Türkiye' nin nasıl büyük bir sevinç yumağı olduğunu hatırlayalım. Yabancı gazeteler bile
Osmanlı' ya gönderme yaparak ruhumuzu okşayan manşetler atmışlardı. Bu başarıyı ortaya koyanları hakkıyla değerlendirip ödüllendirememiş, tekrarını özendirici,
teşvik edici kararlar alamamıştık.
Galatasaray' ın bile
bu başarıyı kazananları maalesef adeta cezalandıran tavır içine girdiğini üzülerek görmüştük. Bugün de görmeye devam ediyoruz.
Düşünün
Hakan Şükür,
Bülent Korkmaz,
Ergün Penbe, Arif
Erdem,
Okan Buruk,
Emre Belözoğlu ve arkadaşları bu başarının ardından birer birer kulüpten kopartıldılar. Galatasaray'ın hala iki yakası bir araya gelmiyor. 23
Nisan'ı kutladığımız 2009' un perşembe günü Esma Sultan yalısında da
dramın, ayıbın, vefasızlığın, sevgisizliğin devam ettiğini üzülerek yaşadım. A haberleri'>UEFA
kupası Türkiye' de. Anlamlı bir gün seçilmiş. Özenle kupa tarihi belgeseli hazırlanmış. Kupayı kazanan kulüpler,
teknik adamlar, kaptanlar birer birer ekrana geliyor.
Haklı olarak ilk defa kazandığımız bu kupanın en azından finali münasebetiyle gözümüz Galatasaray kulübünün logosunu, Fatih Terim hocamızı, Hakan Şükür' ü, Parken stadı'nda ki sevinci arıyor. Sadece Hakan Şükür' ün resmi görününce salonda alkış yağmuru kopuyor. Ancak Nisan yağmuru gibi kısa sürüyor.
Fatih hocamız yok. Galatasaray kulübü yok. Kupa töreninde diğer Fatihimiz, Fatih Tekke' de yok. Zenit kulübü veya UEFA gurbette Zenit' e kupa kazandıran Fatih Tekke'mizi getiremez miydi? Organizatörler,
futbol federasyonu, kulüpler birliği bunu sağlayamaz mıydı?
Tören bitince UEFA
protokol yetkilisi
İtalyan' ı haklı olarak haşlayan Fatih hocam' a ayıp edilmiştir. Bu ayıp, ayıp edilerek seyredilmiştir. UEFA kupası 2009 finali ki son finaldir.
En azından bir özür dilenmeli, Fatih hoca, Hakan Şükür, Galatasaray takımı, Fatih Tekke finale davet edilip onore edilmelidir. Bu ayıp kiminse bilinmelidir. Bu ayıbın gölgesinde UEFA adı tarihe gömülmelidir.
Mehmet ŞEYHO / Samanyolu Haber TV spor müdürü
İŞTE G.SARAY'IN UEFA KUPASINI KAZANDIĞI NEFES KESEN FİNAL MAÇI