BASINDA G.SARAY YORUMLARI

Galatasaray, ilk maçta 4-1 yendiği İsrail ekibi Netanya'yı dün akşamki rövanş maçında 6-0 gibi tarihi bir farkla yenerek UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kalmak için play-off oynamaya hak kazandı. Maçla ilgili yazar yorumları şöyle;

BASINDA G.SARAY YORUMLARI

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

CÜNEYT TANMAN: FORMA SAVAŞI! (TAKVİM)Galatasaray. UEFA Avrupa 3. Ön Eleme turu için kolay bir rakip bulmuştu. Ve turu İsrail'de bitirmişti. Netanya'nın İstanbul'da sürpriz yapacak gücü yoktu. Beklenen oldu, hatta beklediğimizden de fazlasını gördük. Galatasaray tarihindeki en farklı galibiyetlerden birini aldı. Netanya, Galatasaray'ın yedek kadrosunu bile zorlayacak bir ekip değil. Herhalde Leo Franco bu yıl bundan kolay bir maç oynayamazdı. Netanya'nın maç boyunca net bir pozisyonu bile yok. Böyle bir rakip karşısında Galatasaray'ı eleştirmek ve gelecek için ölçü almak doğru değil. Ancak iyi bir antrenman oldu diyebiliriz. Galatasaray'da bu yıl doğru işler yapıldı. Antrenör seçimi, transferde nokta atışları, zaten geniş olan kadro ve bu başarılı transferler Galatasaray'da forma savaşının çok zorlu olacağının habercisiydi. Levent Tüzemen (Sabah): Kadife Etkisi Oyunculuğunda "Kadife ayaklı adam" olarak ünlenen Rijkaard, Galatasaray'daki hocalığında da "Kadife söylemler"de bulunuyor. Hollandalı hoca bilmece gibi konuşmuyor, lafları evirip çevirmiyor, düşüncelerini kadife parlaklığında ve zerafetinde oyuncularına net biçimde aktarıyor. Rijkaard'ın son basın toplantısında futbolcularına yönelik iki net mesajı vardı: 1- Forma şansı veremediğim oyuncularımın durumunu görmek için Netanya ile oynayacağımız maç çok güzel bir fırsat olacak. 2- Her gün kafamda kadroyu şekillendirmeye çalışıyorum. Bu iki mesaja baktığımızda şunu algılıyoruz: "Ben peşin hükümlü değilim. Hepinize güveniyorum, inanıyorum. Her futbolcuya eşit yakınlıktayım. Oluşacak rekabette ayakta kalan, benim istediklerimi yapan Galatasaray formasını giyer." Üç gole imza koyan Nonda "Ben Galatasaray'da kalırım" mesajı verdi. Keita'nın attığı golde topa vuruş tekniği, rakiplerinden sıyrılışı ve çabukluğu kalitesinin belgesiydi. Rijkaard mükemmel çalıştırıcılığının yanı sıra yarattığı rekabet ortamında oyun içinde birkaç mevkide gezdirebileceği çok yetenekli bir kadro oluşturdu. Galatasaray bu sezon büyük keyif verecek. Turgay Şeren (Akşam): Gel de Nonda'yı Sat Bakalım Galatasaray çok iyi oynadı, çok güzel goller attı. Diyebilirsiniz ki; rakip çok zayıf.. Doğru. Ben İsrail'de futbol olduğunu bilirdim ama dün akşam sahada ne yaptığını bilmez futbolculardan kurulu bir İsrail takımı gördüm. Eğer bu kadar farklı yenildilerse bunun tek nedeni var; futbolu bilmiyorlar ve oynayamıyorlar. Galatasaray'da sevindirici çok güzel şeyler oldu. Uğur, düzelmiş. İşte Galatasaray'ın sağ beki... Yeni transfer edilen Keita, süper bir oyuncu. Topu ayağında tutan değil, o topu bir an önce gol yapmak isteyen futbolcu. Nitekim yaptı da... Orta sahada oynayan Barış, nefis iki kafa golü attı. Oysa Nonda'nın yeri orta saha değil. Ama o sahanın neresinde olursa olsun görevini süper yaptı. Aydın'ın ona attırdığı ilk gol hazırlanış açısından mükemmeldi. Aydın'ı alkışlamak lazım. Fatih Terim, hoş görülüdür. Göreceksiniz Aydın'ı milli takıma alacaktır.. Haksız da değil, Aydın çabuk oynuyor, direkt pas yapıyor ve çok koşuyor. Arda, her zamanki gibi çok iyi. Bana göre Arda, sol tarafta oynamalı. Çok güzel bir gol attırdı, kendisi de çalım çalım üstüne yaparak pozisyonlar yarattı. Bu sene ligler de takımlar fena kapışacak. Bizlerde keyifli maçlar izleyeceğiz. Ahmet Çakır (Zaman): Ali Sami Yen'de Şov Gecesi 15 gün önceki Tobol maçında tribünlerin biraz boş kaldığı yolundaki değerlendirmeme bazı tepkiler gelmişti. Bunlardan biri çok ilginçti. Yazan taraftar, hangi tribünün niçin boş kaldığını anlatıyor ve sonrasında da stadın dolu olduğunu ileri sürüyordu... O mantıkla dün gece tribünlerin tıklım tıklım dolu olduğunu söyleyebiliriz... Sarı Kırmızılı takım mor formasıyla ve epeyce banko adamını kenarda bırakarak çıkmıştı ama "Bu takımın neresi eksik!" diye sormamak elde değildi. Önce Barış'ın, hele arkasından Keita'nın müthiş golü tribünleri bayram yerine çevirmişti. Bol gollü bir Sarı Kırmızılı galibiyetten başka olasılığın bulunmadığı karşılaşmada iki tarihî olay yaşanması ilginçti. Birincisi, yıllar sonra Avrupa kupalarında galibiyet sayısı yenilgiyi geçiyordu (84-83). İkincisi Sarı Kırmızılı takımın bu alandaki 300. golü Keita'ya nasip olmuştu... Ali Sami Yen'deki gol şov gecesinde Cim Bom için 'Bu savunma ötekinden daha iyi değil mi?' diye soranlar az değildi. Uğur ve Linderoth'un ayakta olduğunu görmek G.Saraylıları sevindirdi. Aydın ve Nonda'nın hâlâ işe yarayabileceğini fark etmek, Barış'ın vazgeçilmezliğini anlamak, maçın kayda değer yönleriydi. (Nonda'nın attığı üçüncü gole sevinemedim çünkü ortalığı o hat-trick iğrençliğinin kaplayacağını biliyorum. Üçleme demek varken...) MEHMET DEMİRKOL: RAHAT, İŞTAHLI, KONTROLLÜ VE KEYİFLİ (MİLLİYET) Başlıktaki 4 kelimeyle maçı anlatabiliriz aslında. Bazen bir cümle, bir slogan her şeyi anlatır ya, işte öyle bir maçtı. İçinde şımarıklık olmayan bir şov... İçinde doyasıya yaratıcılık olan bir iş disiplini... İçinde stresten eser olmayan sıkı bir düzen... Bir an dalmadan oynanan rahat bir maç... Dün Galatasaray bence sezonun en güzel hamlelerinden biri olan mor formasıyla bir formalite maçını şehrin en güzel eğlencesine çevirdi. Rakibi sahada 5 kişiymiş gibi rahat top çevirdi ve hücum yönünde hemen tüm varyasyonları denedi. Uzun süredir hücum alanını bu kadar geniş kullanabilen bir Türk takımı görmemiştik. Arda, Keita, Barış, Nonda ve özellikle Aydın (altını kalın kalın çizerek hem de) muhteşem bir ekipti.
<< Önceki Haber BASINDA G.SARAY YORUMLARI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER