Aydınlarımız, yıllarca Batı'nın peşinde koştu.Batı'yla yüzyüze gelince şaşırdı.Hayalindeki Batı'yla gördüğü Batı farklıydı.
Hayal kırıklığı yaşadı.Ayrıca Batı'nın imrenilecek bir durumu da olmadığını gördü.Atilla
İlhan, bu cümlelerin ifade ettiği manayı seslendirdi.
Medya gücüyle birlikte mukallitlerin aşağılık kompleksi de tetikleyince biz dünümüzü unuttuk.Dünü karanlık, geleceği bulanık görünce, günü dağınık yaşamaya başladık.''
Gündoğdu sapı kalabalıklar'' haline geldik...Her rüzgarda eğildik, büküldük.Dik duramadık.''Ruhu
desteksiz'' insan yığınları olduk.
Güzel günlerin sabah emarelerini yaşıyoruz.İnsanlığın sabahının yakın olduğuna inanıyoruz.Zamanın kahredici ipoteğinin ödemesi için
akıl almaz fedakarlıklar yapılıyor.Anadan, babadan, yardan,vatandan ayrılıklarla bu bedel ödeniyor.Üstelik, ''Sade bir lokma, zehirle pişmiş aştan'' başka hiçbir karşılık beklemeden...
Hoşgörünün, diyaloğun meyvalarından biri de
Ermenistan maçıdır. İçten ve dıştan baskılara rağmen bu milletin takımı Ermanistan'a gitmiştir.Basını da gitmiştir.En önemlisi
ölüm tehditlerine rağmen Cumhurbaşkanımız da gitmiştir.Bu sayede
FIFA' nın Fair Play ödülünü topyekün milletçe aldık.Bunu söke söke aldık.Fair Play ödülü bizim hakkımızdı.Anamızın aksütü gibi bir büyük ödül aldık.Bu en az
Avrupa şampiyonluk kupası, Dünya kupası kadar kıymetli bir ödüldür.
İkibin iki Dünya kupası üçüncülüğünde benzer güzelliği tüm Dünyaya göstermiştik.
Koreli kardeşlerimizle birlikte, tribünde ve sahada futbolun güzelliklerini bütün aleme yaşattık.
Ermenistan'la bizi aynı çuvala koyanlar, yan çizmemizi, mızıkçılık yapmamızı ne kadar istiyorlardı.Onlara göre biz soykırım yapmıştık, suçluyduk, suçluluk psikolojisi içinde bu maçtan kaçacaktık.Bunlar bir taşla iki kuş vuracak, bizi bir defa daha barbar ilan etme fırsatı bulacaklardı.Olmadı, olamadı.Bu
ülke başta Cumhurbaşkanıyla, futbol yakımıyla Ermanistan'a gitti.Bütün Dünya televizyonları oradaydı.Üstelik Gürcistan'da savaş vardı.
Savaşın olmadığı ülkemize gelmekten korkanlar, bizi de kendileri gibi zannettiler.
Atalarımızın ruhunu şad eden bir davranışla gittik, gördük, yendik.Adeta bir defa daha Atımızın üzengisini öptürdük.
Sonunda bu güzel hareketimizin karşılığını da gördük.FIFA tarafından futbolun ülkeler arası dostluk ödülünü almaya hak kazandık.Orada bulunmuş bir gazeteci olarak milletçe elde ettiğimiz bu tarihi başarıdan payıma düşeni, bu davaya gönül ve destek vermiş herkesle paylaşıyorum.
Paylaştıkça arttığını görüyorum.Artanı da inanmayanlara, karşı çıkanlara bağışlıyorum.
Yunus Emre'nin sözleriyle bitiriyorum...
Söz ola kese savaşı / söz ola kestire başı
söz ola zehirli aşı / yağ ile bal ede bir söz...
Mehmet ŞEYHO / Samanyoluhaber TV spor müdürü