Kesinlikle bir markaya dönüşmüşlerdi;
ülke genelinde korsan ürünleri satılıyor, özellikle bu
sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki tribün performansları ile bu işin piri sayılan Liverpoolluları bile kendilerine hayran bırakıyorlardı.
Üretkendiler, etkiliydiler, medyatiktiler, gündemdeydiler. Sağlam tribün kavramına bu ülkede en çok uyan gruplardan biriydiler. Ancak grubun önde gelen isimlerinden Alen Markaryan'ın duyurduğu gibi
Çarşı isminin
Beşiktaş'ın da önüne geçmeye başladığı söylentileri vardı ve tribündeki her hamle onlardan bilinir olmuştu.
Neticede bu fesih kararı genelde
futbol özelde ise tribün camiasında büyük yankı uyandırdı. Konu hakkında çeşitli görüş ve tepkiler var. Bir kısım
taraftar, Çarşı'nın bu açıklamasını tam da ilk gösterimi yapılan ve Çarşı'yı anlatan 'Asi Ruh' belgesel filminin bir tür
tanıtım atağı olduğu iddiasında. Bir başka gruba göre -ki ağırlıklı görüş bu- Çarşı'nın kendisi değil sadece ismi feshediliyor aslında. Neticede Çarşı pankartının arkasında toplanan Beşiktaşlıların maça gitmekten vazgeçtikleri falan yok. Onlar yine statta olacaklar; zaten Beşiktaş'ın bir de sağlam bağıran kapalı tribünü var. Çarşı'nın ismi kaldırılsa bile o üretkenliğin ve desteğin kesintisiz süreceği düşüncesi var. Ancak her halükarda bir kırılma süreci yaşanacağı ve tribünlerin bundan etkileneceği gerçek. Grubun en popüler ismi Alen; ama tribüncü tabiriyle Çarşı'nın tek abisi o değil. Grubu kuran ve yaşatan başka isimler de var ve bu kararı da kimse tek başına almış değil.
Çarşı grubu uzun süredir vardı; lakin Beşiktaş'ın şampiyonluğa ulaştığı 2003 yılından itibaren popüler kültürün dayatmacılığı sonucunda bilerek ya da gayri ihtiyari olarak fazlasıyla medyatikleşmişti. Takımın düşüş süreci ile birlikte önce
Serdar Bilgili
yönetimine ve sonrasında da
Yıldırım Demirören yönetimine karşı protest bir tavır sergilediler. Özellikle bu sezon
Sinan Engin'in yeniden kulüpte görev almasıyla birlikte tribün içinde bir bölünme yaşandı. Çarşı'nın beklenen muhalefeti sergilememesi, maç içinde ve sezon boyunca bir bölünmeye sebep olmuştu.
Manisa maçındaki '
Yıldırım Demirören yeter...'
protestosuna Çarşı yine kayıtsız kalmıştı. Ortaya atılan iddialardan birisi de Çarşı'nın kapanmasını Demirören-Engin ikilisinin istediği yönünde. Aslında bu karar dünya ve
Türkiye tribünlerinde ilk defa olan bir şey değil. Milan'ın efsanevi tribün grubu Fossa Dei Leoni, pankartlarını
Juventus taraftarına kaptırmalarını bahane göstererek 35 yıllık faaliyetini durdurmuştu. 2001'deki maçta yönetimin stadın çoğunluğunu F.Bahçelilere vermesini protesto eden 1965 Genç Samsunsporlular Derneği de kapanma kararı almıştı. Şimdi pasif davranma kararı alan bir diğer grup, yönetimini ve belediyeyi protesto eden Tatangalar... Görünen o ki, Çarşı ismi şimdilik rafa kaldırılıyor; ama o ruhun devam edeceği kesin...
Belediyenin Çilekli
ihalesine talip yok
Beşiktaş'ın uzun süredir elinde tuttuğu Çilekli tesisleri, belediye ile yapılan sözleşmenin sona ermesinin ardından ihale sürecine girmişti. Siyah-Beyazlı kulübün
Şubat 2008'de yapılan malî kongresinde Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail
Ünal, ihaleyle ilgili Beşiktaş kulübünün hiçbir girişimde bulunmadığını belirtmişti. Yönetim de bu dönemde ihale şartlarını yerine getirerek Beşiktaş Belediyesi'ne başvurdu. Fakat belediyenin belirlediği kira bedeli aylık 50 bin YTL olunca yönetim ihaleye katılmama kararı aldı. İhale şartlarını hiçbir kurum yerine getiremeyince tesisler şimdilik belediyeye kaldı. Belediyenin belirlediği ihale şartlarını Beşiktaş sınırları içindeki herhangi bir kurumun yerine getiremeyeceği de ortaya çıktı. Şartnamede bulunan maddeler arasında Çilekli'yi alacakların en az 8 farklı branşta sportif faaliyet göstermesi gerekiyor. Durum böyle olunca da Beşiktaş Belediyesi sınırları için Siyah-Beyazlı kulüpten başkası bu ihale şartnamesini yerine getiremiyor.
ERTUĞRUL MİRZA