Bursaspor'un sevgisi onu ayakta tuttu

Bursaspor'un İmparator lakaplı efsane oyuncusu ve teknik direktörü Nejat Biyediç'in ismini en son Eskişehirspor'u Süper Lig'e çıkardığında duymuştuk. Uzun süre basın önüne çıkmayan Nejat Biyediç Zaman Gazetesine konuştu:

Bursaspor'un sevgisi onu ayakta tuttu

Uzun süredir ne yaptığını bilmediğimiz, ancak hasta olduğunu öğrendiğimiz değerli futbol adamıyla İstanbul Göztepe'de buluştuk. Randevulaştığımız mekana girdiğimizde Nejat hoca bir köşeye çekilmiş kahvesini yudumluyordu. 2007 yılında lösemi teşhisi konan Bursaspor'un efsane ismi Biyediç, amansız hastalığın pençesinden kurtulmuştu. Ancak hastalığın izleri vücudunu esir almıştı sanki. Bursassporluların gönlündeki imparator, amansız hastalıkla savaşırken çok hasar görmüş olsa da, "Ben koskoca Bosna savaşını yaşadım. Hem biliyor musunuz bir milyon Bursaspor taraftarının her gün duasını alıyorum." deyince gözyaşlarını saklıyordu taktığı güneş gözlükleriyle. İstanbul Göztepe'deki evinde gözlerden uzak bir yaşam süren Biyediç, Bursaspor'un başarısıyla hayata tutunduğunu, bu sezon şampiyon olmaları halinde Yeşil-Beyazlı camianın kendisine en büyük hediyeyi vereceğini söylüyor. Timsahların imparatoru, Bursaspor'un şampiyonluk yarışındaki şansını ve Süper Lig'in son durumunu sadece Zaman okurları için değerlendirdi. En son Eskişehirspor'u 2008'de Süper Lig'e çıkardınız. Daha sonra da sessiz sedasız köşenize çekildiniz. Moraliniz ve sağlık durumunuz nasıl? 2007'de amansız bir hastalığa yakalandım, lösemi teşhisi konuldu. Sonra Almanya'da ilik nakli yapıldı. Çok şükür şu anda hastalığım geçmek üzere. Önce Allah'ın yardımıyla sonra da bana destek veren insanların dualarıyla ayağa kalktım. Yavaş yavaş toparlanıyorum. Dediğiniz gibi en son 2008'de Eskişehir'i çalıştırdım. Eskişehir gibi bir camiayı Süper Lig'e çıkardığım için çok mutlu oldum. Ama o dönemin yöneticileri Süper Lig' e çıktıktan sonra bizi unuttular. Bu beni çok üzdü. Canları sağolsun. Hastalığınız döneminde futbol camiasına kırıldınız mı? Bu dönemde sizi en çok kimler destekledi? Hastalığımı fazla insan bilsin istemedim. Ama Bursasporlu taraftarlar hastalığımı bir şekilde öğrendi ve bana çok moral verdiler. TFF de o dönem desteğini esirgemedi. Bizzat Haluk Ulusoy arayarak maddi ve manevi ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Ancak beni en çok Bursaspor'un şampiyonluğu mutlu edecek. Hastalığımda Bursaspor sevgisi beni inanılmaz bir şekilde motive etti. Bursaspor'un şampiyon olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Ve futbolcu kardeşlerimden rica ediyorum, şampiyonluk kupasını lütfen benim için kazanın. Bursaspor'un şampiyonluğunu göreyim yeter. Hastalığa yakalandığınız dönemde çok emek verdiğiniz Bursaspor'da futbolcular, 'Geçmiş Olsun İmparator" pankartıyla sahaya çıkmıştı. O an neler hissetiniz? O zaman tedavi için Almanya'daydım. O pankart bana büyük bir jest olmuştu. Çok duygulandım, çok ağladım. Bursa'da ne kadar sevildiğimi bir kez daha anladım. Bu hastalıkla mücadele edenlere neler tavsiye edersiniz? Moral çok önemli. Yakınlarınızın ve sevdiklerinizin desteği ile hayata tutunuyorsunuz. Bir de duanın yeri ayrı. Sizin için birilerinin dua etmesi hastalığın iyileşmesinde ekstra güç oluyor. Ben mücadeleyi seven bir insanım. Bosna savaşını da yaşadım. İki sene Bosna'da çok acılar çektik. Allah'a şükür ben ve ailem ayakta kaldık. İsminiz Bursaspor'la adeta özdeşleşti. Uzun yıllar kaptanlık, teknik adamlık yaptınız. Şu anki Bursaspor'u nasıl değerlendiriyorsunuz? Bursaspor'da hem futbolcu hem de hocalık yaptığım dönemlerde diğer takımlardan teklif aldım. Ama gitmedim. Ben hep Bursaspor'da bir şeyler yapayım diye düşündüm. Taraftarlar daha futbolcuyken beni çok sevdi, ben de onları çok sevdim. Avrupa'da herkes kendi şehrinin takımını tutar ve kulübünün başarısı için uğraşır. Bende de öyle bir durum vardı. Hep sorarlardı büyük takım tutmuyor musun diye, benim için bir tek Bursaspor var, hep öyle kalacak. Şimdi Bursaspor uzun yıllardan sonra beklenen performansı yakaladı. Bana göre bu çıkış, İkinci Lig'e düştükten sonra başladı. Düştükten sonra camia kenetlendi. Bütün maçlarımız dolu tribünlere oynadı. Taraftar takımı daha çok sahiplendi. Bir de Bursaspor'un altyapıdaki jenerasyonu çok iyi. Takımın başarısında bu faktör de var. Yabancı transferler de gayet iyi. Kaliteli bir teknik adamın da gelişi ile Bursa mevcut potansiyelini ortaya çıkardı. Bursaspor'un tek rakibi kendisi. Bursaspor, Sivas gibi olmaz. Çünkü şehir, takımına inanılmaz sahip çıkıyor. Sizin futbolculuk döneminizde Bursaspor ligde yine fırtına gibi esiyordu. O dönemdeki futbolcu arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz? Bursa'dan hiç kopmadım. Arkadaşlarımla hâlâ görüşüyorum. Ben Mostarlıyım. Mostar, Bursa'ya çok benziyor. Oradaki o samimi şehir havası Bursa'da da var. Dolayısıyla irtibatım her zaman devam ediyor. Zaten İstanbul'da kendimi yabancı hissediyorum. Kızımın okulu bittikten sonra Bursa'ya yerleşeceğim. Bursaspor'da kaptanlık yapmak nasıl bir duyguydu? Bursa, gerçekten büyük bir camia. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de çalıştım, ama Bursa çok farklı bir yer. Takımına bu kadar bağlı bir şehir zor bulunur. Mağlup olduğunuz zaman bakkal bile hesap soruyordu. Hocam niye yenildik diye. Büyük takımlarda kaptanlık yapmaktan daha zor diyebilirim. Bursasporlu taraftarlarca 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' aldınız. Yeşil-Beyazlı taraftarlar ve özellikle Teksas için neler söylemek istersiniz? Taraftarlar bana her zaman sahip çıktı. Benim için en zor maç Sakarya'daki maçtı. Ama orada bile bana tezahürat yaptılar. 15 senem Bursa'da geçti. Mağlup olduğumuz maçlarda bile bana sevgilerini ifade ederlerdi. Hatta bazı kulüp yöneticileri bile bundan rahatsız olurlardı. 'Taraftarlar bize küfredip bağırıyorlar, sana niye bir şey demiyorlar' diye. 'Yoksa onlara para mı veriyorsun' derlerdi. Teksas benim için çok önemli ve onların kalbimde özel bir yerleri var. Düğüm G.Saray maçında çözülür Şimdiki kaptan Ömer Erdoğan'a ne tavsiye edersiniz? Kaptanlık, sorumluluk gerektirir. Toparlayıcı olmanız ve takıma ağabeylik yapmanız lazım. Kaptan, yönetici, teknik direktör ve en önemlisi taraftarla uyum içinde olmalı. Ömer Erdoğan da çok iyi bir insan. Takımın başarısına büyük katkısı var. Bursa'ya yakışan bir kaptan. Ali Tandoğan'la ikisi Bursa'da ikinci baharını yaşıyor. Bursaspor, ilk defa sizinle Avrupa'ya açılmıştı. Bu sezon da çok başarılı bir performans çiziyor. Bursaspor, Avrupa'ya gittiği takdirde adından söz ettirir mi? İyi bir jenerasyon çıktı, güzel bir hava yakalandı. Yabancı transferi biraz daha kaliteli yapılırsa Avrupa'da da başarı gelir. En önemlisi ise şu anki kadronun muhafaza edilmesi. Yeşil-Beyazlı taraftarlar ve şehir, takımı adeta kucaklamış durumda. Bursaspor, şampiyonluk ipini göğüsler mi? Bana göre göğüslemesi gerekiyor. Son haftalarda stres var takımda. Düğüm Galatasaray maçından sonra çözülür. 'Bursaspor'u şampiyon yapmazlar' lafı gerçekçi değil. Her şey Bursa'nın elinde. Eğer stres takıma hakim olmazsa Bursaspor, Türkiye'nin 5. şampiyonu olur. Nejat Biyediç, 2007 yılında yakalandığı lösemi hastalığını atlatmak üzere Bursaspor'un unutulmaz kaptanı ve teknik direktörü Biyediç, Almanya'da başarılı bir ilik nakli yaptırdıktan sonra lösemiyi yenmek üzere olsa da bu mücadelede vücudu ağır hasar gördü. Eşi ve kızıyla birlikte İstanbul Göztepe'de sessiz sedasız bir hayat süren Boşnak teknik adam en kısa zamanda Bursa'ya yerleşmek istiyor. Sağlam hem bilgili hem karizmatik -Tribünler sadece size ve Ertuğrul Sağlam'a beste yaptı. Bu nasıl bir duygu? Taraftarla aramızda karşılıklı bir sevgi ve saygı var. Hastalığım döneminde beni hiç yalnız bırakmadılar. Bir sürü mesaj, e-mail geldi, 'hocam geçmiş olsun' diye. 1 milyon insanın bana dua ettiğini görünce ağladım. Yalnız olmadığımı hissettim. Sağlığıma kavuşayım diye bana dua eden herkese teşekkür ediyorum. Ertuğrul hoca ise kendi jenerasyonu içindeki en iyi hoca. Futbolu iyi bildiği gibi aynı zamanda karizmatik bir yapıya sahip. Yani bizim taraftarımızın istediği bir teknik adam. Doku tuttu, bu çok önemli. Ertuğrul Sağlam, daha uzun yıllar Bursaspor'a katkı yapacaktır. Sizin döneminizdeki Bursaspor'la şimdiki Bursaspor'u kıyaslamanızı istesek... Türk futbolunda son yıllarda çok şey değişti. Çalışma şartlarından yemeğe kadar. Doğal olarak Bursa da değişti. Şu anki Bursaspor tesisleri mükemmel. Bu da futbolcuların performansını olumlu yönde etkiliyor. İleride Bursa'da bir futbol okulu açmayı düşünüyorum. Bursa'nın kapasitesi var. Bursa'nın başarısında altyapının katkısı çok büyük. Ben Bursaspor'un altyapısını Barcelona'ya benzetiyorum. Ertuğrul hocanın da genç oyunculara önem vermesi Bursaspor için şanstır. Yıllarca hem futbolcu olarak hem de teknik adam olarak Anadolu'da görev yaptınız. Unutamadığınız maç hangisi? Unutamadığım maç İnter Toto Kupası'nda oynadığımız Karlsruhe maçıydı. Atatürk Stadı'ndaki maçta normal süre 3-3 bitmişti. Penaltılara giden maçı kaybettik. Türk futbolunun son durumunu değerlendirir misiniz? Türk futbolu istikrarlı değil. 2010 Dünya Kupası'na katılamadık. Göze hoş gelen oyun da oynamıyoruz. Benim futbol anlayışıma göre 1-0 galip geleceğime 4-3 mağlup olayım daha iyi. Türk futbolcular Avrupa'ya gidecekse üst düzey takımlara transfer olmalılar. Son olarak sizi sevenlere ve Türk futbolseverlere neler söylemek istersiniz? Türkiye benim ikinci vatanım. Yıllardır buradayız. İnsanlar bizi çok sevdi. Biz de onları çok sevdik. İnşallah Bursa'nın şampiyonluğu ile daha moralli bir şekilde hayatıma devam ederim. Muslahattin İnci- Ahmet Uykan/ZAMAN
<< Önceki Haber Bursaspor'un sevgisi onu ayakta tuttu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER