Star TV'de yayınlanan Futbolig adlı
spor programında yayınlanan ve Star Spor
İstihbarat Şefi Uğur Önver'e samimi açıklamalarda bulunan Bülent Demirlek ile yapılan çok özel röportajı sizlerle başbaşa bırakıyoruz.
"Terbiyem 'Sus' dedi"
Bülent Demirlek :Yaşanan süreç ciddi bir tecrübeydi. Benim için olduğu kadar benimle birlikte tüm
hakemler için ve hakem camiası için önemliydi.Benim açımdan yapılması gereken gidişatı sessiz bir şekilde izlemekti. Aslında çok da tecrübeli bir hakem değilim, daha 32 yaşındayım. Ama 14 yıldır hakemlik yapıyorum. Bugüne kadar aldığım hakem eğitimi, hakem terbiyesi yorum yapmaktan çok sessiz kalmayı gerektirdi. Ben susmayı
tercih ettim ve
Allah da kalbime göre verdi.
"Duygularım değişmedi"
Ben yanlış yaptığımı düşünmüyorum. Doğru bir
uygulama yaptığımı düşünüyorum. O anki duygularımla şu anki duygularım aynı. Hiçbir değişiklik yok. Bunu ilk kez açıklıyorum. Tüm
Türkiyenin de bunu bilmesini istiyorum. Duygularımı Türk ulusuyla paylaşmak istiyorum. Bunu da çok fazla uzatıp daha da genişletmek istemiyorum. Yaşanan süreç zaten Türk milleti tarafından gün gün, dakika dakika,
Tahkim Kurulunun verdiği karar kadar herkes biliyor. Herkes yorumunu da yaptı. Ama
ilahi adalet yerini buldu. O yüzden gönlüm ve vicdanım rahat.
"Yine aynısını yapardım"
Filmi geriye sarma imkanım olsaydı aynı filmi oynatırdım. Sonuçta benim verdiğim karar, dünya
futbolunda da uygulanan bir karar. Eğer bir
seyirci, seyirciler oyun alanın agirer, oyunda oynayan
futbolculara saldırır niteliğinde ve oyun alanına müdahale ederek, tel örgülerden atlayarak sahaya müdahale ettikleri zamanlara yapılacak işlem dünya futbolunda da tektir. Bunun örnekleri ve uygulamaları da vardır. Geçmişe dönük bununla ilgil çok örneklerimiz var. Yani
küçük bir örnek
Danimarka
İsveç maçında bir
taraftar futbolcuya değil hakeme saldırmak niyetiyle saha giriyor ve hakeme darbesi isabet etmemesine rağmen müsabaka
UEFA tarafından İsveç lehine
tescil edilmiştir. Maç 3-3 olmasına rağmen. Uygulama doğrudur. Benim de
Trabzonspor
Sivasspor maçında yapmış olduğum uygulamanın tamamen UEFA ve
FİFA oyun kuralları normlarına göre yapılmıştır. Ben O maçta da bunu uyguladım
"Formsuzluk sendromu"
Çok maç izliyoruz. Ben kendim evde bütün uydudan da kanallardan çok maç izliyorum. Hakemlikte bazen artı ve eksiler olabiliyor. Çok beğendiğin hani mesela eskilerden Collinanın bile zaman zaman izlediğim müsabakalarında bile form düşüklüğü olabiliyor. Ama bu kötü hakem olduğu için değil. Yada Türkiyeden mesela
Selçuk Dereli ağabeymiz, önde bir hakemimiz. Gidiyor maç yönetiyor. İyi bir hakem. Ama bazen hepimizde olabileceği gibi form düşüklüğü, formsuz yada pozisyon şansızlığından dolayı kötü bir
yönetim göstermiş olabiliyor.
"Yabancı yapınca 'Helal'"
Bir Anders Frisk mesela beden dilini kullanması
oyuncular üzerindeki otoritesi. Ama bakın aynı beden dilini, yani mesela sert bir
kart gösterme şeklini herkes beğeniyor. Ama bunu Türkiyeye uyarladığınız zaman inanın müsabaka sonrasındaki bütün yorumcular tarafından şöyle deniliyor; Futbolcuya döver gibi kart gösterdi. Yabancılar yaptığı zaman vay be ne otoriter, biz aynısını burada yaptığımız zaman
eleştiriliyoruz. İşte futbolcuya keşke kartı daha sakin gösterseydi
seyirci de
küfür etmezdi
futbolcularda agresifleşmezdi
Nedeni Hakem !
"
Yurtdışı önyargısız"
Yurt dışında Türk
hakemlere farklı bakılıyor. Kendimden örnek vereyim, çok
şükür şimdiye kadar
yurt dışında hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım. Orada daha farklı bakıyorlar sana. Neden ? Çünkü adam seni ilk defa görüyor. Adamın seninle ilgili hiçbir önyargısı yok. Çıkıyorsun maçını yönetiyorsun. Sana nötr bakıyorlar. Yani yurt dışındakilerin sana hiçbir önyargısı olumsuz düşüncesi yok. Çıkıyorsun sen sadece maçını yönetiyorsun.
"Önyargılıyız"
Türkiyede hakeme karşı önyargı var. Bir maç yönetiyorsun, hemen geçmişe yönelik yönettiğin maçları yazıp çizmeye başlıyorlar.
"Futbol =
Psikoloji"
Hakemlik o kadar zor ki. Karşı tarafın psikolojisine göre bakış açısı oluyor. Eğer sen mutluysan, ne kadar güzel hakem gülüyor denir. Ama psikoloji olumsuzsa, skor aleyhineyse, Hakeme bak, Şımarık şımarık gülüyor ! diyorlar. Olaya ne taraftan baktığınız önemli. Masanın bu tarafından mı, öbür tarafından mı ?
"Ciddi ön
hazırlık şart"
Maça hazırlanırken, yöneteceğiniz takımın oyuncularını ve yapısını iyi çalışmalısınız. Ama çağımız futbolunda çantayı al, içine formalarını koy, eşofmanlarını koy falan tarzı değil. Ön çalışma şart. Maç tebligatı alındıktan maç saatine kadar hakem ve
yardımcıları müsabakayla ilgili
analiz yapmak zorunda. Ancak en büyük
tehlike herhangi bir futbolcuyla ilgili önyargılı olmak. Yani O sahada bulunacak bir futbolcuyla ilgili negatif bir düşünce, yani O beni aldatabilir, O beni kandırır şeklinde değil de maç başladıktan sonra futbolcuların tavırlarına göre hareket ediyorsun. Bazen ilginçtir, iyi niyetli bir oyuncu olumsuz tavırlar sergileyebiliyor. Yada çok agresif dediğim bir futbolcu inanılmaz sakin olabiliyor. Şaşırdığımız oluyor o zaman bir bakıyorsun o hırçın oyuncu gitmiş sana yardım etmeye çalışan biri gelmiş. Bakın 2.devre başlayacak ve ben şunu söylüyorum. Bizim işimiz futbolcularla. Bizim işimizi kolaylaştıracak yada zorlaştıracak yine futbolcular olacak. Yani seyirciymiş, medyaymış, onlar daha sonra geliyor. Tabii ki herkes işini yapıyor saygı göstermek lazım. Futbolcular da bu işten para kazanıyor. Bizler de aynı şekilde. Ancak şu bir gerçek ki futbolcular bize
destek olduğu zaman biz de müsabakayı olumlu duygularla yönetiyoruz. Ama iki taraf da agresif olursa işte o zaman ortam geriliyor.
"Sert bakarım"
Bazen müsabakadan sonra ailem, eşim bana O ne bakıştı, çok sert baktın diyor. Benimle yakın olan insanlar benim normaldeki psikolojimi çok iyi bildiği için şaşırmıyor değiller. Evet bazen çok sert bakıyorum.
"Bazı yorumcular
senaryo yazarı gibi"
Yorumculara çok kızmıyorum. Neticede onlar da işlerini yapıyor. Ben artık şunu öğrendim, öncelikle şahsım, öğretmen olduğum için eğitimde eleştiri çok önemlidir. Eleştiri seviyeli ve kişinin ahlaki değerlerine dokunmadan yapıldığı zaman yapıcıdır. Eleştiri bir sanattır. Bir pozisyon gösterilsin onunla ilgili eleştiri yapalım ama onun arkasından Korktu
ürktü
vermedi.. İşte
tetikçi.. yok talimat aldı
bunlar enteresan senaryolar.
"Sağ ayak uğuru"
Maç günü mutlaka ailemle telefonda konuşurum. İnançlı bir insan olarak maça çıkmadan hemen önce dua ederim. Arkadaşlarıma maç öncesinde sarılıp öpüyor ve başarılar diliyorum. Mutlaka sahaya sağ ayakla çıkmaya çalışırım.
"
Huzur şart"
Maç keyifli bitmişse soyunma odası o kadar keyifli geçer ki.Öpücükler, gülücükler. Birbirimize sarılıp öpüşürüz. Temsilcilerle, gözlemcilerle espriler yaparak maç raporunu yazıyoruz. Huzur ve keyfin olduğu yerde mutlu oluyorsun.
Kaynak :
Basın Bülteni