Cavcav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligde şampiyonluğa oynayan
Galatasaray'ı Fortis
Türkiye Kupası'nda sahadan sildiklerini belirterek, ''Salı günü İstanbul'da
Türkiye Kupası'nda oynadığımız Galatasaray maçı bizim için önemliydi. Ancak, bu maça çıkmadan önce kritik durumdaki bütün
takımların maçlarının Cumartesi gününe alındığı bildirildi. Bu meyanda biz de Cumartesi günü lig maçı oynayacağımızı düşünerek 6 as
futbolcumuzu oynatmadık. Türkiye kupası maçına gelirken, kazansak da, kaybetsek de lig için bir önem arz etmediğinden, stresten uzak olan
futbolcularımız sahada Galatasaray'a karşı çok iyi oynadı. Maçın normal sonucu 1-1 değil, asgari 3-1, 4-1 gibi bitmesi lazımdı'' diye konuştu.
Anadolu takımlarında
forma giyen futbolcuların, büyük takımlara karşı çok daha kolay ve iyi motive olduklarını ifade eden
İlhan Cavcav, şöyle dedi:
''Galatasaray şampiyonluğa oynayan bir
ekip. Şampiyonluğa oynayan bir ekibe karşı, sahanın da çok iyi olması, futbolcularımızın da gösterdiği başarı sonucu
finale kaldık. Ancak futbolcuların büyük takımlara karşı yapılan maçta sahada daha iyi motive olduklarını tecrübelerimden biliyorum. Ancak Kayseri
spor ile 2 Anadolu takımı olarak Türkiye Kupası finalini oynamamız onur verici bir olay. Şampiyonluğa oynayan 4 büyük kulübümüz, maalesef, Fortis Türkiye Kupası finalinde yer alamadılar.''
FİNAL BURSA'DA MI YAPILACAK
Cavcav, Fortis Türkiye Kupası Final maçının Bursa'da yapılabileceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Kayserispor ile yapacağımız final maçının İzmir'de oynanması için federasyonun verdiği kararın aksine Kayserispor'dan, maçın Bursa'da oynanmasının daha doğru olacağı yönünde bir
teklif geldi.
Biz de kabul ettik ve her 2 kulübün mutabakatını federasyona bildirdik. Ancak final müsabakasının yerine federasyon karar verdiği için maçın nerede oynanacağı yönünde henüz kesin bir karar yok. Ancak federasyonun vereceği karara saygılıyız.''
BÜLENT KORKMAZ TAKIMI NE HALE DÜŞÜRDÜ
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Cavcav, takımın maddi olarak birçok kulüpten çok daha iyi olduğunu bildirerek, şöyle konuştu: ''Ligde düştüğümüz durumun parayla ilgisi olmadığını üstüne basa basa söylüyoruz. Ancak ben bunu defalarca dile getirdim. Bizler de yöneticiler olarak insanlarız ve zaman zaman hatalar yapıyoruz. Özellikle
teknik adam değişikliklerinde çok büyük yanlışlıklar yaptık. Bunların içinde en büyük yanlışımız Türkiye Liglerini iyi bilen 2 yıl evvel de teknik direktörümüz Mesut Bakkal'ın yardımcılığını yapmış ve çok başarılı olmuş bir
Bülent Korkmaz'ı göreve getirdik.
Ancak bana göre bazı insanlar rütbeleri büyüdüğü zaman daha mütevazi olması lazım. Fakat burada üzülerek ifade ediyorum. Bir de Bülent Korkmaz'ın diploması ile çalıştığı Mehmet Kulaksızoğlu Gençlerbirliği'nin bu duruma düşmesine neden oldu. 8 tane futbolcumuzu, Bülent Korkmaz ve Mehmet Kulaksızoğlu'nun oynatmam demeleriyle göndermek mecburiyetinde kaldık. Bunların içerisinde Nic Carle diye bir oyuncumuz vardı.
Bu oyuncumuzu
Avusturalya Milli takımının değişmez futbolcusu idi ve 800 bin Euro'ya kulübümüze mal olmuştu. Bu oyuncuyu sayın Bülent Korkmaz beyefendi, oynatmam demesi suretiyle 384 bin Euro'ya satmak mecburiyetinde kaldık. Bu futbolcu şu anda
İngiltere premier Ligi'nde her hafta ilk 11'de oynuyor ve haftanın karmasına giriyor. Bu oyuncunun özelliği oyun kurucu.
Bize bir oyun kurucu lazım. Bir takım için oyun kurucunun iyi olması çok önemli. Bunun yanında kaybettiğimiz bir
kaleci Gökhan ve sol tarafta oynayan bir Eren,
Rizespor'a yolladığımız Sedat gibi bir çok oyuncumuzun da hoca tarafından istenmemesi, işte orada uzun yıllar kulüp başkanlığı yapmış bir insan olarak en büyük hatanın benim olduğunu kabul ediyorum. Benim o anda sayın Bülent Korkmaz ve sayın Kulaksızoğlu'nun işine derhal son vermem gerekiyordu.
Ben orada kendimi fevkalade suçlu hissediyorum. Bu arkadaşların işine son vermeyerek, Gençlerbirliği'ne de en büyük kötülüğü yapan da başkan olarak ben olduğumu düşünüyorum ve takımın bu duruma düşmesinde de sporculardan çok kendimi suçlu buluyorum. Ama ben de insanım benim de hatam mutlaka olacaktır.
Ancak futbolcuların içinde bulundukları durum nedeniyle stres içerisinde olduklarından yeteneklerini sahaya yeteri kadar yansıtamadıkları düşüncesindeyim. Ligde kalan 4 müsabakamızın da Gençlerbirliği açısından final maçı olduğunu ve bu durumun futbolcuların üzerinde bir stres yaratacağı kanaatindeyim. Ama biz Gençlerbirliği'nin mazisine yakışır, tarihine yakışır bir şekilde futbolcularımızın huzur içerisinde sahaya çıkıp, Gençlerbirliğimizi arzu edilmeyen duruma düşürmeyecekleri kanaatini taşıyorum.''
CAVCAV'IN VE OFTAŞ
Gençlerbirliği Oftaş'ın ilk sezonda iyi işler başardığını belirten
İlhan Cavcav, ''Ben onların hami başkanı olarak mevcut kadrolarını bozmamalarını ve mevcut kadrolarına takviye yapmak suretiyle Ankara'yı en iyi şekilde temsil etmelerini öneririm. Gençlerbirliği olarak bizim derdimiz bana yetiyor. Yoksa OFTAŞ Spor kulübüyle de her hangi bir şekilde ilgilendiğim yok.''
KUPADA FİNAL, LİG'DE DÜŞMEME MÜCADELESİ
Türkiye Kupası'nda final oynama hakkını kazanan bir takımın, ligde hayat mücadelesi vermesinin de enteresan bir durum olduğunu vurgulayan Cavcav, ''Kupada finali oynama hakkını kazanan bir kulübün, ligde düşmeme mücadelesini yapmaması gerekir diye düşünüyorum
Bugün asgari 40-42 puanın üzerinde puanımız olması lazımdı. Kupanın kazanılmasının primini belirmek yerine biz ligde kalmanın çarelerini arıyoruz. Ancak bu arayışta hiç bir kulüple şu veya bu şekilde ilişkimiz veya diyaloğumuz olmadı. Bizim bundan sonra
rakip kim olursa olsun
Arsenal de olsa, Chealse de olsa yenmek zorundayız. Biz, ancak anlımızın teriyle ligde kalmak arzusu içerisindeyiz'' diye konuştu.
''Küme düşersek ne yaparızdan çok, biz 'çıkmadık canda umut vardır' sözünü dikkate alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' diyen, İlhan Cavcav, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz şu anda koma halindeyiz. Bu komadan çıkmanın yollarını arıyoruz. Bu komadan çıkmak için de
Trabzonspor maçı başta olmak üzere kalan 4 maçımız bizim için de çok önem arz ediyor.''
RİZESPOR'A AYRICALIK
Cavcav,
Kulüpler Birliği'nde aldıkları bir kararla, düşme hattında olan takımların maçlarının aynı gün oynanmasını federasyondan istediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Düşme hattında yer alan takımların maçlarının mutlak suretle aynı gün oynanmasını futbol federasyonundan rica ettik. Onlarda bunu çok olumlu karşıladılar. Ama maalesef bizim maçlarımız Cumartesi gününe alınmış olmasına rağmen, Rizespor maçının Pazar gününe alınmasını da üzülerek ifade edeyim manidar buluyorum. Bizim maçlarımız da Pazar günü oynanabilirdi veya Rizespor'un maçı Cumartesi günü oynanabilirdi.
Ancak şifai müracaatlarımıza ve benim sayın
Hasan Doğan ile konuşmama rağmen, bu hata düzeltilmiş değil, ancak futbol federasyonu herşeyin üstünde olan bir makam biz bu makamın vereceği kararlara saygılıyız. Fakat yine de ben maçı oynayacağımız saate kadar bütün karşılaşmaların aynı gün aynı saatte oynanması ümidini taşıyorum.''
AA