Trabzonspor'a
sezon başında
Diyarbakırspor'dan
transfer olan
Barış Ataş, profesyonel
futbol yaşantısından önce düğünlerde saz çaldığını ve inşaatlarda
işçi olarak çalıştığını, profesyonel olduktan sonra da kazandığı ilk ciddi parayla ailesine 5 odalı bir ev aldığını söyledi.
Barış Ataş, Trabzonspor Dergisi'nin
Aralık ayı sayısındaki röportajında, Diyarbakırlı olduğunu belirterek, ''Annem
ev hanımı. Babam ise inşaat işçisiydi. 11 yaşında amatör Et Balık Spor'da oynamaya başladım. Daha sonra Diyarbakırspor'a transfer oldum ve orada 4 sezonluk bir altyapı sürecinin ardından (A)
takıma yükseldim. (A) takıma çıkışımla birlikte Milli Takımlara da gitmeye başladım'' dedi.
Futbolcu olmak için lise 3. sınıfta okulu bıraktığını, ancak bundan büyük pişmanlık duyduğunu ifade eden Barış Ataş, ''Eğitim herkes için çok önemli ve ben de bunu yeni yeni fark ediyorum. Şu an açık liseye gidiyorum ve oradan
mezun olmak istiyorum. Böylece üniversite sınavlarına girme hakkını elde edeceğim'' diye konuştu.
Çocukluğundaki
futbolcu olma hayallerinin geçtiğini anlatan Barış Ataş, şöyle devam etti:
''Bir gün
bağlama kursuna giderken arkadaşıma rastladım. 'Futbol okuluna gidiyorum' dedi. Bir anda içimde fırtınalar koptu. Arkadaşıma dönüp, 'Ne olur hocana söyle beni de takıma alsın' dedim. Ertesi gün hocanın beni kabul ettiğini öğrenince sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Amcamın da
baskısıyla
babam futbol oynamama müsaade etti. Futbol oynamak için lisansımı aldığımda kimliğimi bulmuştum.''
-''TEK ERKEK ÇOCUK OLARAK MADDİ KATKI YAPMALIYDIM''-
Barış, hayatını futbolla kazanabileceğine babasının hiç inanmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Çok kızıyordu. 'O kadar insan varken sen mi futbolcu olacaksın' diyordu. Ayrıca o dönemde düğünlerde bağlama çalarak, inşaatlarda çalışarak para kazanıyordum. Ailedeki tek erkek çocuk ben olduğum için maddi anlamda katkı yapmak zorundaydım. Babam düğünlere gitmem için baskı yapıyordu. Ama ben futbol oynamayı çok istediğimden baktı ki beni ikna edemiyor, bu sefer para kazanabileceğim düğünler olduğunda beni bir hafta önceden uyararak, 'Bu maçta kırmızı
kart gör de haftaya şu düğüne git' demeye başladı. Ben PAF takımda oynarken bir gün babam maçımı izlemeye geldi. O maçta gol atınca bana inanmaya başladı. Sonrasında ön libero oynamaya başladığım için gol için fazla fırsat bulamasam da babam bana 'düğünlerde bağlama çal' demekten vazgeçti.''
Dört beş yıl düğünlerde bağlama çaldığını kaydeden Barış Ataş, ''Yanıma bir baterist, bir solist alıp sahneye çıkıyordum, ama asıl parayı inşaatlarda çalışarak kazanıyordum. Diyarbakırspor A takımına girene kadar
duvar döşemeye, fayans ve
sıva yapmaya devam ettim. Babam da inşaat işçisiydi. Futboldan para kazanmaya başlayınca çalışmasına izin vermedim'' dedi.
-KAZANDIĞI İLK PARAYLA EV ALDI-
Futboldan para kazanmaya başlamadan önce çok
küçük bir evde oturduğunu dile getiren Barış, ''Annemin hep büyük evde yaşamak gibi bir hayali vardı. Özenirdi. Konuşmalarımızda bir gün büyük bir ev alacağımı söylerdim. Diyarbakır'da profesyonel olup para kazanmaya başladım. İlk kazandığım ciddi para sonrası annemin yanına koştum. 'Elinizde ne iş varsa bırakın. Hemen gidip bir ev beğenin' dedim. Önce 5 odalı büyük bir ev, ardından
araba aldım. Hayallerimdi bunlar. Onları gerçekleştirdim. Paramı iyi değerlendirmek istiyorum. Futbolda yarın ne olacağınız belli olmuyor'' diye konuştu.
Dört kardeş olduklarını belirten Barış, ''Annem bizi bu günlere getirdi. Babam inşaatlarda gece gündüz çalışıyordu. Evi annem çeviriyordu. Bir ablam öğretmen oldu. Kız kardeşim ise
Gazi Üniversitesi
Maliye Bölümünde okuyor. Diğer ablam evli. Çocukluğumdan beri çalışarak aileme
destek oluyorum. Küçük yaşlarda hayallerimi süsleyen bisikleti bile inşaatta çalışarak biriktirdiğim parayla satın aldım. Geriye dönüp baktığımda aileme hiç yük olmadığımı söyleyebilirim. Futbolcu olmasaydım ne olurdum diye hiç düşünmedim. Belki bağlamacı olurdum. O da mahalli düğünlerde'' dedi.
Barış, büyük takımda oynayınca daha çok ön planda olunduğunu vurgulayarak, ''Diyarbakır'da tanınıyordum, ama sadece futbolu yakından takip edenler tarafından. Trabzon'da farklı. Alışveriş yaparken bile tanıyorlar beni'' ifadelerini kullandı.
-''BU AZİMLE GİDERSEK ŞAMPİYON OLABİLİRİZ''-
Geçen sezondan oturmuş bir kadrolarının bulunduğunu belirten
genç oyuncu, ''Sezon başında benimle birlikte 3-4 kişi takıma ilave oldu. Bireysel yetenekleri olan ve takım oyununa yakın oyuncularımız var. Böyle olunca iyi bir
ekip ortaya çıktı. Çok iyi pas yapıyoruz. Kenardan maçı izlerken arkadaşlarımın oyunundan büyük zevk alıyorum. Bu nedenle de Barcelona'ya benzetiliyoruz. Bu azimle gidersek
şampiyon olabiliriz. İnşallah bunu bu yıl başarırız'' diye konuştu.
Barış,
teknik direktör Şenol
Güneş ile ilgili olarak ise şunları kaydetti:
''O bir baba. Her futbolcu, başında böyle bir hocayı görmek ister. Çağdaş, oyuna etkisi olan, oynayan oynamayan tüm oyuncuları hazırda tutan büyük bir profesyonel. Herkese şans veriyor. Onunla birlikte yedek kalmak bile sorun değil. Ben kendi adıma, 'Neden oynamıyorum' demedim. Çünkü mutluyum. Diyarbakırspor'da sürekli oynuyordum. Oynamamak her futbolcu için üzücü. Ancak burada böyle bir şey hiç aklımdan geçmedi. Tek düşündüğüm şans verildiğinde kendimi göstermek ve takımıma yararlı olmak. Zamanla bulacağım şanslarla gerçek Barış Ataş'ı herkese göstereceğim.''