Üzerinde 15 sene geçmesine rağmen unutulmaz bir başarıydı G.Saray’ın UEFA Kupası zaferi. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğim ve o kupanın kazanılmasında büyük rolü olan efsanevi kaleci Claudio Taffarel, artık bu başarıyla övünmeyi bırakıp, yenilerinin kovalanması gerektiğini söyledi. Şunu da ekledi Brezilyalı, ‘2000’li yılların o kadrosu hem G.Saray’ı hem de Türk futbolunu yükseltmek isteyen oyunculardan kuruluydu’.
Haklıydı. Artık yeni başarıların kovalanması gerekiyordu. Dün gece Olimpiyat Stadı’na yeni bir UEFA Kupası’nın geleceğine dair hisler taşıyarak gittim. Siyah-Beyazlı takıma inanıyordum Liverpool karşısında. Bu turu geçmesi halinde günden güne tecrübe kazanan, oynadıkça birbirine kenetlenen, arzulu, iştahlı, genç ve en önemlisi başarıya aç kadrosuyla ve tabii kura şansıyla neden UEFA Kupası finaline, neden oradan da kupaya uzanmasın? İnanın bu düşüncelerimi maçı beraber izlediğim gazeteci dostlarımla da paylaştım.
Dün Beşiktaş’ın turu geçeceğine inanan sadece ben değildim. Tribünlerdeki 70 bine yakın seyircinin oluşturduğu atmosferi görmeliydiniz. Bu itici gücün varlığı Gökhan Töre’yi bir başka motive etti. Necip’e bir başka enerji verdi. Geldiği günden beri sadece 132 dakika Beşiktaş forması giyen Opare, dün 120 dakika boyunca karşısındaki rakiplere nefes aldırmadı. Kaleci Cenk’in Beşiktaş’ı oyunda tutan harika iki kurtarışı, Tolgay Arslan’ın oyuna girer girmez 40 yıllık Beşiktaşlı gibi oynaması, rakibin büyüklüğüne aldırmayan özgüven dolu şutları ve enfes golü, Serdar Kurtuluş’un büyük takım futbolcusuna yakışır cesaretinin arkasında hep taraftarların aşıladığı o inanç vardı.
Beşiktaş; Tolgay, Gökhan, Olcay, Kerim, Veli, Necip gibi hem Beşiktaş’ı hem de kendi kariyerlerini daha da yukarılara çekmeye aday oyunculardan kurulu. Kompleksiz Demba Ba bu takımın Hagi’si. Başarıya aç, tamamen işine konsantre olmuş Slaven Bilic de 2000’li yılların Terim’i.
Dün geceki maçta ikinci yarı ve uzatmalarda ortaya konan futbol şapka çıkartılacak cinstendi. Beşiktaş her şeyden önce sabırlıydı. İlk yarıda Sosa’nın etkisizliği olmasa belki de maç uzatmalara kalmayacaktı. Takımdaki arzu sonraki turlarda daha da artacak. Zira başarı geldikçe takım ve camia daha bir kenetlenecek.
Dünkü zaferden sonra Beşiktaş’ın son 16’daki muhtemel rakiplerine bakarken iki şey istedim. İlki; ne olur kurada Napoli veya Inter çıkmasın. Diğeri de bu turdaki rakibimiz Club Brugge olsun. Bence kurada çıkan Club Brugge karşısında Beşiktaş şu iştahıyla turu rahatlıkla geçecek. Aralarında Everton, Dinamo Kiev, Wolfsburg, Inter, Villarreal, Sevilla, Napoli, Dinamo Moskova, Fiorentina, Roma gibi muhtemel rakiplerden 5’i de elenecek. Ajax, Zenit, Torino’nun Beşiktaş’tan üstün olduklarını kimse söyleyemez. Siyah-Beyazlıların en büyük artısı ‘başarıya açlık’. Sözün özüne gelince; bence dün gece Olimpiyat Stadı’nda UEFA Kupası finaline giden yolun kilometre taşlarından birinin döşendiğine şahit olduk.
@bkilic