Ayrıca 8-15
Mart dönemi için de bir kongre kararı alındı. Neticede bu Aydın'ın daha önce de yaptığı bir açıklama idi ve sonrasında '
Ankaragücü'nü ehil ellere bırakma ve liyakatli kimseyi bulamamış olma' fikrinden dolayı bu kararından vazgeçmiş ve devam etmişti görevine. Ancak Aydın bu kez kararının kati olduğunu ve asla geri dönüş yapmayacağını ifade etti. 'İstifanızda tribünlerin etkisi var mı?' sorusuna verdiği, 'Seyircinin etkisi tamamen sıfır. Ondan dolayı bir sıkıntı olmaz. Taraftar
yönetimi
istifaya çağırabilir. Belki
son maç kızmış olabilirim ama onlar Ankaragücü
taraftarı değil.' cevabı ise çok uzun zamandır kendisine karşı ciddi bir tepki gösteren Ankaragücü tribünlerini daha da öfkelendirmişe benziyor. Ancak yine de istifa haberi karşısında internet forumlarında adeta sevinç çığlıkları atan Ankaragüçlüler 'yeter ki gitsin' düşüncesindeler.
Aydın'ın istifa kararının temelinde yakın ilişkiler içinde olduğu
Haluk Ulusoy'un federasyon başkanlığını kaybetmiş olmasının yanında, yeni başkan Hasan Doğan'ın da Aydın ile
rekabet halinde olmasının yattığı konuşuluyor. Gerçi
Cemal Aydın bu iddiayı reddediyor ama göz ardı edilemeyecek bir gelişme bu.
Cemal Aydın dönemindeki Ankaragücü'nün Süper Lig'de sürekli kalabilmiş olması bu istifa sonrasında İsmail Uyanık sonrası
Samsunspor ve Sefa Sirmen sonrası
Kocaelispor misalleri gibi Ankaragücü'nün de bir çöküş sürecine girebileceği iddialarını getiriyor beraberinde. Yine de onun yerine
aday olabilecek kişilerin varlıkları konuşuluyor kulislerde. Ankaragücü tribünlerinin büyük bir bölümüne göre ise o gittikten sonra her şey çok daha güzel olacak.
Neticede Türk
futbol gündeminde uzun süredir yer edinen ve takımıyla özdeşleşmiş bir başkan, bırakma kararı aldı. Bundan sonrası için net konuşmak pek mümkün görünmüyor. Ama eğer sözünden dönmez ise hem Ankaragücü hem de Türk futbolu için yeni bir dönemin başlayacağı kesin. Bazı şeylerin daha iyi anlaşılması için üzerinden zaman geçmesi gerekiyor. Bakalım bu camia içi anlaşmazlıkta Cemal Aydın mı haklı çıkacak yoksa taraftar grupları mı?
ERTUĞRUL MİRZA