Pastanın büyük olması,
futbola saha dışından müdahaleleri de artırıyor. Özellikle
bahis oyunlarının yeşil sahalara bulaşması, futbolun bir
kumar gibi görülmesi birçok suç çetesini de bu alana yönlendiriyor.
Dünya futbolunun en büyük patronu
FIFA'nın bile rüşvet ve yolsuzluk iddialarında adının geçmesi yozlaşmanın boyutlarını gözler önüne seriyor. FIFA'nın "Güzel Futbol" sloganı ise bu kirli ortamda anlamını yitiriyor.
Türk futbolu uzun yıllar
şike iddialarını aydınlığa kavuşturamazken, son "Simsar Operasyonu" gündeme
bomba gibi düştü.
Haluk Ulusoy döneminin 30 Süper Lig maçı incelemeye alındı. Dönemin
PFDK Başkan Vekili Recep Özcan'ın birçok kulüp başkanıyla futbolcuların cezalarının indirilmesi amacıyla konuşmalar yaptığı ve karşılığında rüşvet aldığı yönünde bilgilere ulaşıldı. Türk futbolunu yakından ilgilendiren bu operasyonun yargıda nasıl sonuçlanacağı merak ediliyor. Zira daha önce buna benzer birçok davada gerçek suçlulara ulaşılamamış, birçok iddia askıda kalmıştı.
Rüşvet ve şike skandalları, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada da futbolun başını ağrıtıyor.
İtalya Serie A'da 2005-2006 sezonunda patlak veren şike skandalı ve ardından Juventus'un küme düşürülmesi son yılların en ses getiren olayıydı.
Belçika futbolunda da geçen sene büyük bir yolsuzluk yaşanmıştı. Belçika Futbol
Federasyonu, Çinli
işadamı Zheyun Ye ile birlikte şike olaylarına adı karışan kulüplere, antrenör ve oyunculara çok ağır cezalar vermişti.
Belçika İkinci Ligi'nde mücadele eden Lierse üçüncü lige düşürülürken, antrenör Paul Put ise ömür boyu meslekten
men cezası almıştı. Şike olaylarına adı karışan futbolculardan Milenkovic'e 1 yıl, Kacic'e de 2 yıl oynamama cezası verilmişti. Almanya'da 2005 yılında patlayan şike skandalında ise
Bundesliga hakemlerinden Robert Hoyzer, iki yıl beş ay
hapis cezasına çarptırıldı. Almanya'nın son 30 yıldaki en büyük şike skandalında hakem Robert Hoyzer, Hırvat işadamı ve usulsüzlüklere bulaşmış bir bahis şirketinin başkanı olan Ante Sapina'dan yaklaşık 80 bin dolar aldığını
itiraf etmişti.
FIFA ve Blatter zor durumda!
Futbolun beşiği
İngiltere bile iki sene önce büyük bir
rüşvet skandalıyla sarsılmıştı. Dünyanın en kaliteli ve başarılı futbolcuları ile
teknik adamlarının boy gösterdiği
Premier Lig'de kasım ayında yapılan bir operasyonda
Portsmouth'u çalıştıran
İngiliz Teknik Direktör Harry Redknapp, gözaltına alınarak
sorgulanmıştı. Ada polisi eşzamanlı yaptığı operasyonlarda Redknapp ile birlikte Portsmouth yöneticisi Peter Storrie, Leicester City başkanı (aynı zamanda eski Pompey başkanı) Milan Mandaric, Rangers'lı orta saha oyuncusu Amdy Faye ve menajer Willie McKay'yı gözaltına almıştı. Ancak soruşturulan isimler kısa sürede serbest kalmıştı. İngiltere Premier Ligi'nin dünya üzerinde değer kaybetmesinden çekinen futbol federasyonunun ise bu skandalın üstünü kapattırdığı iddia ediliyor.
Öte yandan eski
Yugoslavya döneminde
Avrupa futbolunda söz sahibi olan
Sırplar, birliğin dağılmasıyla eski günlerini mumla arıyor. Saha sonuçlarının yanı sıra Sırp futbolu bugünlerde Avrupa'nın en büyük rüşvet ve kara para skandalıyla sarsılıyor.
Futbol Federasyonu Başkanı Zvezdan Terzic, ülkeyi terk ederken, yardımcısı Dragan Dzajic gözaltına alındı. Suçlanan sadece federasyon başkanı değil. Aynı zamanda Mateja
Kezman ve Sasa İliç'in kulübü olan
Partizan Belgrad kulübü de skandalın merkezinde bulunuyor.
Dünya futbolunun merkezi FIFA'dan ise uzun süreden beri pis kokular yayılıyor. Spor dünyasının en büyük rüşvet ve yolsuzluk davası geçtiğimiz hafta sessiz sedasız İsviçre'nin Zug kantonunda başladı. Sanık sandalyesinde FIFA'nın eski
işbirliği partneri ISL (International Sport and Leisure) var. FIFA ile birlikte Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Uluslararası
Atletizm Birliği (IAAF) de suçlamaların hedefinde yer alıyor. İlk olarak 2006 yılında İngiliz TV kanalı BBC'de yayınlanan Panorama programında açıklanan FIFA'daki rüşvet skandalı şimdi
adalet önünde sorgulanıyor. Mahkeme yargılamayı yaparken, rüşvete kimlerin karıştığını sır gibi saklıyor. Kesin deliller toplanmadan FIFA, Olimpiyat Komitesi ve Atletizm Birliği'nden kimlerin
sanık sandalyesinde olacağı merak konusu. Soruşturmanın
Sepp Blatter gibi büyük yöneticilere ulaşması durumunda
spor dünyasının gerçek anlamda bir deprem yaşayacağı belirtiliyor.
'Simsar' operasyonunda yöneticilere sorgu
Başkent polisinin düzenlediği 'Simsar' kod adlı operasyonda gözaltına alınan bazı zanlıların, Futbol Federasyonu'nun
Ankara'da yapılan seçimlerini engellemek istediği ortaya çıktı. Zanlıların, seçimleri engellemek için
mahkeme kararı çıkartmak amacıyla Ankara'da görüşmelerde bulunduğu ve 2 milyon dolar rüşvet pazarlığı yaptığı iddia ediliyor. Soruşturma kapsamında A.Gücü Başkanı
Cemal Aydın'ın da ifadesine başvurulacağı öğrenildi.
Aynı operasyonda gözaltına alınan
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) eski Başkan Vekili Recep Özcan'ın, bazı kulüplere verilen para cezalarını seyircisiz oynama cezasına çevirtme girişiminde bulunduğu tespit edildi. Özcan'ın, cezalarla ilgili indirime gidilmesi için, bazı futbol kulüplerinin yöneticileriyle yaptığı
telefon görüşmeleri saptandı. Özcan'la birlikte R.H. de, menfaat karşılığında futbolculara verilen cezaları indirmeye teşebbüsle suçlanıyor. Özcan'ın, başkan vekili olduğu dönemde kurulun 140 kez toplandığı ifade ediliyor. 2 eski milletvekili ile 2 eski müsteşar yardımcısının da aralarında yer aldığı 19 zanlının bugün hakim karşısına çıkması bekleniyor. Zanlılar dün adli tıp kurumunda sağlık kontrolünden geçirildi. Sedat Güneç, Ankara
Yasin Tuncer