Tıpkı birbirini izleyen çıraklık, kalfalık, ustalık üçlemesinde olduğu gibi, bu
sezon temposuna süreklilik kazandıran, pozitif
futbol anlayışıyla
rakiplerini ürküten, izleyenleri keyiflendiren bir yapıya bürünerek üst düzey
takımlardan olacak.
Şampiyonlar Ligi ön
elemesindeki iki MTK maçında izlediğim
Fenerbahçe, hissedilir bir aşama içerisinde. Bazı eleştirmenlerin MTK'nın zayıf rakip olmasına bağladıkları skor zenginlikleri
eleştirilerine katılmıyorum. Sahadaki oyunu, takım içi uyumu, ortaya koyduğu mücadele ve süreklilik kazanmaya başlayan oyun
disiplinine bakarak bu yorumları yapıyorum.
Katılmadığım bir başka eleştiri de orta alanın dirençsiz olduğu ve güçlü rakipler karşısında oyundan kolaylıkla düşeceği görüşü. Bu görüşün sahipleri Kazım,
Selçuk,
Alex, Uğur'dan oluşan ve
Semih'in de aralarında yer aldığı orta sahanın koşan, mücadele eden, dirençli rakipler karşısında hem takım
savunması hem de oyun organizasyonunda zorlanacağı tezini ileri sürüyor. Oysa ben tam tersini düşünüyorum.
Futbolda en iyi savunmayı topa daha fazla sahip olarak ve topu koşturarak yaparsınız. Fenerbahçe'nin orta sahası bu anlamda ligdeki tüm rakiplerinden açık ara önde. Hepsi topu iyi kullanan, hepsi farklı özelliklere sahip,
teknik kapasitelerinin de yüksekliğiyle savunmaktan önce savunulmayı gerektiren bir orta alan kurgusu var Fenerbahçe'nin. Aragones'in uygun oyun ve uygun
oyuncu seçimleriyle yeniden dizayn ettiği bu orta saha, her şeyden önce müthiş üretken. Selçuk, Aurelio'dan doğan boşluğu doldurmaya
aday. Rahat, özgüveni ve top kullanma becerisi yüksek. Bazen bire birlerde hamle hatası yapıyor. Ama tek top oynaması, yüksek pas yüzdesi, top çalma becerisi, arka alandaki arkadaşlarıyla bütünleşmesi ile takımın en formda oyuncusu gibi duruyor. Geçtiğimiz sezonun bu dönemlerinde, Fenerbahçe'nin en önemli
transferinin Deivid olduğunu yazmıştım. Şimdi aynı görüşü rahatlıkla Selçuk için tekrarlayabilirim. Aynen Deivid gibi kulübeden 11'e en isabetli ve sezonun en faydalı transferi bana göre Selçuk. Ve Selçuk varken Fenerbahçe'nin ön libero transferi yapmasının hiçbir anlamı da yok.
Alex ile Semih bu sezon alışılagelmişin dışındaki pozisyonlarda oynatılıyor. Alex'in Selçuk'un hemen önüne çekilmesi başlangıçta yadırgatıcı gelebilir. Ama zaman içerisinde Alex'in yeni pozisyonundaki katkıları ortaya çıkmaya başlayınca, bu değişikliğin oyun organizasyonuna ne denli etki yapacağı görülecek. Zira Fenerbahçe'nin en önemli eksikliği olan orta alandan uzun toplarla oyun kurma sorunu, bu pozisyondaki Alex ile giderilebilecek. Alex'in eski pozisyonunda sorun yaşanacağını sanmıyorum. Çünkü Semih o görevi, üstelik Alex'in yapmadığı bir işi yaparak, yani rakibe önde basarak büyük bir başarıyla yerine getiriyor.
Oyun kurma, arkadaşlarını pozisyona sokmadaki yeterliliğiyle Alex'ten aşağıya kalmıyor. Artık sırtı dönük değil, kaleyi cepheden görerek oynatıldığı için hücumda daha fazla tehdit oluşturuyor. Semih'in bu pozisyonda geçen sezondan daha fazla gol bulacağına ve bu arada
Güiza'dan daha fazla gol atacağına inanıyorum.
Aslında bu seçiminden dolayı, Aragones'in kutlanması gerektiğini de düşünüyorum. Bugüne dek hiçbir teknik adamın keşfedemediği bir yeterliliği fark ederek çok yararlı ve verimli bir Semih portresinin ortaya çıkmasını sağlıyor Aragones.
Deivid'in sakatlanması başlangıçta bir tedirginlik yaratmıştı. Ancak Kazım da o boşluğu doldurmaya aday. Kısa sürede büyük çıkış yakalayan Kazım, var olan eksiklerini giderdiği takdirde geleceğin yıldızlarından biri olabilir. En büyük kusuru oyun içinde konsantrasyon eksikliği yaşaması. Bazen dalıp gidiyor ve oyunu seyrediyor. Hâlâ savunmaya gerekli desteği vermiyor. Topla gereğinden fazla oynuyor. Ama çabukluğu, adam eksiltme, isabetli orta yapma becerileri ve fizik gücünün yüksekliğiyle oyuna her katıldığında adeta rakiplerini eze eze gidiyor.
Uğur Boral, geçen sezon Şampiyonlar Ligi ve Milli Takım deneyimlerinin ardından kendisini çok geliştirdi. Oyun içi devamlılığını artırdığı takdirde çok daha iyi işler yapacak. Fenerbahçe'nin bu beşliden kurulu orta sahasına Emre ve Burak'ın da katılacakları düşünülürse ortaya hiç de hafife alınmayacak bir kalite çıkıyor.
Aragones, Fenerbahçe'yi Zico döneminden çok daha farklı oynatıyor. Bu döneme yansıyan en önemi artılardan biri disiplin. Oyunun boyunu iyi ayarlayan, bol pas yapan, oyunun yönünü sıklıkla değiştiren ve arka alandan kullanılan uzun toplarla rakibin savunma sistemini zaafa uğratan Fenerbahçe, şu an tek sıkıntıyı Güiza'nın uyum sorununu giderememesinde yaşıyor. İki MTK maçında 10'a yakın pozisyona girmesine karşın gol atamayan Güiza, yer seçimi, boşa çıkarak pozisyon bulma, rakip savunmayı yıpratmakta gösterdiği yeterlilikleri gol vuruşlarına yansıtamıyor. Gerek kafa, gerekse ayakla yaptığı son vuruşlar bu aşamada çok yetersiz. Güiza'nın bir başka sorunu da savunmanın arkasına atılan uzun toplarda yanına bir
destek oyuncusunun gelememesi. Fenerbahçe'nin set oyunu ve duran toplar dışında sıkça yaptığı bu organizasyonda Semih'i biraz daha Güiza'ya yakın oynatması gerekiyor.
Evet Fenerbahçe iyi yolda. Zaman içerisinde çok daha iyi olacak. Değişen oyun anlayışı, güçlü kadrosuyla ligin tartışmasız en büyük favorisi. Ancak ligden daha da önemli
hedef Şampiyonlar Ligi. "Orada neler yapabilir?"in yanıtını vermek için önce favorisi olduğu
Partizan maçlarını geçmeli. Ve ardından da grupta eşleşeceği rakipleri görülmeli.
Her zaman zirvede olacağız
Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Süper Lig'in başlamasına da artık kısa bir süre kaldı. Tabii hedeflerimiz yine çok büyük. Şu an takımda tüm dişlilerin sorunsuz bir şekilde işlediğini söyleyebilirim. En başta çok tecrübeli bir hoca ile çalışıyoruz. Aragones, dünyanın en önemli yıldızlarına teknik direktörlük yapmış bir insan. Her zaman koyduğu kurallara uyulmasını istiyor. Ona büyük saygıları olan yardımcılarının da son derece deneyimli insanlar olması, F.
Bahçe'de, büyük bir kulübe yakışacak ortamın oluşmasını sağlıyor. Bizler de buna katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu birliktelik ve
ekip çalışması daha da pekiştirilerek devam ederse, sahadaki başarımıza yüzde 100 yansıyacağına inanıyorum.
Şimdiye kadar birbirinden değerli birçok teknik adamla çalıştım ve
şampiyonluklar yaşadım. Hocamız Aragones de bana göre büyük bir duayen. Adeta kendisini hayranlıkla izliyoruz. Hocanın kariyerinin,
futbolcu üzerinde oluşturduğu bir etki de var. Buraya
Avrupa şampiyonu olarak geldi. 40 yılın üstünde bir meslek hayatı var. Hâlâ, öğrenmenin sınırı olmadığını, her gün insanın yeni bir şeyler öğrendiğini ve çok çalışırsanız başarılı olacağınızı söylüyor. Takıma sürekli bunu empoze ediyor. Takımdaki herkes de elinden geleni, daha fazla üstüne koyarak yapmaya gayret ediyor. Böyle olursa da zaten son yıllarda yaşadığımız hep zirvede kalabilme başarısını devam ettireceğimizi düşünüyorum. Açıkçası geçtiğimiz sezon ligdeki ikincilik hepimizi üzdü. Son yıllarda baktığınız zaman, takımımız hep zirvede. Ya ilk ya da ikinci sıradayız. Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi'ndeki başarılı sonuçlardan hepimiz gurur duyduk. Taraftarlarımız çok mutlu oldu. Keşke şampiyon da olabilseydik. Kaybedilmesinde hepimizin hatası var. Keşke kaybetmeseydik. Ama zirvede kalabilme istikrarı çok önemli. Biz son yıllarda zirveden düşmüyoruz. Hiçbir zaman düşmedik, bundan sonra da düşmeyeceğiz. Şampiyonluk bizim beklentimiz değil, en büyük hedefimiz. Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma ilk etaptaki en büyük hedefimiz ki, bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. Çünkü bu gücümüz var. Çok kötü şartlar yaşamadığımız ve futbol adaleti ile şansı eşit miktarlarda yanımızda olduğu sürece,
F.Bahçe, Türkiye'de de her zaman için şampiyon olacak güce sahip. Şampiyonlar Ligi'nde geçen sene yaşadığımız başarıyı, bu yıl en azından tekrar edebilmeliyiz. Hedefimiz, bundan sonra kolay değil. Çünkü taraftarlarımız bizden daha iyisini bekleyecek. Biz bunu takımdaki herkese anlatmaya çalışıyoruz. İnşallah lige iyi bir başlangıç yaparız ve Şampiyonlar Ligi'nde de Partizan'ı geçerek gruplara kalma başarısını gösteririz.
Kanarya, top çalma ve pas çalışması yaptı
Fenerbahçe, Partizan'la deplasmanda yapacağı Şampiyonlar Ligi 3.
ön eleme turu maçının hazırlıklarını sürdürdü. Sarı-Lacivertli
futbolcular, top çalma ve kontrollü pasa yönelik bir çalışma yaptı. Sakatlıkları süren Ali Bilgin ile
Deniz Barış, fizyoterapist eşliğinde takımdan ayrı çalıştılar. Bağırsak enfeksiyonu geçirdiği bildirilen
Kezman ile Deivid,
Vederson ve Tümer ise antrenmana katılmadı.
Benitez, Alonso için açık kapı bıraktı
Liverpool menajeri Benitez, F.Bahçe'nin de transfer listesinde olduğu iddia edilen
İspanyol orta saha oyuncusu Xabi Alonso'nun takımdan ayrılabileceğini söyledi. Skysports'a konuşan Benitez, "Alonso'nun çok iyi bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Şimdiye kadar onun için teklifler aldık. Ancak tekliflerden hiçbiri
ekonomik olarak istediğimiz seviyede değildi. Alonso, bu yüzden şimdilik kalacak." diye konuştu.
ZEKİ ÇOL