O günlerde futbol olarak diğer ülkeleri geride bıraktık, söz sahibi olduk derken aradan geçen yıllarda güçlükle kazandıklarımızı kolayca elimizden kaçırdık.
2008 yılındaki Avrupa 3.'lüğü veya 4.'lüğü başarı gibi görünse de kimseyi tatmin etmedi. Oynadığımız futbol güven vermedi çünkü. Ne oynadığı belli olmayan Milli Takımımız, teknik direktörleri Fatih Terim'e bile "bu gol nasıl atılır" dedirtecek kadar ilginç maçlar kazandı. O günkü hırsımız orada kaldı. Sonrasında ise elde edilen başarının ne kadar temelsiz olduğunu açıkça gördük. Ne Milli Takımımız, ne de kulüplerimiz Avrupa arenasında bir yere gidemedi.
O günlerde " tamam işte oldu" dedirten futbolumuz aslında bir yere gitmemişti. Başarılara imza atan yeteneklerimiz birer birer sahneden ayrılınca yerlerine yenilerini yetiştirmediğimiz için treni kaçırdık.
Emin olun bundan sonrası Milli Takımımız ve futbol takımlarımız için hiç de kolay değil. Çünkü 2000 yılının başlarında biz ilerlerken durgunluk dönemi yaşayan Avrupa futbolu önümüze geçti. 2004 yılındaki Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonluğu'nu hatırlarsanız bana hak verebilirsiniz. Düşünsenize 2002 yılında Türkiye Dünya üçüncüsü, 2004 yılında da Yunanistan Avrupa şampiyonu. Belki de bundan sonraki dönemde futbol için kolay rastlanılmayacak bir görüntü bu. Avrupa'nın devleri (Almanya, İtalya,İngiltere, İspanya;Fransa gibi) dururken Yunanistan gelip Avrupa Şampiyonu olacak!
Ancak o günler artık geride kalıyor. Bundan 20 - 30 yıl öncesinin futbolda ileri ülkeleri tekrar tırmanışa geçti. Onlar ilerlerken de olan Türkiye ve Yunanistan gibi günlük yaşayan ülkelere oldu.
A Milli Takımımız'ın Çek Cumhuruyeti ile oynadığı hazırlık maçında bu söylediklerimizi gördük. Eskinin Çekoslavakya'sı bugünün ise Çek Cumhuriyeti var olan futbol kültürlerini yeniden kazanmaya başlamış. Hazırlık maçı da olsa geçmişten gelen kültürleriyle yenilmeyi kendilerine yediremediler. Maça kazanmak hırsıyla çıkıp istediklerini de aldılar.
Çek Cumhuriyeti'nin yanı sıra Romanya, Macaristan, Bulgaristan gibi eski doğu bloku ülkeleri de başlarını yavaş yavaş kumdan çıkarıyor. Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve İspanya'nın da futbolda yeniden yapılandıklarını düşünürsek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. Türkiye'de büyük dediğimiz takımların son yıllarda üçüncü sınıf diye küçümsediğimiz Avrupa takımlarına elenmeleri de aslında bu yüzden!!
Aslına bakılırsa diğerlerinin başarısızlığı üzerine kurulu başarılarımız bizi hep yanılttı. O günlerde gelecek için planlama da yapamadığımız için elimize geçen fırsatı da kaçırdık.
Çek Cumhuriyeti maçından sonra teknik direktör Abdullah Avcı sorgulanıyor ancak emin olun sorun onda değil temeli olmayan futbolumuzda. Günü birlik yaşamayı ne zaman bırakırsak başarı da o zaman gelir.
Mehmet Şentürk
Samanyoluhaber.com