Ankara'da 2008 yılında en iyi nörolog seçilen Doç. Dr. Ergüngör,
futbola olan dünya genelindeki büyük ilginin en önemli sebebinin
beyinle futbol arasındaki ilişkiden kaynaklandığını belirterek, ''Beyindeki hareket merkezinde el ve özellikle baş
parmak en fazla yere sahiptir. Futbol ise ellerin
yasaklandığı, ama onun yerine aynı becerinin ayaklardan istendiği bir oyundur. Bu da futbola ilgiyi çok artıyor, ABD bile buna fazla kayıtsız kalamadı'' diye konuştu.
Kazanılmış bir hakkın kullanılamamasının
futbolcuların yetenek düzeylerini belirlediğini dile getiren Ergüngör, ''
Fenerbahçeli
Alex, futbolda vücudunun her yerine inanılmaz hükmeden bir sporcu. Çok koşmanın bir zaruret olmadığını gösteriyor. Yine Arda'nın da hakkını vermek lazım, ayaklarına çok iyi hükmediyor. Eski futbolculardan
Oğuz, Can Bartu, Lefter örnek olarak gösterilebilir. Dünya futbolunda da
Pele, Zico,
Zidane,
Gerrard,
Messi, Kaka farklı yere sahip'' ifadelerini kullandı.
-''ELİN YASAK OLMASI, AGRESİFLİĞİ ARTIRIYOR''-
Ergüngör, kazanılmış bir hak olan ellerin kullanılamaması ve becerinin büyük oranda ayaklara yüklenmesinin agresifliği de beraberinde getirdiğini söyledi.
Eser üretmesi istenen ayakların bu beklentiyi yeterince karşılayamaması durumunda bazen
silah gibi kullanıldığını vurgulayan Ergüngör, şöyle konuştu:
''Futbolcular rakiplerine tekmelerle zarar verebiliyor. Yepyeni bir özellik kazandırılmak istenen ayaklar, bu olmayınca, şiddet için de kullanılabiliyor. Mesela Fortis
Türkiye Kupası'ndaki
Bursaspor-Fenerbahçe maçında Emre bir pozisyonda aniden sinirlenerek tepki gösterdi. Ne zaman ki rakibini düşürdü, rahatladı.''
Ergüngör, beyinle futbol arasındaki ilişkinin
seyirciyi de etkilediğini ifade ederek, ''Taraftarlar oyunun kurallarını bilmesine rağmen, el kadar gelişmemiş ayaklardan aynı mahareti bekliyor. Sadece birisinden değil, tüm oyunculardan beklenti içinde. 11 futbolcunun sağlıklı tek bir
vücut gibi ahenkli hareket etmesini istiyor. Bu uyum olmadığı zaman da
taraftar çok çabuk sinirleniyor'' dedi.
-''HAKEMLER ARADA KALIYOR''-
Doç. Dr. Ergüngör,
hakemlerin büyük beklenti içindeki seyirci kitlesiyle, bunu karşılamaya çalışan futbolcuların stresi arasında kaldığını kaydetti.
Hakemlerin anlık olaylarda karar vermek durumunda olduğunu anlatan Ergüngör, ''İnsanın şahsiyetini belirleyen en önemli özelliklerden birisi en kısa zamanda en doğru kararı verebilme yetisidir.
Hayat boyunca hepimizin çok ciddi kararlar vermek zorunda kaldığımız durumlar var. Halbuki futbolda hakemlerin uzun düşünme payı yok. Yardımcı hakemler dışında, aynı stres ortamından etkilenmeyip objektif düşünebilen başkalarından fikir alma şansı yok. Aslında hakemlik insanların karar verme yetisini çok güçlendiren, artıran bir meslek. O da koşuyor, en az sporcu kadar pozisyonun içinde. En hızlı ve en doğru kararı vermek zorunda'' diye konuştu.
Meslektaşları Dr.
Gazi Yaşargil ve Dr.
Emin Acar'ı dinledikten sonra beyinle futbola olan ilgi arasındaki ilişkiyi düşünmeye başladığını belirten Ergüngör, Yaşargil ve Acar'a da teşekkür etti.