ZEKİ ÇOL(ZAMAN) Fenerbahçe Süper Ligi de istiyor
Vestel Manisaspor niçin bu kadar kolay teslim oldu?
Bu ligin gol yeme iştahı en yüksek
takımlarının başında Vestel Manisaspor geliyor. Aslında tek tek baktığınızda iyi oyunculardan kurulu bir kadrosu var. Ancak bu kadro,
savunmaya dönük oyunu becermekte sürekli zorlanıyor.
Kırılgan bir yapıya sahip ve çok kolay çözülüyor. Maç başladığında, Yılmaz
Vural, kâğıt üzerinde doğru önlemleri almış.
Önder-Deivid ikilisini
Burak-
Celalettin ikilisiyle savunuyor. Diğer kanatta Ve
derson ile
Uğur Boral'ın karşısına Şener ile
Okan Koç'u koymuş. Ön liberoda Koray, hemen önünde
Selçuk ile
Uğur İnceman. Bu kurgunun biraz gayret, iyi bir mücadeleyle F.
Bahçe'ye en azından pozisyon bulmakta zorluk çıkarması lazım. Ama nerede? Daha dakika 19... Ve skor 2-0. Çünkü Vural'ın aldığı savunma önlemleri, uygulamada hiçbir işe yaramış değil. Solda Uğur Boral arada bir hareketleniyor ve Okan Koç'un savunduğu kanadı adeta kevgire çeviriyor. Deivid, içe katederek oynamaya başlıyor, Burak dahil kimse onu takip etmiyor.
F.Bahçe'nin hep söylediğim asıl
şeytan üçgeni, yani
Aurelio-Selçuk-
Alex ilişkisine bir türlü önlem getirilemiyor. O zaman yapacak bir şey yok, başa gelen çekilir! Vestel Manisaspor'un başına da bol gollü bir hezimet geliyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: BU MUDUR; BUDUR (SABAH)
F.Bahçe de bu arzunun, baskının karşısında ikinci Sevilla
finalini oynar gibi sahadaydı. Galibiyeti değil, farkı arıyorlardı. Bunun için koştular, pres yaptılar, disiplinden kopmadılar, birbirlerine yardımcı oldular, bir dakika durmadan, geri koşmaktan kaçınmadan müthiş bir şov sundular.
Dört farklı öne geçmiş bir takım
rakip sahada bıkmadan topa basıyor, bir an önce atağa geçmek için sabırsızlanıyorsa, kendine ve geleceğine kattığı çok şeyler vardır. Her seyredenin görmek isteği gibi büyük olmanın ciddiyetini taşıdılar, vazgeçmeden oynadılar.
Manisa, kadrosundaki önemli isimlere rağmen bu hallerde.
Selçuk İnan haricinde maçı yaşamaya niyeti olan oyuncuları yoktu. F.Bahçe'nin attığı ilk golde ofsayt görülüyor. Ama bu kararın, bu maça gölge düşürmesini '
iftira' haline getiren bir oyun seyrettik. "Hep böyle kalın" diyoruz.
KAZIM KANAT: ANTRENÖR YILMAZ! (SABAH)
Sevgili
Yılmaz Vural; Bir
teknik adam saha kenarına kadar
futbolcularını azarlıyorsa o zaman sorarlar: Teknik adam hatasının faturasını niye
futbolculara ödetiyorsun? Senden önceki maçta
Bursa bu sahada Fenerbahçe'yi yenerken Samet Aybaba'yı izledin mi? Maçın daha başında değişiklikle kadroyu ve sistemi değiştirmişti.
Sevgili Yılmaz Vural, Manisa peş peşe goller yerken sen ne yaptın?
Kadro ve sistemde ısrar ederek Manisa'yı yaktın . Kötü gidişi durdurmak için sahaya elini uzatmazsan skor böyle olur. (Ümit ve Koray değişimi
sakatlık yüzünden oldu. Dikkat!) Maçın teknik analizini yaparken üç noktanın altını çizelim:
1-Sevilla zaferinin yüksek morali Fenerbahçe'yi inanılmaz motive etti. Ama, Sevilla zaferini unutup Manisa maçını düşünmeleri çok olumlu bir gelişme.
2-Manisa'nın, 'Sevilla zaferinin kahramanlarını yenelim biz kahraman olalım' gibi "
rüya taktiği" hezimeti getirdi. Fenerbahçe gibi bir takım karşısında savunmayı "çizgi" halinde santraya kadar çıkarmak ve 4'lü forvete dönmek bir intihardı. Öyle de oldu. Manisa'da oyun disiplini sıfırdı. Herkes kendine oynadı. Takım ruhuna
ihanet edildi?
3-
Kezman araya atılan her topa gitti. İşte gerçek Kezman bu. Bu konuda Zico'ya sorum şu: Bu kadar hücuma dönük kenar oyuncuların varken
Semih de sahada olsa ne olur? ( Selçuk Şahin'i çı
kart, tek ön libero ve çift santrfora dön. O zaman neler değişir neler Zico!...)
HAKKI YALÇIN: CENNET KUŞLARI (FOTOMAÇ)
Dün geceki
cennet kuşları yıldızların etkisindeydi... Dünyanın en güzel tribün fotoğraflarıyla donanmış bir statta... Onların başı yıldızlardaydı, ayakları Samanyolu'nda...
Vestel Manisa'nın maçın başında, iki savunma duvarı vardı... Biri orta saha çizgisi üzerinde, diğeri kendi ceza alanı önünde. Fenerbahçe'de keşfedilmemiş daha ne incelikler var. Fenerbahçe'de kimselere benzemeyen bir adam var.
Alex de Souza.... Gol konulu bütün karelerde gördük ki... "Top Alex'le buluştuğunda, adı aşktır, adı goldür!" Ve ilk yarıdaki 3 golde de Alex klasikleri vardı...
SELÇUK YULA: YETER Kİ İSTESİNLER (FOTOMAÇ)
Teknik analize girmeden önce şunu söylemek istiyorum; Fenerbahçe, bir
Şampiyonlar Ligi maçı olmadığı için çok rahat oynadığı Vestel Manisaspor karşılaşmasını 4-1'lik skorla geçti. İlk oynanacak çeyrek final karşılaşmasına kadar oynanacak bütün maçlar da Fenerbahçe'nin üstünlüğüyle geçilecektir, bunu iddia ediyorum. Şöyle bir bakıyorum da takımda kötü oynayan futbolcu var mı, hayır yok. Görevini yapmayan var mı, hayır yok. Haa belki Gökhan'ın sağdan bindirmelerini özleyenler, Önder'den bunları göremediler. Ama Önder ofansif değil defansif özelliği daha fazla olan bir futbolcu. Burdaki
eleştiri Önder'in bölgesindeki rakip tarafından bir
tehlike gelip gelmediği şeklinde olmalıdır. Böyle bir şey de olmadığına göre onu da başarılı adledebiliriz.
Hepsi mükemmel. Dünya zaten böyle futbolcuları arıyor. Edu ve
Lugano her geçen gün birbirlerine daha fazla ısınıyorlar. Hatasız oynuyorlar. Dün akşamki maç için
Vederson ile Aurelio'yu geçtim zannetmeyin. Onlar da sahanın yıldızlarındandı. Aslında Sevilla maçında üçer kişilik koşan bir takımın futbolcularının gelip de lig maçında böylesine özverili oynamalarını alkışlamamak mümkün değil. Şu da bir gerçek ki Fenerbahçe, ligimize fazla bir takım. İstediği takımı, istediği anda yener. Ama yeter ki istesinler.
DR. GÜRKAN KUBİLAY: LİGE TAT GELDİ (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe'nin başarısının nasıl geleceği giderek iyice belli olmaya başladı. Eğer ki karşısındaki takım zorluysa ya da ligde işlerin zora girdiğini, rakiplerinin kopabileceğini hissederlerse tempoyu arttırıyorlar, oynama iştahları kabarıyor. Sevilla maçında 2- 0'dan sonra olanlar ve hem G.Saray, hem
Beşiktaş'ın kazandıktan sonra oluşan bu tabloyu başka türlü açıklamak mümkün değil.
Bu maçta Selçuk mükemmel bir "Doğru yerde durarak top kazanma uzmanı", Deivid "Gerektiğinde Alex de olabilen bir virtüöz", Edu "Bire bir gelen rakip nasıl kesilir" dersini veren öğretmen, Alex ise seyrine doyum olmayan bir dünya güzelliğiydi.
Serdar sırıtmadı, Önder iyice ısındı, Vederson yine standardın üzerindeydi. Lugano bile eline koluna sahip oldu. Teknik direktör Zico yine tarzını değiştirmedi, 4-0 galip takımına 85'te değişiklik yaptırdı ama onu Fenerbahçe'de başarıya götüren de zaten bu bildiğini okuyan tavrı değil miydi? Sonuç mu: Ligin tadı çoook güzel oldu, çook!
NECATİ BİLGİÇ: SKOR VE FUTBOL (FOTOMAÇ)
Ligin bitmesine 9 hafta kala zirvede kördüğüm devam ediyor. Üç büyüklerin yanında
Sivasspor da kervana katılınca 54 puanlı üç takımla bir puan öndeki lider Beşiktaş, maçların heyecanına büyük katkı yaptılar. Hepsinin bu hafta karşılaşmalarını kazanmaları mücadelenin son dakikaya kadar süreceğini gösteriyor. F.Bahçe, Sevilla'yı eledikten sonra bir kazaya uğramamak için (ders almış görünen) Zico da sahaya sakat Carlos'la
hasta Gökhan dışındaki tam kadrosunu sürmüştü.
Kuddusi Müftüoğlu yine
penaltı vermekten kaçındı. Arkadan müdahalelerde sarı kart göstermedi. "Düdüğümü bekle" demediği halde oyunu hemen başlattı diye Alex'e sarı kartını çıkarırken, Manisaspor'un çok sayıda sarı kartlık hareketini görmezden geldi.
CAN BARTU: KOLAY GALİBİYET (HÜRRİYET)
İspanya'dan yorgun döndükleri için yavaş oynadılar, paslaşarak mücadele ettiler. Ancak karşılarında da yavaş oynayan bir takım vardı. Eğer bir takım Fener'den puan almak istiyorsa daha çok koşmalı, daha fazla pres yapmalı. Manisa bunu yapamadı. Fenerbahçe gibi oynamaya çalıştı. Ama karşılarında yıldızlardan kurulu bir takım vardı.
Fenerbahçe'nin oynayacak kadrosu bu. Sadece
kaleci Volkan'la sağ kanada Gökhan gelecek. Bir de Maldonado zamanı gelince Selçuk'un yerini alabilir.
Fenerbahçe, Sevilla zaferinin ardından fevkalade güzel bir oyunla farklı galip geldi.