Ahmet Çakır : Günümüzün 'Karınca Ezmezi'ydi Alpaslan (Zaman) Sarı-Kırmızılı takım artık klasikleşmeye yüz tutan bir takım oluşturacak eksiklerine karşın müthiş bir 10 dakika oynadı. Bu süre içinde Milan Baros'un ağır çekimde bile görülmesi zor füzesi Sarı-Kırmızılı takımın öne geçmesini sağladı. Ama bunun hemen arkasından yenilen gol olacak iş değildi. Aslında Michael Skibbe'nin ikinci yarıya başlarken Mehmet Güven'i çıkarıp Volkan Yaman'ı oyuna alması adeta üst üste iki solbek koyup 10 kişi oynaması gibi bir tuhaflıktı. Peki buna karşın G.Saray nasıl farka gitti derseniz, ondan da artık Skibbe'ye bir pay çıkaralım. Ama bu paydan ziyade Sarı-Kırmızılı takımın yıldızlarının oynama ve kazanma arzusu maça damgasını vuran asıl etkendi. Özellikle Baros'un şimşek gibi dalışları ve müthiş şutları bu sezon Sarı-Kırmızılı taraftarları sürekli ayağa kaldıracak gibi görünüyor. Hakan Ünsal : Defans Çalışınca (Star) Maç garip başladı ve devam etti. Galatasaray'ın eksiklerini düşününce ‘Etkili başlayamaz' yaklaşımı oldu. İlk 10 dakikadaki goller sonrası oyun beklendiği gibi geçmeye başladı. Giray Hoca'nın Zafer Demir ile adam markajı verdiği Lincoln ilk yarı etkisizdi. Galatasaray ilk yarıda kalabalık rakip karşısında pozisyon bulmakta zorluk çekti. Yavaş oyun ve Baros haricinde hareketli olmayan Galatasaraylı oyuncular rakip futbolcuların markajında kaldılar. Rakibine baskı kuramayan Galatasaray, golleri Konyaspor üzerine geldiği dakikalarda çabuk oyun ve iyi paslarla buldu. Büyük takımlara karşı önde oynamaya kalkarsan fark yersin. Baros sadece gol atmadı; takımın kazanmasını sağladı ve sıkıntı olacak bir maçı çözdü. Galatasaray yabancı oyuncularından iyi performans alıyor. Kewell da Baros geldikten sonra daha üst düzey ve oyuna etki edici oynuyor. Galatasaray bu maçta iyi defans yaptı. Zaten Servet ve Meira asıl olan görevlerini iyi yaptıkları sürece Galatasaray zor pozisyon veren bir takım olur. Forvetlerin de işlerini iyi yaptığı zaten ortada. Herkes işini yapınca farklı bir galibiyet ortaya çıktı. Cüneyt Tanman : Skibbe'nin Doğruları (Takvim) Galatasaray dün akşam 4 gollü bir galibiyet alırken sezonun en pozitif en organize futbolunu oynadı. İlk defa hem hücumda hem de defansif olarak sistemli biçimde doğruları yapabilen bir Galatasaray izledik. Futbolcuların performansları, ikinci yarıdaki güzel oyun önemli... Ama maçı çeviren Galatasaray'ın Alman çalıştırıcısı Michael Skibbe oldu. Alman hocayı çok eleştirdik. Ama doğrularını da söylememiz lazım. Sonuçta Galatasaray adına iyi bir geceydi... Sadece atılan 4 gol değil, Galatasaray'ın ikinci yarıda oynadığı futbolla gelecek için güzel sinyallerin alındığı bir gerçek. Bu 3 puan çok değerli... Levent Tüzemen: İkinci yarı çoştular(SABAH) Antalya ve Kocaeli maçlarından sonra Servet, "Rakibe kolay pozisyon veriyoruz. Ayhan ağabey dışında kimse savunmaya yardım etmiyor. Biz bu sistemle büyük maçlarda çok sıkıntı çekeriz" demiş ve yönetimden "Sus yoksa ceza alırsın" şeklinde tepki görmüştü. Ancak Skibbe, Servet'in uyarılarına kulak kabartmış olacak ki Konya önüne Galatasaray'ı Ayhan Mehmet Güven ikilisinden oluşan çift ön liberolu sistemle sahaya sürdü. Konya savunması Galatasaray ikili forvete geçince kontrolünü kaybetti. Lincoln attığı golden sonra adeta sahada futbol resitali yaptı. Orta alanda istediği geniş alanı bulan ve takipçiliği sayesinde iki top çalan Lincoln'ün iki mükemmel "Al da at" pasını Baros gole dönüştüremedi ama Lincoln'ün üçüncü pasında köşeye akıllı vurdu. Skibbe'nin Kewell'ı ileriye itmesi Avusturalyalı yıldızın da daha verimli olmasını sağladı. Ve Kewell'ın attığı golde ters köşeye sağ ayağıyla yaptığı vuruş dört dörtlüktü. Galatasaray uğurlu turuncu formasıyla 5'te 5 yaptı. Hakan Dilek: Baros kral olacak (FOTOMAÇ) Baros bu ligin yeni gol kralı ve heyecanı olacaktır. Nasıl mı? Öyle büyük fırsatçılık gösterileri ya da çim kaldıran gayretiyle değil, ferah ferah, göstere göstere.' Evet aynen göstere göstere yapıyor yapacağını. Sahayı sağdan sola yukarıdan aşağıya harmanlıyor ve golünü atıyor. Hem de aynı yürek ferahlığı ve rahatlıkla. Buluştuğu bütün toplarda olumlu ve üretkendi Baros. İşte belki genç Hakan Şükür'den sonra ileri ikilinin rakip defansa en yakın yerindeki isim olarak adını yeşil alana yazdıracak bir isim yakaladı Galatasaray. Dün akşam yanlışından dönen adamdı Skibbe. İlk haftaların sancısı yavaş yavaş diniyor. Avrupa Kupası var önümüzde. Eksik gediği kapayacağımız antrenmanmaçlar yapıyoruz... İkinci dörtlüğüydü bu maç Galatasaray denilen şiirin... Erman Toroğlu: Büyükler ve küçükler (HÜRRİYET) Bu Galatasaray, Türkiye Ligi'nde her takım karşısında en az 6-7 gol pozisyonuna girer mi? Kesinlikle girer. Burada rakiplerinin zaafı mı tesir eder, yoksa Galatasaraylı oyuncuların kalitesi mi? Galatasaraylı oyuncuların kalitesi. O zaman geriye ne kalıyor? Teknik direktörün yerinde takım çıkarması, futbolcuları yerli yerinde oynatması... Lincoln'de biraz kıpırdama var. Var da esas Lincoln mü? Hayır. Hala çakma Lincoln. Galatasaray'ın attığı birinci ve ikinci goller ofsayt gözüküyor. Diyeceksiniz ki, adam 2 gol yemiş 2'si de ofsayt. Türkiye'de küçükler böyle goller yerse fark etmez. İş büyüklere gelince yangın çıkar. Görürsünüz, nitekim bu da çok çabuk kapatılır. Galatasaray biraz kıpırdar, kadro olarak da iyi idare edilirse Türkiye Ligi'nde şampiyonluğu sonuna kadar kovalar. Turgay Şeren : Baros, Kewell, Lincoln Üçlüsü (Akşam) Galatasaray'ın fevkalade bir kadrosu olduğunu defalarca yazdım. Ama daha bir takım olamadıklarını söyledim. Dün akşam, Galatasaray iyi takım olmaya hazır olduğunu gösterdi. Dün akşam Lincoln de coştu. Uzun zamandır ben onun böyle yürekten oynadığını hiç görmedim. Şimdi Lincoln'e sormak lazım "Sen mademki böyle oynayabiliyorsun, bugüne kadar neredeydin.” Tabi her Galatasaraylı gibi ben de Lincoln'ün bundan sonra tüm maçlarda dikkatle izleyeceğim. Aferin Hasan'a. Kendine Galatasaray'a güzel bir yer buldu. Dün akşam benim gözüme Arda Turan takıldı. Güzel bir çember sakal bırakmış, keyfi bilir. Ona da yakışmış. Arda, hiçbir şey yapmadı, yapmak için teşebbüste de bulunmadı. Arda şöyle bir kendini tartmalı, ben neydim, ne oluyorum diye kendine sormalı.