Fransız futbol kültüründe sağlam yapısıyla önemli bir yer tutan
Bordeaux, 2003 yılında hem
ekonomik hem de
oyuncu kalitesi yönünden büyük bir düşüş yaşadı. Öyle ki, 2004-05
sezonunda ligden düşmesini 2 puan farkı önledi. 2000'de Lyon
efsanesinin başlaması ligin güçlü ekipleri PSG,
Monaco, Marsilya ile birlikte Bordeaux'nun da sıradanlaşmasını sağladı. 2005-06 sezonunda yeniden toparlanan Bordeaux, ligi Lyon'un 15 puan gerisinde 2. olarak bitirerek 6 yıl sonra yeniden Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmeye hak kazandı. Devler Ligi'nde Galatasaray'ın rakibi olan Bordeaux, 7 puan toplayarak yoluna
UEFA'da devam etmiş, temsilcimiz 4 puanla
Avrupa'ya
veda etmişti.
Fransa liginde 5
şampiyonluk ve 3
kupa sevinci yaşayan Bordeaux'nun Avrupa'da en büyük başarısı 1996'da oynadığı UEFA Kupası finali. Bordeaux, 1995-96 sezonunda İntertoto kupasıyla başladığı Avrupa kupası serüveninde UEFA Kupası'nda finale kadar yükselmiş, finalde B.Münih'e kaybetmişti. Ancak bu başarı
Zidane gibi bir yıldızı futbol dünyasının gündemine taşımıştı.
Brezilyalı antrenör Rivardo Raymundo Gomes'in ayrılmasıyla
takım Fransızların efsane liberosu Laurent Blanc'a teslim edildi. Blanc, bu sezon nokta transferler yaptı. Nice'den Bellion, Lille'den Chalme, Lyon'dan Diarra, Charlton'dan Diawara, Jens'ten Jussie ilk 11'de yer bularak takımın kazandığı 19 puanda önemli rol oynadı. Bellion, takımın attığı 14 golün yarısını tek başına atarak önemli katkı yaptı. Blanc, kadro yapısında fazla oynamamasıyla dikkat çekiyor. Kaleyi
kaptan Ulrich Rame korurken, defans Souleymane Diawara, Mathieu Chalme, Marc Planus ve Franck Jurietti'den oluşuyor. Orta sahada Alou Diarra, Wendel, Fernando ve Johan Micoud, forvet hattında Jussie ve David Bellion, Blanc'ın
tercih ettiği isimler. Selefi Gomes gibi 4-4-2 formatıyla oyuncularını sahaya süren Blanc, Johan Micoud'u tıpkı
Ronaldinho gibi forvet-orta saha arasında oynatarak rakibe göre takım düzeninin 4-3-3 olmasını sağlıyor.
HASAN CÜCÜK