Ahmet Çakır (Zaman): İlkinde hata, ikincisinde başka şey olur!
İnsan benzer yanlışı ilk kez yaptığında buna hata denir, ikincisinde ise başka birşey söylenir. Takımlar için de bu durumun farklı olması düşünülemez. Cim Bom'un, Manisa
spor karşısında kullanamadığı liderlik şansının sadece iki hafta sonra yeniden ayağına gelmiş olması böyle bir durum oluşturuyordu.
Ayrıca bazı
takımların ters gelmesi gibi biraz mantık dışı sayılabilecek ama
futbolun içinde bulunabilecek durum da
Galatasaray'ın lehineydi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor daha önce
Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın epeyce canını yakmış ama aynı işi Cim Bom karşısında pek başaramamıştı. Bitmedi, konuk takım tam 7 önemli
oyuncusundan yoksun olarak bu maça çıkmak zorunda kalmıştı...
Ancak ilk yarıda Sarı Kırmızılı takımın yadırganacak futbol kekemeliği, kağıt üzerindeki bu avantajları geçersizleştiren bir etkendi. Bu uzun sürede Kewell ve Nonda'nın işgörmez nitelikte vuruşlarının dışında yine Nonda'nın yararlanamadığı tek önemli pozisyon vardı.
Rijkaard'ın Uğur'un maç eksiğini giderme konusunda hiçbirşey yapmamış olması ciddi bir sorun olarak maça yansıdı. Sağ kanattaki Sabri-
Keita işbirliğinin müthiş verimi sıfıra düşmüş gibiydi. Ayrıca, Uğur'un daha ilk dakikalarda kırmızı
kart görmesi işten bile değildi.
Ortaalandaki oyuncuların hemen hiçbir pozisyonda birbirleriyle oynamayışı yüzünden Galatasaray oyun kuramadı. Mustafa,
Elano ve Barış tek başlarına birşeyler yapmak için çırpındılar ama Galatasaray'ı rahatlatacak olan bu değildi.
Bu durumda Uğur'u çıkarıp Keita'yı alarak, Barış'ın da sağbeke geçmesi gibi bir
düzenleme yararlı olabilirdi ama Rijkaard bunu yapmadı. Elbette bir bildiği vardı. Takım ilk yarıya göre daha etkiliydi ve üstelik sağdan Uğur'la bunu yapıyordu. Gol'ün yanısıra
Arda'nın direkten dönen şutu, Elano'nun çok önemli iki pozisyonu tatminkar bir gelişmeydi.
Sarı Kırmızılı takımın oyundan düşmeye başladığı sırada yapılan Nonda-Keita değişikliği epeyce gecikmiş bir
uygulama oldu. Ancak bunun rahatlığı birkaç dakika sürdükten sonra Galatasaray'ı liderlik stresi bastı ve son 15 dakika rakibi karşısında azaplar içinde kıvrandı.
Abdullah
Avcı'nın eldeki oyuncularla en etkili hamleleri yapmasına Rijkaard pek etkili karşılık veremedi. Her geçen dakika takım oyundan düştü ve üstüste iki pas bile yapamayıp 'şimdi gol
yiyecek' korkusu içinde dakikaları geçirmeye başladı. Yaşanan perişanlıkta Arda'nın yorulmuş olmasının da önemli bir payı vardı.
Sarı Kırmızılı takım
Panathinaikos karşılaşmasından sonra ligde de bir maçı tek golle kazanabileceğini göstermek üzereydi ki ona da
hakem izin vermedi.
Hüseyin Göçek biraz dağınık bir maç yönetti. Tartışılır faul kararlarının yanında iki köşe atışını aut olarak gösterip Galatasaray taraftarlarının tepkisini çekti.
Son dakikalarda da Büyükşehir'in gol atmasına yardımcı olur gibiydi. Bu da taraftarı çıldırttı!
Elbette ki golde Galatasaray'ın dakikalardır yaşadığı anlamsız paniğin de büyük bir payı vardı. Böylece Cim Bom bir kez daha ayağına gelmiş olan bu büyük fırsatı değerlendiremedi ve belki de şampiyonluğa malolacak kadar önemli bir kayıpla daha sarsıldı.
Hakan Ünsal (Hürriyet): İmar izni alamadı
Ne yorgunluk ne cezalar, ne liderlik stresi, ne de
sakatlar bu maç için geçerli neden olamaz. Maç böyle alev alev yanınca söndürmek de Kewell gibi ‘büyücü'ye düştü. Ama onun golü de çare olamadı.
İstanbul Belediye önemli eksiklerine rağmen özellikle piyasa maçlarında ayrı oynayan bir takım. İyi pas yapmayı başaran nadir
takımlardan biri. Topa sahip olmak, oyunu geniş oynamak ve Galatasaray'ı koşturmak puan alabilmenin tek yoluydu. Fakat maç 10. dakikadan sonra tek
kaleye döndü. Galatasaray oyunu ‘Belediye Arsa'sına yığdı ama imar izni almakta çok zorlandı.
Galatasaray orta alanındaki sıkıntı yine baş gösterdi. Ben yazmaktan bir gün bıkacağım ama Rijkaard vazgeçmeyecek. G.Saray, Arda, Elano ve Nonda ile ortadan hücum yapmayı seven bir takım. Sadece Kewell kenarı kullanmayı düşünüyor. Rakip biraz iyi alan kapatan bir takım olunca takımın eli kolu bağlanıyor. Kulübede çizgiyi etkili kullanan Keita var ama o da kulübenin sağını kullanıyor!
Keita Fenerbahçe maçından beri cezalı. Resmi cezası bitti ama Rijkaard'ın verdiği ceza hala devam ediyor. İyi de bu ceza kime? Tabiiki G.Saray'a. Sıkışmış oyunu açacak en iyi adamın kulübede iken, oyunu sıkıştıran, kısırlaştıran Elano haftalardır sahada. Rakip hocalara sormak lazım; “G.Saray 11+Elano oynasa itirazınız olur mu?” diye.
Eski ve yeni G.Saray arasındaki 5 fark
Sezon başındaki etkili, bol pozisyon üreten, gol atan ve heyecan veren Galatasaray ile şimdiki G.Saray arasında ne fark var? İki resim arasındaki 5 farkı bulalım...
Yüzünü kaleye dönüp dikine oynayabilen, adam geçen süratli
Baros vardı.
Orta sahada alan kateden, forvetlere öne oynayan Ayhan vardı.
Neredeyse bütün maçlarda sağ kenarı çok etkili kullanan ve takımı sürükleyen Keita vardı.
Sezona müthiş başlayan inanılmaz etkili Arda vardı.
Sezon başının heyecanı, isteği ve morali vardı.
Levent Tüzemen (Sabah): Rüyadan kabusa
Galatasaray adına dramatik bir gece oldu. Maç oynanmadan önce Belediye'nin eksiklerini de düşünürsek herkes "Galatasaray rahat yener ve lider olur" görüşündeydi. Evdeki
hesap çarşıya uymadı. Galatasaray "Liderliği kucakladım" dediği rüyası, +94'te yediği golle kabusa dönüştü.
Altını çiziyorum; Hüseyin Göçek çapsız bir hakem. Kötü maç yönetti. Verdiği ters kararlarla oyunu çileden çıkardı. Tribünleri öfkelendirdi, Galatasaraylı oyuncuları çıldırttı.
Bu hakem, geçen yıl Kadıköy'de Galatasaray'ın çanına ot tıkamış, derbiyi yanlı olarak yönetmişti. Peki hakem kötü de, hırsızın hiç mi suçu yok? Bence kaçan liderliğin başsorumlusu Rijkaard.
Kadro seçimlerinde yaptığı hatalarla Galatasaray'ın akordunu bozdu.
Başkan Adnan
Polat geçen
sezon, "Sezon sonunda transferi Arda'ya göre yapacağız. Takımı Arda'nın etrafına kuracağız" demişti.
Arda da oyun liderini üstlendiği tüm resmi maçlarda göbekte oynarken 5 gol atıp 15 gole asist yaptı. Rijkaard, Elano'ya yer açmak uğruna Galatasaray'ın keyif veren oyun anlayışına
darbe vurdu.
Galatasaray'ı
rakip kaleye Keita ve Baros çabuk taşıyordu. Baros sakatlandıktan sonra bunu yapacak
silah Keita'ydı ama Rijkaard onu kulübeye mahkum etti.
Elano, Belediye maçında sahada kaldığı süreç içinde uzun ve etkisiz toplar atarken iki tane yüzde yüz gol kaçırdı.
Hani bu Elano toplara iyi vuruyordu.
Brezilyalı ikili mücadelelerde topa ayağını bile sokmadı. Neden? Çünkü önünde bir Dünya Kupası var "Aman sakatlanmamayım" diyor. Elano bu kafayla Galatasaray'a yarar sağlamaz.
Galatasaraylı oyuncular kesinlikle "Liderlik stres yaratıyor" demesin. Galatasaray'ın
yerli,
yabancı oyuncularının hepsi Milli Takım'da oynuyor, değil mi? Hepsi kaliteli ve uluslararası tecrübesi yüksek oyuncular topluluğu değil mi?.
Böyle bir takım nasıl son 10 dakikada oyunu tutmasını bilmez? Nasıl gereksiz panik yapar? Bu telaşa kulübe müdahale etmez mi? Arda gibi top tutan ve rakipten iki kişiyi kendine bağlayan bir oyuncu çıkar mı?
Bunların hepsini Galatasaraylı oyuncular ile Rijkaard yaptı ve liderliği göz göre göre kaybetti.
Bunca eksiğine rağmen Galatasaray orjinli
Abdullah Avcı ile öğrencilerini kişilikli cesaretli ve haddini bilerek sergiledikleri oyunlarından dolayı kutlarım.
Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Yazıklar olsun
Hakem kötü… Kötüden de beter. Tamam!..
Peki Galatasaray ne iş yapar?
Zor zahmet gol atıp uzatmada gol yiyorsa yazıklar olsun.
Kewell da olmasa G.Saray bitik!... Adamın takıma kırbaç vurduğu yetmiyormuş gibi ne yapıp edip gol de atıyor. Herry Kewell Süper Lig'in liderinin lideri. Helal olsun.
Mücadelesine diyeceğim yok ama Galatasaray takımında devamlı potluk var! Ne kadar prova yaparsan yap bu
elbise vücuda oturmuyor. Preste bile bireysellik var. Topluca rakibe basmak yok. Kafasına göre oynayan çok. Bir tek Elano oyun içinde alan değiştiriyor ve boşa çıkıyor ki pas alsın. Onu da gören yok. Ötekilerin alayı rakip kalenin dibine kadar sokulmak niyetinde. Böyle futbol olmaz!
Rakiplerin perişan olmuş, sen son maçı oynuyorsun atsana golünü… Şut çek bari şut!... Al gülüm ver gülüm, maç boyu soldu gülüm… Rijkaard n'apsın bu beceriksizlere…Seyrederken tilt oldum. Bırakın üç puanı, seyir zevkime limon sıkılıyor. Böyle futbol da canımı sıkıyor.
Keita yine yok! Arda, Kewell iki kanatta. Nonda kilise çanı gibi sallana sallana gidiyor ama hiç ses çıkartmıyor. Vursana 'dan' diye… Galatasaray'ın bütün atakları
Mehter marşıyla. Hiç hızlananı görmedim. Ara bere Kewell su gibi akıyor, sonuç yok. Tek marifetleri durup dururken Kewell'la Arda'nın kanat değiştirmesi. Rakibi değil takımı şaşırtıyorlar.
Sonucu değiştirecek ilk atak ikinci yarının başında Elano'nun kafasından geldi o da hayretmedi! İki adımdan aut! Golü atsa atsa Kewell atar. Zira
tilki gibi gol koklayan sadece o var.
Belediyespor daha net futbol oynuyor. Hiç olmazsa çok adamla
savunma yapıp ortaya irade koyuyorlar. Dörtlü savunmasının göbeğinde Marcus ve Barbosa'ya basan yok. Onların da önünde Sylla, Serhat, Mahmut, Efe geçilmez kale. Galatasaray defansı hata yaparsa gol de atarım diyor Avcı. Haklı!..
Bereket Kewell, rakip
kaleci Hasagiç'in hatasından kafayla golü attı da takım rahatladı.
İlle de Kewell… Al onu oyundan Galatasaray kolunda üç noktayla gezer… Kaleyi gören bir tek Kewell var.
Golden sonra takım biraz kımıldadı ama malzeme bu! Biraz Elano, biraz Arda iş yapıyor. Arda'nın topu direkten döndü, gol yollarında da hep Elano göründü. Keita girdi sağ kanat da hızlandı… Bu takımda Keita ve Elano direkt oynar. Galatasaray Elano ile oynamayı öğrenirse bence coşar. Yoksa lider de olsa, ikinci yarı Elano İtalya'dan el sallayabilir Galatasaray'a.
Son dakika golüyle liderliği el salladığı gibi…
Turgay Şeren (Akşam): Uzatmada liderlik gitti
Galatasaray kendisini puan cetvelinde lider yapacak golü Kewell'ın kafasından kazanmıştı.
Uzun zamandan beri sakat olan Uğur, dün
akşam Galatasaray'ın en iyisiydi. Zaten gol de Uğur'un yaptığı nefis bir ortadan geldi.
Kewell fırladı, Hasagiç fırladı, fakat topa yetişip kafa vuran Sarı-Kırmızılı
futbolcu oldu ve tabii skor da değişti.
Hasagiç
Bosna Hersek'in kalecisi. Ama bir
milli takım kalecisi böyle gol yemez.
Galatasaray'da Nonda ilk yarıda yüzde yüz bir gol kaçırdı.
Barış'ın attığı ara pasını yakalayıp, Hasagiç ile karşı karşıya kaldı.
Ama göğsüne nişanlayınca fırsatı kaçırdı..
Herkesin kafasında “Elano” soru işareti var. Dün akşam Brezilyalı Galatasaray'ın orta sahasında oynadı. Rijkaard ilk defa doğru bir iş yaptı.
Elano, Galatasaray formasını giydiğinden beri oynadığı 80. dakikaya kadar çok iyiydi, koştu, mücadele etti.
Hatta gene Uğur'un ortasında ikinci yarıda kafa vuruşuyla golü de yapıyordu. Top direğin dibinden dışarı çıktı.
Galatasaray “lider oluyorum” derken uzatmanın 4. dakikasında şansını kaybetti. Futbol bu.
Hakemin son düdüğüne kadar ne olacağı belli olmaz.
İstanbul Belediye de iyi mücadele etti.
İskender ve Sylla, Galatasaray defansına çok zor anlar yaşattı.
Takımın en iyisi ise Mahmut'tu.
Yattı, kalktı, düştü, zıpladı ama ayağındaki topu kaybetmedi. Mahmut'u
tebrik etmek lazım.
Defansta Barbosa ile Ekrem'e ayrı parantez açıyorum. Arda, Kewell, Mehmet
Topal ile sonradan oyuna giren Ayhan'la inanılmaz mücadele ettiler.
Belediyespor iyi bir takım. Anlattılar, 8 oyuncuları sakatmış. Buna rağmen Galatasaray ile başa baş oynadılar ve hak ettikleri puanı da aldılar. Uzatma dakikaları Galatasaray için kabus, Belediye için hayata dönüş anlamı taşıyordu.