ASLAN'A '89' ŞOKU ! - KARELER İÇİN TIKLAYIN
Hakan Ünsal (Star): Umutlar Tükendi
Bülent Hoca, son haftalarda giderek büyümeye başlayan ve
şampiyonluk yarışında çok ihtiyacı olan gol atma, pozisyona girme sorununu, elindeki bütün kozları sahaya sürerek çözmek istedi.
Baros, Nonda ve Lincoln üçlüsüne, Kewell da
destek verdi. Fakat öndeki sorunu çözmeyi, orta sahayı riske ederek halletti.
Ankaraspor da orta alanı iyi kullanmayı düşündü ama, defansın Mehmet
Topal ve
Semih'le öne çıkarak alan daraltması,
Galatasaray'ın baskısını getirdi.
arış-Ayhan ikilisi yine orta sahanın çok koşan ve ayakta kalan isimleriydi. Barış, iyi mücadelesinin yanına bir de gol ekledi.
Galatasaray önceki maçlara nazaran daha istekli ve iyi oynadı diyebiliriz. Ancak son dakikalarda gelen
Ankaraspor golü,
fikstür avantajıyla şampiyonluk yarışında iddialı duruma gelen Galatasaray'ın tüm umutlarını bitirdi. Oysa,
takıma
Servet, Emre, Sabri ve
Arda döndükten sonra, Sarı-Kırmızılılar şampiyonluk iddiasını arttıracaktı.
Dünkü beraberlik, tüm avantajlara karşın, Galatasaray'ın yarışa havlu attığının göstergesi oldu.
Lincoln'ün artık beklentileri boşa çıkarmasına da alıştık. Bir dönem asist yapmadığı ya da gol atmadığı zaman
sürpriz maç oynadı sayılan Brezilyalı
futbolcu, artık bir asist yapar veya gol atarsa, hepimizi şaşırtır duruma geldi.
Ahmet Çakır (Zaman): Tek Tek Atarak Bu Kadar Oluyor
Evet, tıpkı o türküdeki gibi Sarı Kırmızılı takım haftalardır 'tek gol 3 puan' zorlamasıyla ayakta durmaya çalışıyor... Cim Bom onca eksiğine üzerine gelen boş tribünler önünde Ankaraspor'a karşı da bunu başardı, diye yazıyı noktalamak üzereydim ki o son dakika golü geldi. Hem de kahredici hatalar zinciriyle... Kısacası,
çekirge bu kez sıçrayamadı.
Seyircisiz maçın neye benzediğiyle ilgili birşeyler anlatmaya çalışıp kendimi de sizi de yormayacağım. Bu saçmalığın artık bitmesini bekliyor insan ama bir türlü mümkün olamıyor. Federasyonu filan suçlamanın bir anlamı yok: Sarı Kırmızılı
taraftar sanki bilerek kendini ve takımını bu azaba mahkum ediyor. Açıkçası o
akıl almaz
Erciyes kaybı ve iki beraberlik dışında Aslan'ın fazla bir zararı da olmadı bu maçlarda. Ama futbolun bu kadar tadını kaçıran başka bir cezanın olmadığını da görmezden gelemeyiz. F.Bahçe'nin kaybetmesinden sonra G.Saray'ın da ezeli rakibine eşlik edebileceğini düşünenler az değildi...
İkinci yarının başında Serkan
Kurtuluş ve Nonda'nın yakaladıkları pozisyonları değerlendirmeleri Cim Bom'un derin bir soluk almasını sağlayabilirdi. Ancak son maçlarda Sarı Kırmızılı takım adeta iki golü birarada görmemmeye mahkum edilmiş gibi.
Savunmada Serkan ve Semih'in acemiliklerine ve rakibin
rekor düzeydeki köşe atışlarına karşın öyle aman aman pozisyonlar vermediklerini de bir yere kaydetmek gerekiyor. G.Saray'ın bu durumuna
Bülent Korkmaz modası demek de mümkün. Sarı Kırmızılı takım tek tek basarak bir yere doğru gitmeye çalışıyor. Orasının tam istediği yer olacağı epeyce kuşkulu ama bu kadarına da söylenecek birşey yok açıkçası. Hatta Baros'un yerine
Hasan Şaş'ın alınması gibi yadırganacak uygulamaları da görmezden gelebiliriz. İşte bunların hepsi bir yere kadar geldi ve Ankaraspor'un golü bazı şeyleri değiştirdi.
LEVENT TÜZEMEN: HEDEFLER ŞAŞTI! (SABAH)
Sivas ve
Beşiktaş zirvede tek kaldı.. Galatasaray ayağına kadar gelen kısmeti kendi elinin tersiyle itti. Ve
yönetim Galatasaray tarihinin en pahalı kadrosunu kurmasına rağmen koyduğu tüm hedeflerin gerisinde kaldı.
Hasan Saş maçtan sonra sahanın ortasında Ankaraspor'un golünü atan Meye için "Kimin adamıydı" diye arkadaşlarına öfkeyle bağırıyordu. Suçlu sadece Meye'ye kafa vurduran mı? Topu
kaleci Sanctis'e bırakmayıp gereksiz yere korner yapan Topal mı suçlu? Yoksa Topal'dan stoper yaratmaya çalışanlar mı?
... Bu pahalı takım bugün tüm hedeflerin gerisinde kalmışsa suçlu öncelikle çapları bir takımı yönetemeyecek hocaları getiren Galatasaray yönetimidir.
GÜRCAN BİLGİÇ: HAFIZA KAYBI! (SABAH)
Bülent Korkmaz'ın göreve gelmesiyle birlikte, Lincoln'un başka bir kimlik ve karakterle takımda yer alması, Galatasaray'ı başka maçların benzer takımı haline getirdi. Berabere biten
Fenerbahçe maçı ve ardından oynanan iki karşılaşmayı, biraz istatistik dökümü ile incelediğinizde,
rakip kaleye zor giden, gittiğinde de kendi yeteneğinden ziyade rakibin hatalarını değerlendiren bir
ekip önünüze geliyor. Son üç maçta ilk golü atan takım Galatasaray değil de, rakip olsaydı ne olurdu? Maçları objektif değerlendiren bir göz, rakiplerin de özelliklerini düşündüğünde, Galatasaray'ın yeni
Kocaeli şoklarını yaşayabileceğini anlar.
... Lincoln'deki
hafıza kaybının çaresini bulamadıkça, daha yetenekli takımlara karşı daha değişik skorların alınabileceği Galatasaray maçlarını izleriz.
ŞÜKRÜ KANBER: TOPU İNDİR, KAZAN (FOTOMAÇ)
Galatasaray için futbolun gerçeği bu kadar basit; topu yere indirmek ve kazanmak Bütün
sezon boyunca De Sanctis hangi topu uzun atmış da Galatasaray golü bulmuş ki!.. Ben hatırlamıyorum. Öyleyse ilk 15 dakikadaki uzun top hastalığına ne demeli? Sanki ileri uçta Nonda ve Baros değil de
Hakan Şükür oynuyormuşçasına başladılar maça ve ligin ayağa en iyi top yapan takımlarından birisi olan Ankaraspor'a mahkum oynadılar. Oysa Hakan TRT stüdyolarındaydı ve öndeki hiçbir
oyuncu onun fonksiyonunu göremezdi.
...Koskoca ikinci yarı skoru korumak için oynarsanız böyle sürprizler gelir. Hazır takım iyi oynuyorken, hazır istim tutulmuşken ikinciyi aramak lazımdı. Kaçan
balık büyük olur ya, kaybedilen iki puan o kadar önemli ki kelimelerle anlatılamaz. Fenerbahçe yarıştan düşmüşken,
Trabzon yenilmişken
Avrupa bileti için çok büyük bir avantajdı. Yazık...
ZAFER ERTEM: 'ŞAŞ' AŞKI BİTİRDİ (FOTOMAÇ)
Zor haftalara girdik. Artık ne hocalar ne de taraftarlar takımlarından iyi futbol beklemiyor. 'Tek gol olsun 3 puan bizim olsun' mantığı geçerli tek yol. Zirveden kopmamaya çabalayan G.Saray'da defansın sağında Serkan Kurtuluş biraz daha hızlı düşünür hızlı oynarsa yerinin adamı olur. Semih her geçen gün kendine olan güvenini artırıyor...
... Her şey üç aşağı beş yukarı G.Saray lehine gidiyor derken Bülent Korkmaz yine yaptı yapacağını. Gol kaçırsa da sürekli pozisyon kovalayan Baros'u çıkarıp 'kadim dostu' Hasan Şaş'ı oyuna aldı. Bu değişikli anlamak zor. Kenarda Ümit, Aydın, Yaser hatta ve hatta Mehmet
Güven varken Hasan'ın oyuna girmesinin tek nedeni, Korkmaz'ın 'kadim dostunu' maç priminden faydalandırmasıdır. 89'da Meye, G.Saray'ı zirveden alaşağı eden golü atıp, maçı noktaladı.
YAŞAR YALÇIN: HAZİN BİR SON (FOTOMAÇ)
Seyircisiz, tatsız-tuzsuz başladı. Nasıl olduysa sarı-kırmızılılar sahaya çift forvet çıktı. Lig bitti, sonunda bu takımın rahatça çift forvet oynayacağını
teknik direktörler görmeye başladı. Biraz geç oldu ama Bülent hoca da doğruyu buldu...
... Dakikalar 89'u gösterirken Ankaraspor beraberlik golünü atınca şampiyonluk hesapları da gelecek sezona kaldı. Bu saatten sonra yönetim her şeyi iyi düşünmeli ve artık bazı hataları hatır için bile bile yapmamalı.
Turgay Şeren (Akşam): Çukurun Dibinde Bekliyor
Sarı-Kırmızılı takım iddiasını devam ettirmesi için bu maçı kazanmak mecburiyetindeydi. Onun için de hücuma dönük bir takımla sahaya çıktı.
Zira öyle çıkması lazımdı. Lincoln, onun önünde Baros ve Nonda.
Zaten orta sahada Ayhan, golü atan Barış maçın kader adamlarıydı.
Çok iyi oynadılar, hatta Barış kornerden gelen topu kovalayarak golü attı ve takımını ümitlendirdi.
Fenerbahçe'nin dışında Sivasspor ve Beşiktaş 3'er puan almıştı.
Galatasaray'a puan kaybetmek, kadro dışı kalmaktan başka bir şey değildi. Ama işin garibine bakın ki, son dakika kornerden gelen topa Meye, çok iyi zıpladı, çok da iyi vurdu kafayı.
Sanctis, o dakikaya kadar hiç de kötü oynamadı. Kalesinde bana ilk yarı güven verir gibiydi.
Ama öyle bir gol yedi ki, yaptığı iyi şeylerin hepsi silindi. Galatasaray'a iki puan kaybettirerek çukurun içine yuvarladı. Ankaraspor takımının beraberliği uzak bir ihtimal gibi düşünülürken, son dakika beraberlik golüyle Fenerbahçe, Beşiktaş'tan sonra Galatasaray'a da yenilmedi. Galatasaray şimdi yukarıda yazdığım gibi çukurun dibinde bekliyor.
HASAN TANKAYA: UMUTLAR TÜKENİYOR (TAKVİM)
Galatasaray geçtiğimiz haftaki Belediye maçında galip gelmiş ama futboluyla sıkıntı vermişti. Cezalılar ve sakatlar raporu bu maç için de değişmemişti. SarıKırmızılılar Ankaraspor karşısında vitesi biraz daha yükselttiler ama bu da yeterli olmadı...
... Başkan Adnan Polat cezası nedeniyle özel tribünde futbolcular ve kurmaylarıyla birlikte maçı izledi. Eski başkanların bu görüntüye verdiği destek de oldukça anlamlıydı. Başkan Polat'ın yanında durdular.
Sonuçta Galatasaray bu tabloda "Kazandım" dediği maçı 2 puan kayıpla kapadı. Son anda Mehmet Çakır kolay olanı yapıp topu aut yerine kaleye gönderseydi az daha o 1 puan da gidiyordu. Sarı-Kırmızılılar ikinci yarıda ele geçirdikleri fırsatları değerlendiremedikleri için bu son derece kritik haftada çok önemli bir 2 puandan oldular.
CÜNEYT TANMAN: HAYALLER BİTTİ (TAKVİM)
Galatasaray'ın zirve şansını sürdürebilmesi için Ankara takımlarıyla ard arda oynayacağı maçlarda 4'te 4 yapması gerekiyordu... İlk ayak Ankaraspor'du... Sarı-Kırmızılılar daha ilk ayakta yattı. Beşiktaş ve Sivas'ın kazanmasıyla da zirve şansını tamamiyle kaybetti. Aslında geçen hafta Belediyespor maçını 1-0 kazanmıştı ama dün akşamki kadar iyi oynamamıştı. Ankaraspor karşısında golün dışında 2-3 tane de çok net gol pozisyonu yakaladı.
Galip gelememesinin nedeni kötü futbol değil, yakaladıklarını atamaması... Seyircisiz maçları oynamak aslında zordur. Seyircinin ateşleyici gücü olmadığı için çok havaya giremezsiniz ve mücadele de antrenman havasının dışına çıkamaz.
... Nonda'nın kaçırdıkları, Lincoln'ün 'Bu nasıl yıldız' dedirten oyunu, Baros'un suskunluğu Galatasaray'ın kazanamamasında önemli etkenlerdi. Sonuçta zirve hayali geçen hafta canlandıysa da Ankaraspor maçıyla bu hayal tamamiyle sona erdi.