Beşiktaş dergisinin ağustos sayısında röportajı yer alan Soğancıoğlu, gerçekleştirmek istediği projelerle ilgili bir soruya verdiği yanıtta, her
sezon Beşiktaş'ın
şampiyon olmasının gönlünden geçtiğini kaydederek, ''Tabii ki insanın gönlünden geçen her şeyi gerçekleştirebilmesi çok olanaklı olmuyor. Bir kere Beşiktaş'ta mali disiplini sağlamamız, dengeli
bütçe yapmamız, kendi gelirlerimizle giderlerimizi karşılayabileceğimiz bir yapıya kavuşmamız gerekiyor. Zaten
UEFA standartlarına girildiği zaman bunlar, önümüzdeki yıllarda yapılması zorunlu unsurlar. Gelir yaratma noktasında Beşiktaş son derece başarılı ama son dönemlerde giderlerde biraz dengeyi sağlayamadık. Hedeflediğimiz nokta, gelirlerde daha yüksek bir yapıya kavuşmak, kulübün mali disiplinini sağlayabilmek'' dedi.
Teknik direktör
Mustafa Denizli ile çok başarılı 1,5 sezon geçirdiklerini,
yönetimle,
futbolcularla, camiayla, medyayla sağlanan uyumun Beşiktaş'a şampiyonluğu getirdiğini anlatan Soğancıoğlu, şöyle devam etti:
''Beşiktaş bu şampiyonluğu bir bütün olarak yakaladı. Şampiyonluğun manevi olduğu kadar, maddi olarak da çok büyük katkısı oldu. Gerek Futbol Federasyonu'ndan, gerek yayından, gerek
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nden, gerekse de gişe hasılatından elde edilen gelirler...21 milyon
avro gibi bir gelir elde ettik. Bu tabii ki kulübün daha ileriye gitmesine neden olan birtakım yeni olanaklar yaratıyor. Geçtiğimiz sezon da ligi şampiyon olarak bitirmeyi hedefliyorduk.
Kasımpaşa maçıyla başlayan şanssız beraberlikler dizisi, zaman zaman karşılaşılan
hakem hataları, bizi istediğimiz hedeften geri tuttu. Beşiktaş, her sezon şampiyon olamayabilir ama başarı hedefleniyorsa Şampiyonlar Ligi'ne gitmeli diye düşünüyorum.''
-''HERKES GÜCÜ ORANINDA BEŞİKTAŞ'A KATKIDA BULUNMAK DURUMUNDADIR''-
Kulübün
ekonomik olarak daha iyi bir noktaya gelmesi için taraftarlara düşen görevin ne olduğu sorusu yöneltilen
Ertunç Soğancıoğlu, Beşiktaş taraftarının her zaman stada giderek ve kulübün lisanslı
ürününü satın alarak kulübüne katkı yaptığını, bu sezon için
kombine kart satışında hedeflerinin 13-14 bin olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
''Bizim yönetim olarak onlardan beklentimiz, daha fazla katkıda bulunmaları. Ama bunu söylerken, Türkiye'nin koşullarından uzak bir şekilde bakmıyoruz. Bizim taraftarımızın farklı gelir kesimlerine dağıldığını biliyoruz. Bazı taraftarımız katkısını bir
rozet alarak, bazısı on tane
forma alarak yapabilir. Sonuçta herkes kendi gücü oranında Beşiktaş'a katkıda bulunmak durumundadır. Bütün taraftarlarımız kombine kart, onlarca forma, eşofman alsın demiyoruz. Bizim istediğimiz birinci unsur, bütçelerine göre Beşiktaş'ın ürünlerini almaları, korsan ürün kullanmamaları. Bizim gözümüzde Beşiktaş sevgisini taşıyan bir insan, gücü yettiği oranda gider on liraya bir ürün alabilir, bir rozet alabilir. Bu da bizim için yeterli bir katkıdır. Bu sene gerçekten taraftarlarımızdan çok olumlu bir
destek var. Belki henüz adet olarak yeterli seviyede değil ama kombine kartta geçen sene elde ettiğimiz geliri yakalamak üzereyiz. 13-14 bin kombine kart satışı hedefliyoruz. Stadın kapasitesine bakıldığında, yüzde 50 kombine, yüzde 50 gişe satışı olması, sportif başarıların yükseldiğinde kulübün daha fazla gelir elde etmesine neden olacak. Forma satışlarımız da gayet iyi gidiyor.''
Bir kulübün gelişimi için sadece futbol değil, tesisleşme ve kurumsallaşma gibi alanlarda attığı adımların da önemli olduğu vurgulanarak, Beşiktaş'ın bu noktada bulunduğu durumu nasıl değerlendirdiği sorulan Soğancıoğlu'nun görüşleri özetle şöyle:
''Kurumsal yapının biraz daha oturması gerektiğini düşünüyorum. Beşiktaş yönetim kurullarının, biraz daha üste çıkıp, operasyonel görevlerden biraz daha soyutlanması lazım. Yönetim kurulları, Beşiktaş'a gelir getirici alanlarda çok daha etkinleşmeli. Makro bazda kararlara destek olmalı. O zaman kurumsal yapı daha fazla sağlanır. Şimdiki yapı içerisinde her bir yönetim kurulu üyesine bir sorumluluk alanı verilmesi,
doğal olarak yöneticilerin operasyonel görevlere daha aktif girmesine neden oluyor. Bu durum da kulüplerde kurumsallaşmayı ikinci plana atıyor. Beşiktaş Kulübü, hem
dernek olarak hem Futbol Yatırımları A.Ş. olarak kurumsal bir yapıya sahip. Sadece bunun biraz daha düzenli hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda da yönetimimiz girişimlerde bulunuyor.''
Beşiktaşlılığın kendisine babadan
miras kaldığını anlatan Soğancıoğlu, ''Babam, Beşiktaşlı olmanın büyük bir sevgi ve saygıdan geçtiğini, sadece kazandığı zaman Beşiktaşlı olunamayacağını öğretti. Sadece şampiyon olduğu zaman Beşiktaşlı olanlar, Beşiktaş sempatizanıdır. Ama biz Beşiktaşlıydık. Bu farkı yaşadık. Mesela
siyah-beyaz sevgisinden dolayı Altay'ı da tutardım. Böyle öğrendiğim için ben de oğullarımı yetiştirirken bunu devam ettirdim'' ifadelerini kullandı.