Fenerbahçe kötü başladı, iyi bitirdi(ZEKİ ÇOL - ZAMAN)
BELGRAD - F.
Bahçe henüz ne olduğunu çözene kadar, skor daha ilk 15 dakika bile dolmadan 2-0'a geldi. Bir anlamda rakibi iyi
analiz etmemenin, biraz oyunu tutup tartmamanın ve açıkçası
Partizan'ı hafife almanın bedeliydi bu.
İlk yarıdaki
F.Bahçe, ne denli suskun ve dağınıksa ikinci yarıdaki F.Bahçe o denli derli toplu ve disiplinliydi. Savunma bu bölümde hatasız oynadı. İlk 45 dakikanın pozisyon zengini Partizan, bu defa kaleye gelmekte zorlandı. Ayağa çabuk paslarla orta alanda sağlanan üstünlük, zaman zaman hücum organizasyonuna da yansıdı.
Sonuçta F.Bahçe, tıpkı G.Saray gibi kötü başlayıp, ama ondan daha avantajla bitirdiği bu oyunda, tur kapısını deplasmanda araladı. İstanbul'daki rövanşta F.Bahçe, Partizan'ı fazla zorlanmadan yener ve
Şampiyonlar Ligi'ne gider. Son söz olarak Partizan tarafından bahsetmek isterim. Bu denli coşkulu, bu denli etkili ve
takımını böylesine iten bir taraftara doğrusu az rastladım. F.Bahçe taraftarını ise bunca yıldır ilk kez tribünde göremedim. Sahadaki oyuncular ve kulübedeki yedeklerin sayısı kadar bile F.Bahçe'nin taraftarının olmayışı doğrusu çok dikkat çekiciydi.
GÜRCAN BİLGİÇ: SORULAR-CEVAPLAR (SABAH)
Gollerin ikisinde de net bir şekilde kişisel yanlışlar var. İlki Carlos'un kanadından gelen ortada, Gökhan'ın hamle hatasıdır. Tribünden gördüğümüz kadarıyla
Volkan ile arasında bir
iletişim probleminden kaynaklanan karar yanlışı da olabilir. İkincisinde Edu ile başlayan yanlışlar serisini seyrettik. Ama bir an bile maçın böyle biteceği aklımıza gelmedi. Golü bekliyorduk. İstanbul'a bu skorla dönülmeyeceği konusunda kuşku duymadık.
Partizan'ın yakaladığı pozisyonların neredeyse tamamı F.Bahçe orta sahasının yeterli pres üretememesinden kaynaklandı .
Yine skor 2-0'a geldiğinde Aragones'i takibe aldık. Bugüne kadar kolay kazanıyordu, geriye düşen takımı yoktu. Skorda üstünlüğü ele geçirme adına ne karar vereceğini, nasıl farklılık sergileyeceğini merak ediyorduk. Merakımız hala yerini koruyor. Yaşlı kurt hiçbir hamle yapmadı, en baştaki oyun planı, kendi işlerliğinde beraberliği getirdi; galibiyetin kapısını tıklattı, açamadı.
Güiza'nın attığı gol özellikle kendi adına önemli. Golcüler attıkça güven kazanırlar, "Okçu" için umarım bir eşik aşılmıştır.
KAZIM KANAT: ARAGONES'TEN DERS (SABAH)
Sistemi uygulamayan kim varsa anında onu
sistem dışı bırakıyor. MTK maçının kahramanı
Semih Şentürk'ü bile oyundan alarak 'önce takım' diyor. Zaten antrenörlükte duygusallık yok. Her antrenör Aragones'i dikkatle izlesin. Özellikle Türk antrenörler.
Futbolcular benim bu sözüme çok kızıyorlar ama bana değil kendilerine kızsınlar. Fenerbahçe
savunmasında herkes hata yapabilir ama
kaleci Volkan Demirel'in sıradan bir kaleci gibi hata yapma hakkı yok.
Fenerbahçe'nin Partizan karşısındaki düğümünü Aragones 60. dakikadan sonra çözdü. Çok adamla orta sahaya sahip olmak yani topu kullanan takım olmak istedi. Şentürk ve Kazım'ı oyundan alınıp
Burak ve özellikle Belözoğlu'nun oyuna girmesi mükemmel düşünce. Çünkü bu bir puan maçı değil bu bir tur maçı. Yani ben bu maçı burada kazanayım gibi çılgınlıklar yok.
SELÇUK YULA: BU SKOR YETER (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe kötü başladığı maçı iyi bitirdi. Alınan skor, Şampiyonlar Ligi'ne girmek için yeterlidir. Zaten gerekli olanı da buydu. İlk dakikalarda golü bulacağını hissettirecek bir oyun sergileyen Fenerbahçe, ne olduğumuzu anlamadan bizi 2-0 mağlup duruma düşürüp üzdüren taraf oldu.
Her zaman söylüyorum;
Alex'i eğer orta sahada sağına soluna pas verecek bir adam olarak düşünürsen hem Fenerbahçe'yi 10 kişi bırakırsın, hem de Alex'e yazık e
dersin. Ama Aragones maalesef gene böyle yaptı.
Bir sözüm de kaleci Volkan'a Sevgili Volkan, Fenerbahçe başkanı, yönetimi ve
teknik kadrosu güvendi. Sen de lütfen o güvene layık olmaya çalış. Yediğin ilk goldeki gibi saçma sapan çıkışlar yapma. Daha önümüzde Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağımız grup maçları ve
final maçları var. Lütfen kendine dikkat et. Fenerbahçe dün aldığı skorla bence tekrar Şampiyonlar Ligi'ne girmeyi garantiledi. Hayırlı uğurlu olsun.
MURAT ZORLU: LUİS'E UYARI (FOTOMAÇ)
Kâbus gibi geçen ilk yarı daha da farklı bitebilirdi. Bu maç Fenerbahçe için önemli bir uyarı olmalı. Rakip 2-0'dan sonra üçüncü golü de bulabilirdi. O zaman maçı çevirmek çok daha zor olurdu. Fenerbahçe'nin bu düzende oynadığında çok büyük sıkıntıları olduğunu görmesi gerekir.
Semih, Fenerbahçe için çok önemli bir
futbolcu. Özellikle ligde onu kullanmamak belki de düşünülmemeli. Ama bu tip maçlarda Semih- Güiza ikilisinin birinden vazgeçmekten başka çare yok.
Özellikle Gökhan ve
Uğur Boral son derece kötüydüler.
Selçuk'un da sakatlığının etkisiyle etkisiz performansı bunlara eklenince Fenerbahçe orta sahası tamamen oyunu rakibe verdi. Burada Alex'in şahsi becerisiyle yarattığı gol bir ilaç gibi geldi ve Fenerbahçe'ye tur kapısını açtı.
DR. GÜRKAN KUBİLAY: SAUNACI FENER (FOTOMAÇ)
Saunadan sonra girilen
soğuk su havuzu gibiydi 10. dakikada skorborddaki sonuç. İyi başlamıştı oysa Fener. Rakibi ciddiye alan takım görüntüsü vardı ön alanda basarken. Ama rakibin bugüne kadar Fener savunmasının pek karşılaşmadığı bir becerisi vardı; savunma arkasına hızlı kaçmak! İşin kötü olanı ise Fener'in bu tür hücum girişimlerini karşılama becerisi yoktu.
Semih dışarı, Emre içeri hamlesi, "Orta alandan gole çok adamla giderim ama bir yandan da savunma direncimi arttırırım" düşüncesiydi. Kalecinin mantar kontenjanından olduğunu fark edip şut atmamak 2. yarıdaki sıkıntı idi. Alex'in büyük futbolu, ön liberonun mutlak gerekliliği, hızlı hücumculara karşı oynama pratiği yapma gerekliliği, Edu'nun sağlam savunması, Partizan'ın iyi oynama süresinin en fazla 20 dakika olup,maçın sonunu getirmeyeceği ve Fener'in turu burada rahat geçeceği maçtan aklımda kalanlardı.
NECATİ BİLGİÇ: (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. ön
elemesinde
Sırbistan şampiyonu Partizan ile deplasmanda 2-2 berabere kalarak tur için büyük bir avantaj sağladı.
Partizan kalecisi, önce Güiza'nın tehlikeli kafa vuruşunu iki hamlede, daha sonra da serbest vuruştan Roberto Carlos'un sert vuruşunu kornere çelerek mutlak iki golü önledi. Devrenin bu skorla biteceği sanılırken,
kaptan Alex ortaya çıktı ve tehlikeli atağı penaltıyla önlendi. Kaptan, Fenerbahçe'yi umutlandıran golü Partizan ağlarına yolladı..
Partizan 2-2 Fenerbahçe