı. Alex ve Edu öyle hafife alınacak eksikler değil, F.Bahçe'nin omurgasını oluşturan isimler. Üstüne Gökhan Gönül'ün kendi kendine sakatlanıp yerini Yasin'e bırakması, sahada skoru değiştirmeye muktedir 3. silahını da oyundışı bıraktı F.Bahçe'nin.
Sağda Gökhan ve solda Roberto Carlos'un çıkışlarıyla
rakip kaleye gitmeyi alışkanlık haline getiren F.Bahçe, dün bunu hiç uygulayamadı. Yasin girip sağ kanada
Önder geçtikten sonra da F.Bahçe kanatlarını neredeyse hiç kullanamadı.
Hele maçın sonunda çıkan olaylar, iki takımın da şampiyonluğa havlu attığı belgeler gibiydi.. Sahada futbol namına birşey ortaya koyamayanlar, kavga ederken ne kadar da iştahlıydılar.. Demek ki,
harç bitti yapı paydos! Kimsenin kalan 7 haftayı düşündüğü yok..
Bunların hepsi netice: Ben neticeye bakarım.. "G.Saray'a yenilmedik" diye sevinç naraları atanlardan değilim.. 100 milyon Euro'luk takım, lider Sivas'ın 8, ikinci Beşiktaş'ın 7 puan arkasına düştü.. Şampiyonluk artık Kaf Dağı'nın ardında.. Yöneticiliği her çıkan haberi yalanlamak sananlar, bakalım bundan sonra kendi icraatları için nasıl özeleştiri yapacaklar?
<
DEV DERBİDEN KARELER İÇİN TIKLAYIN
ÇİRKİN GÖRÜNTÜLERİN BAŞLANGICI KAMERALARA TAKILDI
YUMRUKLAR KONUŞTU- KARELER İÇİN TIKLAYIN
İŞTE KORKU DOLU ANLAR - TIKLAYIN
BU KARE HİÇ UNUTULMAYACAK - TIKLAYIN