Buna büyük takımlarımızda da maalesef şahit olmaktayız.
Alex De Souza, uzun vadeli planları olan, kendisinden başkasını sevmeyen, düşünmeyen bir oyuncudur.
İstediği zaman oynayacak istemediği zaman oynamayacak. İstediğini transfer ettirecek, istediğini ilk onbire koyacak. Bunu yapmayan hocayı ister Alman Daum olsun, ister İspanyol Aragones, isterse vatandaşı Zico, onunla sonuna kadar mücadele edecek istediğini yaptıracak. Bunları yalvartacak parmağında oynatacak gerektiğinde
taraftarın önüne atacak. O kadar tehlikeli bir oyuncudur. Rakipler için tehlikeli olduğu kadar
Fenerbahçe için öldürücüdür. Ona Fenerbahçe'ye ilk geldiğinde kobra demiştim rakiplerini sokuyor ama önce hipnotize ediyordu. Sahibini sokmayacağı garantisi hiçbir zaman yoktu. En öldürücü zehirini de kendisini koruyan kollayan taraftara rağmen ayakta alkışlayan başkanına saklıyordu.
Edu, Deivid,
Lugano en son marifeti Maldonado'yu transfer ettirmek oldu. Ancak onlarla mutlu olabilirdi. Onun için Fenerbahçe'nin mutluluğu değil kendisinin mutluluğu önemliydi.
O kendi kolonisini kurmalıydı. Sadece onlar ve eşleriyle bir araya gelecek hiçbir Türk
futbolcuyla
aile düzeyinde yakınlık kurmayacak. Yönetim de onu kırmıyor bütün eleştirilere rağmen Alex'i savunuyordu. Alex'in bitmek bilmeyen istekleri bunlarla sınırlı değildi. Anelka,
Kezman,Guiza, Emre transfer edildiğinde saha içinde değil saha dışında ortaya çıkan isimdi. Anlaşma yapılmış olmasına rağmen bu
futbolcuların aldıkları paraları gerekçe gösterip fiyatını arttırıyordu. Yani kıskançlığıyla kendi egosunu tatmin ediyor huzursuzluk çıkarıyordu. Yönetim ise taraftar tepkisinden çekinerek onu kapının önüne koyamıyordu. Üstelik onlarla aynı parayı almasına rağmen, daha büyük tavizler koparmasına rağmen yetinmiyordu.
Anelka'yı Kezman'ı yemiş, sindirmiş şimdi önündeki tabağında Guiza'yı parçalıyordu.
Geçen hafta coşan Alex, Sayın Ali Koç'un 'Aragones'le sözleşmesi bitene kadar devam edeceğiz'' açıklamasına
Gençlerbirliği maçındaki tepkili kötü futboluyla
cevap verdi. "Aragones varsa ben yokum anlayışıyla futbol oynadı. Semih'i ileride yalnız bıraktı, orta sahaya kaçtı hatta ikinci yarı sahada hiç yoktu. Hocasını sahada sabote etti.
Buna artık dur denmeli.Alex ve arkadaşlarına kupaya kadar bile tahammül edilmemeli. Aragones mi ona oynama diyor? Aragones mi ona gol atma diyor? Aragones mi ona sahada tembel tembel dolaş diyor?
Bursa maçında oyna, Büyükşehir maçında oynama.
Hacettepe maçında oyna, Gençlerbirliği maçında oynama. Alex varsa sahada Emre olmamalı.
Uğur Boral insiyatif almamalı,
Carlos kenarda durmalı, topu alan herkes mutlaka beyefendiyi aramalı.
Son söz:
Hagi Galatasaray'da kaldığı süre içerisinde elde edilen başarıların en önemli mimarıydı. Saha içinde takımını ateşleyen rakibini perişan eden oyuncuydu. Daha önemlisi Emre gibi gençlere iyi örnek olmuş bildiklerini aktarmış, Galatasaray altyapısına aşk ve şevk getirmişti. Bugünün Arda'ları, Aydınları, Uğurları, Hagi'nin Emre'ye olan yakın desteğinin bugünlerdeki güzel sonuçlarıdır.
Fenerbahçe Alex'de böyle bir şey görmemiş avucunun içinden şampiyonluklar kaçırmış, A haberleri'>UEFA kupasını ise hayal bile edememişti. Görünen o ki Alex gibiler kendilerini ve ceplerini düşünüyorlar.
Dolayasıyla Aragones hatalı olabilir, sadece hatalıdır. Hatalar yapıyor, Alex gibiler ise suç işliyorlar. Suçlular cezalarını çekmeli. Aragones kalmalı Alex'giller gitmeli
Mehmet ŞEYHO / Samanyolu haber TV spor müdürü