AHMET ÇAKAR: BÖYLE Mİ OLACAKTI! (SABAH)
Sevilla, son iki yıldır
UEFA Kupası şampiyonu. Üstelik
İspanya gibi dünyanın en zor liglerinden birinin en iyi
takımlarından.
Fenerbahçe olarak bu takıma üç gol atacaksınız, ama rövanşa İspanya'ya çok umutlu gidemeyeceksiniz. İşte bir
Türk vatandaşı olarak insana en acı veren tablo bu. Acı çekmemizin temel nedeni Fenerbahçe'nin yediği goller.
Edu ve Roberto
Carlos gibi oyuncular büyük fedakarlıklar yapılarak böylesine önemli maçlar için alındılar. Ama her ikisine de bakıyoruz ki,
Avrupa maçlarında sahada yoklar.
Fenerbahçe'nin belki de her şeyi dediğimiz
Alex de, dün gece istenilen Alex değildi. Ama Fenerbahçe, Inter'i yendi, bir daha Inter'i böyle yakalayamazdı ve İtalya'da kaybettiler. İddia ediyorum Fenerbahçe, Sevilla'yı da bir daha böyle yakalayamaz. İkinci yarı Fenerbahçe biraz şanslı olsa, çok iyi oynamasa da, özellikle ikinci golden sonra rövanş için önemli bir skoru elde edebilirdi. İnşallah Fenerbahçe, Sevilla deplasmanında dün geceki gibi bir
hakemle oynar. Çünkü deplasman takımını hiç ezdirmeyen bir zihniyete sahip.
GÜRCAN BİLGİÇ: BAŞKA DÜNYANIN TAKIMI (SABAH)
Son iki yılın UEFA Şampiyonu, Şampiyonlar Ligi'ndeki son beş maçını galibiyetle bitiren Sevilla'nın 'tozunu' almak Fenerbahçe'ye kısmetmiş. Sahada büyük gibi oynadılar, rakibi küçültmeyi başardılar, her dakikayı dolu dolu yaşadılar ve taraftarlarına değerli bir galibiyet armağan ettiler.
F.
Bahçe rakibini gözünde büyütmeden, sadece ciddiyetini arttırarak bu maçı yaşamayı
tercih etti. Bu seçimin gövde gösterisiyle oynadı ama zayıf halkalar bu periyotta bir bir ortaya çıktı. Deivid sahada dolaştı.
Kezman gol attı ama, takımını organize edecek tek top tutamadı.
Selçuk müthiş kademeler yaptı.
Aurelio topun olduğu her bölgedeydi. Sevilla rakibin küçümsenemeyeceğini,
Semih'in attığı golle öğrendi.
Rövanşın avantajı görüntüde rakipte olsa da, Fenerbahçe kadrosu "Yenilmeyecek takım yok" sözünü cebine koyarak gidecek İspanya'ya... Turu geçer veya geçemez. Önemli değil. Ama bundan sonra Kadıköy'e gelecek her takım iyi bilecek ki; burası başka bir dünya. Ve Fenerbahçeliler bilecek ki; bu dünyada nefes, 'sarı' olarak alınır, 'lacivert' diye verilir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: F.BAHÇE'NİN BÜYÜK BAŞARISI (SABAH)
Fenerbahçe, Sevilla gibi son derece güçlü bir takımı
Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yenme başarısını gösterdi. Üstelik çok iyi
futbol sergileyerek... Maçın başında, Sevilla oyuna hükmeden bir anlayışla başladı. Kısa sürede iki ciddi
kale önü tehlikesinin atlatılması önemliydi. Ardından, Fenerbahçe iyi yardımlaşma ve cesur hücum girişimleriyle kendisini hissettirmeye başladı.
Sonuçta Fenerbahçe, çok iyi oynadığı ve en etkili olduğu dönemlerde iki talihsiz gol yemesine rağmen zoru başararak çok önemli bir galibiyet aldı. Tabii ki bu skor, İspanya'daki rövanş için yeterli değil; ama yine de bir
ümit!
Tüm takım elinden geleni ortaya koydu. Selçuk ve Mehmet Aurelio müthiş savaştılar. Kezman, Fenerbahçe'ye geldiği günden bu yana en çok bu maçta koştu.
Uğur Boral da oyunda kaldığı sürece çok başarılı bir performans çizdi.
HAKKI YALÇIN: RENKLERİN ŞAHI (FOTOMAÇ)
Şükrü Saracoğlu'nda "devleri devirmenin uzmanı" olarak eğitilen Fenerbahçeli askerler, dün gece Sevilla karşısında harika bir gösteri yaptı. Yenilen goller gecenin süsüdür ama atılan goller, görkemli bir apoleti devirmenin gerçek öyküsüdür.
Dün geceyi kutsal ve anlamlı kılan her şey Fenerbahçe'de mevcuttu. Sevilla'nın paha biçilmez adamlarını alt eden yürek zenginliğinin sırrı, emekti. Böyle bir hakeme ve talihsizliğe göğüs geren çelik yürekli adamlar için beklenen gol, Semih'ten geldi. Bu gol futbolun kazanma ruhuna
ibadet eden takımlara, adaletin armağanıydı...
Bu maçın anlamı büyüktü... Sevilla 2
sezondur UEFA'dan aldığı, baştan aşağı pekiyi dolu karnesini, maçtan önce Fenerbahçe'ye göstermişti... Ama Fenerbahçe dünyanın kaç
bucak olduğunu, dün gece Sevilla'ya gösterdi. Renklerin şahı olduğunu cümle aleme gösterirken...
SELÇUK YULA: BÜYÜK BAŞARI (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe'nin son zamanlarda yan toplarda üstünlüğü var. Bunu da Alex'in kornerinde, Lugano'nun attığı kafa golüyle gördük. Ama bir de bu işin tersi var. Fenerbahçe yediği gollerin çoğunu da kendi kalesinde yan toplardan görüyor. Skoru 2-2'ye getiren gol, kalemize atılan kornerden geldi. Ama maç bırakılmadı. Semih'in son dakikalarda attığı gol, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nde Kadıköy'de 5'te 5 yapan gol oldu. İşin güzelliği şu; Fenerbahçe
ocak ayında çok pahalı forvetler arıyordu. Ama gördük ki buna hiç gerek yokmuş. İşte dün golleri atanlardan birisi Kezman, birisi Semih.
Dün
akşam Lugano'nun, Aurelio'nun, Kezman ve Semih'in yaptıkları mücadeleleri ayakta alkışlıyorum. İspanya'ya galip olarak gidiyoruz. Artık sorun, Fenerbahçe ve Kadıköy'ü
küçük gören Jimenez'in sorunudur. Kendi düşünsün.Fenerbahçe'nin ne olduğunu kim olduğunu herhalde dün akşam futbolcusuyla, stadıyla ve taraftarıyla tanımıştır. Umarım ki bu tanışmayı İspanya'da bir kez daha tekrarlarız. Ah be Edu... Şu işi yapmasaydın da oraya biraz daha rahat gitseydik olmaz mıydı?..
NECATİ BİLGİÇ: HA HA HAAAAA! (FOTOMAÇ)
İki yıl üst üste UEFA Kupası'nı kazanan, bu sene Avrupa'nın 1 numaralı takımı olarak lanse edilen Sevilla, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda çimlere gömüldü.
F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi'nde bir şampiyona daha diz çöktürdü. Hakemle Edu'nun hataları olmasa F.Bahçe, Saracoğlu'ndan yalnız bir galibiyetle değil, tura yeterli bir skorla da ayrılacaktı.
Son günlerde
Almanya'da yakılan Türk evleri yetmezmiş gibi
provokatör Alman hakem Kadıköy'de F.Bahçe'yi de yakmaya çalıştı ama sarı-lacivertli
futbolcular güzel bir futbol ve iyi mücadeleyle bu yangını söndürdüler.
Sevilla'nın
teknik direktörü, G.Birliği OFTAŞ maçında seyrettiği F.Bahçe'yi kahkahalar atarak küçümsemiş ve büyük bir memnuniyetle İspanya'ya dönmüştü. Ama F.Bahçeli futbolcular ona gereken dersi verdiler ve kahkahalarını boğazına soktular.
ERMAN TOROĞLU: BOMBA SEVİLLA'NIN KUCAĞINDA (HÜRRİYT)
FENERBAHÇELİ futbolcular topa gitmediler ve ağır oynadılar. Sevillalı futbolcular çabuk oynadılar ve topa gittiler.
Oyun anlayışına baktığınızda onlar Fenerbahçe'den daha iyiydi. Ama neticede Fenerbahçe galip...
Dünkü Fenerbahçe takımında en iyi kim derseniz; ben Volkan'ı gösteririm. Bu da Sevilla takımının etkisini gösterir. Fener seyircisi maçtan hiç kopmadı. Zaman zaman futbolcular moralsiz kaldıkları dakikalarda bile onlar oyuncularını dirilttiler.
Mücadelede kötü olmadı. Daha da önemlisi ne olursa olsun, Fenerbahçe kendi evindeki maçı kazandı. Şimdi
bomba onların elinde... Ve onlar İstanbul'daki kadar rahat oynayamayacaklar. Beyinlerini hep bir kurt kemirecek. 'Ya ters bir iş olursa' diye. O da sarı lacivertlilerin ekmeğine yağ sürer. Tabii, faydalanabilirlerse...
ALTAN TANRIKULU: ZOR AMA OLABİLİR (HÜRRİYET)
KARŞINIZDA dünyanın en iyi hücum eden
ekiplerinden biri var.. Kolay gol pozisyonuna giriyor ve her hattı ile (bazen kalecisiyle bile) gol bulabiliyor.. Böyle bir takıma karşı tarihinin en önemli Avrupa sınavından avantajlı bir skorla ayrılmak için Fenerbahçe'nin savunmada çok dikkatli olması, orta sahada perese karşı direnç göstermesi ve hücumda yüksek yüzdeyle oynaması gerekliydi.. Sarı-lacivertli ekip, en iyi yaptığı şeyi yine çok iyi yapmasına karşın, henüz çok başarılı olamadığı konu yüzünden çok daha büyük bir avantaj kaçırdı.
Aslında iki takımın benzer şekilde buldukları ikinci gollerdeki adam paylaşımı hataları bugün dünya futbolunun en ön çok konuşulan konularından biri. Teknik adamlar ne kadar çok bu konuda uyarı yaparlarsa yapsınlar goller atılmaya devam ediliyor..
Ama F.Bahçe'nin dünyanın en gözde ligindeki sorunlarının altında fiziki nedenler de yatıyor.. Örneğin Rize'de
Roberto Carlos, Alex, hatta ikinci yarı Aurelio dinlendirilemez miydi? En azından bu varyasyonlar rövanştan sonra yapılırsa sarı-lacivertli ekibin tur şansı artabilir..
Sevilla'da ne mi yapılması gerekir? Dün hücumda yapılıp da savunmada yapılamayanlar yapılırsa, çok kolay değil ama olabilir..
sabah