Ligin ilk yarısına bakıldığında
Beşiktaş orta alanının en önemli ismi, belki de
Serdar Kurtuluş... Ancak O, artık bir ‘megapol’ haline gelen Istanbul’da gurbet hayatı yaşıyor. Tesislerde kalıyor, bazen yemek için sadece 3 kilometre uzaklıktaki bir
alışveriş merkezine gidiyor. 19 yaşına kadar ailesinin yanından ayrılmayan Serdar, izin günlerinde soluğu
Bursa’da alıyor. 103 yıllık Beşiktaş’ta
taraftarların ‘Geleceğin Kurtuluş’u dediği Serdar, Orhan
Yıldırım’a merak edilenleri anlattı. Söz
genç yıldızda...
Inciler
Avrupa maçlarında ne heyecan vardı ne korku... Sadece şanssızdık. Üzücü oldu ancak yapacak bir şey yok.
Içeride az da olsa taraftar baskısı var. Takımdaki ağabeylerimiz bu duruma alışkın. Ancak biz de zamanla tribünlere ayak uyduracağız.
Kaptan Ibrahim Üzülmez’in performansı bizi etkiliyor. Yaşı ilerlemesine karşın çok iyi oynuyor. Bence 30 yaşından sonra da olsa çalışıp kendini geliştirmiştir. Eğer orta konusunda genç yaşta başarılı olsaydı, kesinlikle Avrupa’da oynardı. Kaptan bize yardımcı oluyor. Özellikle gençler konusundaki çıkışlarında haklı...
Iyi oynayınca el üstündeyiz, kötü olunca yerin dibinde. Ama önemli olan Beşiktaş’a gelmek değil, Beşiktaş’ta kalmak.
Ankaragücü maçı kaderimizi çizecek. Lig ve kupada şansımız var. Onlara beraberlik yetiyor ancak seyircisiz de olsa bu maçı kazanacağız.
Babamı tanımam!
Kardeşi Serkan Kurtuluş’un da Beşiktaş’a transferini hatırlattığımızda Serdar, “
Bursaspor ile 3 yıllık sözleşmesi var. Bence şimdilik Istanbul’a gelmesi
erken. Takımında kendisini kanıtlamalı. Pişmesi gerekiyor... Istanbul’da Bursaspor ile oynadığımız maç öncesinde şans dilemek için soyunma odalarına girdiğimde Serkan yedekti. Daha sonra sahada görünce inanamadım. Rahat oynaması için onu motive ettim, sonuçta kardeşim! Ancak sahada gole gidiyor olsa, acımaz indirirdim. Zaten bana faul yaptıktan sonra arkasına bile bakmadan gitti, kaldırmadı bile” derken kardeşi Serkan lafa girdi: Niye kaldırayım ki! Sahada babamı tanımam...
'Sabrın sonu...'
“Beşiktaş’a sağ bek olarak geldim. Ancak stoper, orta saha ve ön liberoda da oynadım. Kleberson’un sakatlanmasından sonra
ilk 11’de şans buldum ve dikkat çektim. Oynadıkça daha iyi olacağımı düşünüyorum. Takıma ısınmak gibi bir sıkıntım olmadı, çünkü herşey çok çabuk gelişti. Ilk iki maç sonradan oyuna girdim ve doğrusu pek de başarılı değildim. Sabırlıydım, şans geleceğini biliyordum. Bence fırsatı değerlendirdim ve
takımda yer buldum. Hocanın beni oynattığı mevkii konusunda yorum yapmak istemem. Bursaspor’da savunmanın sağında oynuyordum. Ancak ön liberoda görev yapabileceğimi de kanıtladı. Bu da bir adım...”
'Takım kazansın da'
“Sahada iyi mücadele etmek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Takımın iyi ya da kötü oynaması birebir olarak benimle alakalı değil. Son haftalarda çıkış yaptım ancak birkaç maçı kaybettik. Ben kötü oynayınca takım kazanacaksa razıyım. Ancak eğer takımın alacağı galibiyetlerde performansımla payım olursa çok iyi olur, mutlu olurum... Bazen ileri çıkmadığım için eleştiriliyorum. Ama hoca, orta sahayı kapamamı ve atakları kesmemi istiyor. ‘Atağa katkıda bulunma’ diye bir kısıtlama yok. Amacım defansın önünde kalıp, ileri çıkan arkadaşlarımın açığını kapamak.”
'Rico’ya hayranım'
“Kleberson, Ricardinho dünyada isim yapmış
oyuncular. Sadece sahada değil idmanlarda da yaptıkları hareketlere dikkat ediyorum. Özellikle Ricardinho mükemmel. Onun hareketlerini yapmaya çalışıyorum, örnek alıyorum.
Delgado ise büyük şanssızlık yaşadı. Takım için önemli bir oyuncu. Aslında hücum hattında bizi taşıyabilecek bir yapısı var. Kenarda kalması handikap. Ikinci yarı oynarsa daha rahat maç kazanırız.
'Beşiktaş’ı temsil ediyoruz'
''Baskılara fazla aldırmam, yapım böyle. Yaşam tarzımda biraz değişiklik oldu. Kıyafetlerime daha çok dikkat etmeye başladım. Dikkat etmek gerek, Beşiktaş’ta oynuyorum kulübü her şekilde temsil etmek zorundayım. Tesislerde kalıyorum. Fırsatım olunca ailemin yanına Bursa’ya geliyorum. Istanbul’da zaten gezmek imkansız gibi bir şey,
trafik inanılmaz. Çok sıradan ve basit bir yaşantım var. Bundan da memnunum. Tüm takım arkadaşlarımla aram iyi ama oda arkadaşım
Burak. Ibrahim Toraman ile de çok samimiyiz, biz gençlere sıcak davranıyor.''
'Keşke çift forvet oynasak!'
“Takımın başarısızlığında genç olmamızın büyük payı var. Beşiktaş forması giyiyorsun, bunu kaldırmak öyle kolay değil. Bunu da zamanla aşacağız. Çok kolay puanlar kaybettik. Küçük takımlara karşı kaybettik bunlar mazeret değil ama puan farkını kapatıp
şampiyon olacağımıza inanıyorum. Tek forvet oynadığımız için şanssızlık oluyor. Bana göre çift forvet oynayınca daha etkili oluruz. Bu
teknik heyetin işi ama benim görüşüm de böyle.”
'Ayrılmak zor geldi'
''Bursaspor ile Beşiktaş arasında dağlar kadar fark var. Büyük takımda bu genç yaşta oynamak büyük sorumluluk istiyor. Sonuçta işimi yapıyorum ama beklentiler farklı. Gençlere önerilerimi soracak olursanız; çok sabırlı olmaları gerek.
Çalışmak, hocanın isteklerini eksiksiz olarak yerine getirmek lazım. Bu yüzden genç
futbolcular mücadeleye açık olmak zorunda... Beşiktaş’a gelirken ailemden ayrıldığım için çok üzüldüm. 19 yıldır birlikteydik, ilk kez ayrılmak zor geldi ancak Beşiktaş da benim bir yuvam...''
(Fanatik)