İnegöl Belediyespor tarafından düzenlenen söyleşiye
futbolcu Gökhan Güleç ile birlikte katılan
Vural,
Türkiye'de çok uzun süredir antrenörlük yaptığını, 20
takım çalıştırdığını belirtti.
Vural, "Bu süre içinde unutamadığınız maçlar var mı?" yönündeki soru üzerine, Bursaspor'u çalıştırırken, 1992 yılında Türkiye Kupası'nda Trabzonspor'a yenilmesinin üzüntüsünü hala yaşadığını vurguladı.
Daha sonra Trabzon'a gittiğinde, o dönem Bursaspor'un kalesini koruyan Rumen Nitu'nun
şike yaptığına dair bilgi aldığını ifade eden Vural, şöyle konuştu:
''Bursa'dan Trabzon'a gittiğimde, orada insanlarla sohbet ederken, bizim Rumen
kalecimizin maçı sattığını, şu kadar para aldığını... Bana o
akşam telefon edildi, 'sakın bu kaleciyi oynatma'... Fakat adam bizi ilk maçta uçurmuş, en iyi top oynayan adam. Arkasında
genç bir kaleci var. Ona da değer vermedik. İnandık, güvendik. Vurdukları, her 40 metreden attıkları top gol oldu. Yani böyle de bir durum yaşadım. Çok üzüldüğüm bir maçtır o. Çok sevindiğim maçlar olmadı mı? Oldu. Ama onları çok hatırlamıyorum.''
Türkiye'de
Beşiktaş,
Galatasaray ve
Fenerbahçe dışında neredeyse tüm takımları çalıştırdığını belirten Vural, 3 kez Fenerbahçe ile 1 kez de Galatasaray ile anlaşmanın eşiğinden döndüğünü bildirdi.
Yılmaz Vural, Bursaspor'u çalıştırdığı yıllarda Sepp Piontek'in yardımcılık görevini reddettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Ben o zamanlar da
yabancı hocaya karşıydım ve prensiplerimden dolayı da kabul etmedim. Bir ülkede insanla yapılan işlere yabancı sokmamak lazım. Futbolcularımızın büyük kısmı
işçi sınıfından geliyor. Ailesi maddi imkansızlıklar içinde olun oyuncular. Bunlar büyük takımlara geliyorlar, sınıf atlıyorlar. Trilyonları avucuna verince çocuğun hayatı değişiyor. Kolay değildir bu durum. Böyle bir sorunu yabancı hoca halledemez. Onun psikolojisinden anlamaz. Şimdi diyorlar ki Fatih Terim'den sonra hoca yetişmedi. Türkiye
Futbol Federasyonu 1923'te kuruldu. Antrenörler Derneği 1965'te kuruldu. Bunca yıldır bir tane daha Türk hoca yetiştiremediyseniz bu kimin suçu? Bunun suçunu kendilerinde arasınlar.''