Türk
futbolunun ve
Galatasaray’ın
efsane kaptanı
Bülent Korkmaz’ı yeni
takımı
Bakü ile
kamp yaptığı
otel de ziyaret ettik ve kaptan’a,
Arda’dan Galatasaray’a, Milli takım’dan hedeflerine kadar merak edilen tüm soruları sizler için sorduk.
Efsane kaptan ile röpörtajımız için fazla önsöze gerek görmüyorum çünkü, Bülent Korkmaz ismi söze gerek bırakmıyor.Bu yüzden sizi efsane kaptanla baş başa bırakıyorum.
-Bülent hocam öncelikle Azerbaycan ile başlayalım.Neden Azerbaycan?
--Biliyorsunuz ben
Türkiye de bu sene çalışmayacaktım bir yıl ara vermiştim. Özel bir televizyonda yorumculuk yapıyordum. Bakü kulübünün başkanı böyle bir
teklifte bulundu. Burada çalışır mısınız? Bizi yönlendirir misiniz eksik olan yönleri tamamlamamızda yardımcı olur musunuz dedi. Bunun yanında onursal başkanımızda oldukça heyecanlıydı gelmemi ısrarla istiyordu. Azerbaycan futbolunu her yönüyle geliştirebilir miyiz dedi, böyle olunca da kabul ettim ancak belirli bir süre aldı. ( 10-15 gün) Tereddütlerim vardı olur mu olmaz mı? Gittim takımı canlı seyrettim biraz soru işaretleri vardı kafamda ama bu işi
teknik direktörlüğü o sitresi baskıyı çok sevdiğim için kabul ettim.Tabi ilk zamanlar oldukça zorlandım, tesislerimiz yoktu, tesissiz olmaz dedim, sonra tesis yaptık bir ay sonra bitiyor. Şimdi üç Türk hoca arkadaşımızla birlikte altyapıyı düzenliyoruz .Şu anda her şey çok iyi gidiyor memnunum.
-Hocam gittiniz gördünüz Azeri futbolunu peki Azeri futbolu ile Türk futbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
--Tabi Süper lig’le kıyaslarsanız aynı seviyede değil.Biraz daha alt seviyede çünkü altyapı daha yeni yeni oluşuyor, tesisleşme yeni başlıyor, öte yandan Azeri
futbolcular profosyonellik anlamında tam yeterli değil ancak öğrenmek için can atıyorlar. Zamanında öğretilmediği için bu problemi yaşıyoruz.Şöyle söyleyim Azerbaycan’da futbol sevgisi olan çok kişi var, Türkiye Ligini, Türk
takımlarını ve
oyuncuların hepsini tanıyorlar. Hepsini de seyrediyorlar ama kendi Lig’lerinde ki maçları seyretmiyorlar. Çok az
seyirci karşısında oynuyoruz ama bunun için çalışmalara başladık. Üç dört yıl sonra tesisleşme gerçekleştiğinde,
yabancı oyuncular
transfer edilmeye başlandıkça, alt yapıdan Azeri oyuncular yetiştiğinde daha da iyi olacağına inanıyorum.
-Bu söylediklerinizden uzun süre Azerbaycan da kalacağınızı anlıyorum doğru mudur?
--Benim kontratım
sezon sonuna kadar, çok ısrar ettiler uzun vadeli düşünelim, uzun vadeli çalışalım diye ( Ben her seferinde uzun vadeli çalışmaktan yana olduğum için) ben de onlara görmem, yaşamam lazım, neleri yapabileceğiz yapamayacağız. Şu anda her şey iyi gidiyor , ortamdan memnunum ama sezon sonu düşündüğüm her şey oluşursa o zaman uzun vadeli kalmayı düşünüyorum.
-Türkiye’den teklifler alıyor musunuz? İstediğiniz teklifler olursa dönmeyi düşünür müsünüz?
--Şu an için teklif yok. Kontratım sezon sonuna kadar devam ediyor zaten teklif olsa da kabul etmem çünkü ben kontrat yaptıysam o süreyi bitirmem gerekir, sezon sonuna kadarda kontratıma bağlı kalacağım.
-Galatasaray’ı yakından takip edebiliyor musunuz?
--Ediyorum tabi ki sadece Galatasaray’ı değil tüm takımları takip ediyorum.Zaten Azerbaycan’da her yerde Süper Lig takip ediliyor.
-Bu sene ki Galatasaray’ı nasıl buluyorsunuz?
--Baktığınız zaman Ligi iyi yerde bitirdiler,
Avrupa’da grup lideri, Lig’de 2. durumda şu anki durumu iyi. Daha iyi olabilir mi? Evet olmalı bence ama şuan ki durumu da iyi.
-Süper Lig’de şampiyonluk açısından kimi daha şanslı görüyorsunuz?
--Zeten belirli üç takım var, 25 – 26 sene önce Trabzon
spor vardı o zamandan beri de üç takım var başka da takım yok zaten bu takımlar arasında geçecek ama ben Galatasaray’ı daha yakın görüyorum. Neden Galatasaray’ı görüyorum? Galatasaray’ın
yerli oyuncuları en iyi oyuncular,
Fenerbahçe’de de var ama çok az,
Beşiktaş’ta da çok az, ama Galatasaray’da her mevkide çok kaliteli yerli oyuncular var. Yabancıları da çok iyi, bunları
Rijkaard gibi çok iyi bir
teknik direktörle birleştirdiğin zaman Galatasaray’ı daha önde görüyorum. Ama Lig’ de neyin ne olacağı belli olmuyor. Fenerbahçe’ye baktığımız zaman sekiz hafta kazanmış üç hafta kaybetmiş. Galatasaray keza öyle, Beşiktaş yok deniliyordu kimse hesaba katmıyordu geriden geldi , ben genel anlamda Galatasaray – Fenerbahçe arasında geçer gibi görüyorum.
-Galatasaray’a yıllarca hizmet ettiniz ancak jübile bile yapmadınız, bundan dolayı bir kırgınlığınız var mı?
--Kulübe bir kırgınlığım yok, ama gerçekten bazen
Basın çok komiğime gidiyor. Ben kimseye hiçbir şey söylemiyorum, herkes kendi kendine yazıyor. Benim Kulübüme hiçbir zaman kırgınlığım olmaz .Her zaman söylüyorum Bülent Korkmaz’ı Bülent Korkmaz yapan Galatasaray kulübüdür, ben öyle saygısızlık, terbiyesizlik yapamam.Galatasaray benim her zaman kalbimdedir.
-Galatasaray’dan erken mi gönderildiniz, size yeterli sabır gösterildi mi?
--Ben geldiğimden beri söylüyorum, benim elimde sihirli değnek yok kimse hayal görmesin. Ben her zaman uzun vadeli çalışmaktan yanayım benim kontratım bir yıllıktı artı bir yıl da opsiyonum vardı, kısa süre sonrada tarihi açık olan
istifa mektubu verdim, Galatasarayılığımı göstererek verdim. Herkes keşke bizim gibi Galatasaraylılığını gösterse. Ben o zamanda söyledim, Galatasaray’ın içinde bulunduğu durum sıkıntılıydı,
sakatlık çoktu, oyuncuların fiziksel anlamda per
formansları düşüktü. Bazılarına göre gelmem çok erkendi.
Hayır öyle bir şey yok, ben zaten Galatasaray’ın başına zor dönemde geldim ve o zaman da söyledim bu takım çok zor şampiyon olur Başkanımıza da söyledim Meira’yı satmayın çünkü o mevkide başka oyuncumuz yok hatta Emre Aşık’a bile on milyon dolar verseler bile satmayın dedim, satarsanız takım
psikolojik olarak hem Lig’den hem Avrupa’dan uzaklaşır, futbolcu psikolojisi bu, ve bizim dediğimiz oldu. O sezonun öyle bitmesi normal.
-O zaman orda ki hata yönetimin Meira’yı satması.
--Ben o zamanda söyledim yanlış yapılan bir hareketti. Parasal anlamdan dolayı satıyoruz dediler. Bizim dediğimizi yapmadılar bu yüzden de bir şey söylemek istemiyorum. Biz elimizden geldiği kadar bu sene için takımı elimizden geldiği kadar çok iyi hazırladık.
Başarı uzun süreli çalışmalarda gelir nitekim çalışmaya devam etseydik bu sezon için, Lig’in bitmesine üç ya da dört hafta kala Galatasaray şampiyonluğu garantiler dedim.Şuanda da iyi gidiyor Galatasaray. Başında Rijkaard gibi deneyimli, kariyeri ortada çok iyi bir teknik direktör var.
-Tekrar geriye dönersek, kızgın olmadığınız söylüyorsunuz, keşke herkes bizim gibi Galatasaraylı olsa diyor sunuz , burada birilerine, bir yere gönderme mi var?
--Bir gönderme yok. Herkes Galatasaraylılıktan bahsediyor bende nasıl bir Galatasaraylı olduğumu söylüyorum.Aslında söylememem gerekir kendime ayıp ediyorum, çünkü herkes benim nasıl bilir.Şöyle söyleyim Galatasaray’ın bir
kuruşuna zarar gelirse beni üzer, bir kuruş kazanması beni mutlu eder.Ben kulüpçü adamım, çalıştığım kulüplerde de kulüpçüyümdür.Benim tek düşüncem biz olsak da olmasak da Galatasaray’ın her zaman en iyi yerlerde olmasıdır.
-İlerleyen zamanlarda tekrar bir Galatasaray teknik direktörlüğü olabilir mi?
--Şuan birşey söylemek erken . Bir gün olur mu olmaz mı zaman gösterecek olduğu zamanda profosyonelce olacak, ama olmasa bile
yönetici olarak inşallah Galatasaray’da bulurum.Buradan sayın başkanımıza da teşekkür ediyorum sağolsunlar beni kongre üyesi yaptılar.
-Peki hocam Galatasaray’da üzücü olan bir şey de ismi Galatasarayla özdeşleşen bazı futbolculara jübile bile yapılmaması.Bu oyuncuların başında da sen geliyorsun. Bu konu için neler söyleyeceksiniz?
--Valla onu bana sormayın, ben yönetici değilim.Yönetici olduğum zaman bana sorarsınız.Dediğim gibi ben her zaman şunu vurguluyorum, sadece Galatasaray olarak değil Türk futbolu için de söylüyorum.Türk futbolu manevi değerlerini yitiriyor.Maddi olarak çok büyük kazançlar olabilir ama en önemlisi manevi değerler. Zaten büyük kulüpler
Real Madrid, Milan,
Barcelona, Bordo,
Juventus bunlar hep manevi değerleri yüksek, manevi değerleri üzerine kurulan kulüpler. Bundan dolayı büyük kulü çok taraftarı olan kulüp değil, manevi değerlerine sahip çıkan koruyan kulüptür.Biz Türk futbolunda maalesef manevi değerlerimizi yitiriyoruz. Azınlıkta olsa bunu dile geriten spor komuoyuda var onlara teşekkür ediyorum ama manevi değerlerimizi yitirirsek futbolda fazla ilerleyemeyiz.
-Galatasaray’ın başındayken oynadığınız bir Hamburg maçı vardı. Kewell’ı defansta oynattınız ve çok eleştirildiniz. Neden Kewell’ı defans oynattınız? Şuan yine Galatasaray’ın başında olsaydınız yine oynatır mıydınız? (Bülent hoca ben bu soruyu sorarken kahkahalarla gülüyor)
--Şuan yine aynı kadro olsa tabii ki oynatırım.Stoperin olmadığı bir kadro olursa tabii ki kesinlikle oynatırım.
-Hocam eleştirilerin en çoğu Kewell yerine neden genç oyuncuları oynamadığınız yönündeydi.
--Şimdi şöyle ben
Semih’e ben üç
hazırlık maçı yaptıktan sonra karar vermiştim. Maalesef Galatasaray hiç
hazırlık maçı yapmamıştı. Burada ben şunu dile getirmek istiyorum.
Hani Galatasaray’ın altyapısından oyuncu çıkıyor ya, şuanda Türkiye de en iyi alt yapı Galatasaray da diyorlar ya, şimdi bu altyapının hiç işlevi olmadığını göreceksiniz. Semih’e üç hafta ben pozisyon almayı öğrettim, üç hafta! Semih o kadar büyük stresteki maçı kaldıramazdı. Kewell’ın ben
Avusturalya da genç takımda defans oynadığını bildiğim için, Kewell tecrübeli olduğu için, üstelik zekasıyla oynadığı için o nu oynattım. Tabiî ki stoperlerim varken böyle saçma sapan iş yapmam, ama stopersiz bu kadar, kimse kusura bakmasın başka da olmazdı zaten.
-Peki hocam size bu konuda Haldun Üstünel’den yada yönetimden herhangi bir tepki geldi mi?
--Bana kimse tepki veremez. Kimse kusura bakmasın, kimsenin öyle bir cesareti olamaz. Benim bulunduğum yerde böyle bir şey hiçbir zaman olamaz buna da müsaade etmem zaten.
-Ülkemizde futbol gündemini en çok meçkul eden bir konu da Milli takımın başına yerli hoca mı , yabancı hoca mı gelmeli.Bir teknik direktör olarak siz neler söyleyeceksiniz?
--Şimdi yabancı da gelse ben her zaman şu gözle bakarım. Gelen yabancı oyuncu ya da hoca Türk futbolcusuna katkı sağlamalıdır. Ama biliyorsunuz bu süreç çok uzadı, uzadıkça da polemik oldu artık herkes çok farklı şeyler
komik şeyler söylemeye başladı.Değişik tuhaf şeyler konuşmaya başladı.Kabahat bunu söyleyenlerde değil, söyletenlerde çünkü 15-20 gün içinde bu işi halletmeliydiler.Hala sürüyor olması gerçekten çok üzücü.Ben bu kutsal formayı çok uzun süre taşıdım.Benim için bu forma her şeyden önemli, Ailemden bile önemli ama böyle olması beni bir futbol adamı olarak çok üzüyor.Yerli olur yabancı olur onu ben bilemem, buna
Futbol Federasyonu karar verecek ama benim gönlüm yerliden yana.Ama herkes bişeyler söylüyor ve bazıları fazla söylüyor, Futbola zarar veriyor.
-Milli takım denince Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenel Güneş deniyor.Neden diğer Türk teknik direktörlere güven duyulmuyor?
--Üç’ü de çok başarılı olmuş isimler, inşallah
Allah bize de nasip eder. Kamuoyu baskısından korkuyorlar ama ben hala bunu anlayamıyorum. Basından bu kadar korkan yönetim olamaz. Ya neden bu kadar korkuyorsun, herkesin bir doğrusu vardır o doğruyu yaparsın ama inanılmaz korkudan dolayı yapacakları hamleyi yapamıyorlar, bu kararı veremiyorlar. Bence ceserat li olmak, inanmak, güvenmek en doğru şeydir.
-Yerine geldiğiniz Skibbe Galatasaray camiasının çok sabırsız olduğunu söyledi.Yıllarını bu camia da geçirmiş biri olarak siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
--Sabırsızlıktan ziyade duyarlı değillerdi. Tabii bunun yanında sabırda gerekli.Bu bizim kulüp yöneticilerimizin çalışma sistemi.Ben çok şey söylemek istemiyorum.Bazı kulüplerde geçen sezonki hocalarıyla devam ediyorlar, doğru olanı yapıyorlar. Şimdi Rijkaard iki, üç maç kötü gitse ( Kötü gitmezde inşallah) giderse yönetim başka bir teknik direktör arayacaktır.Bana göre yapılan kontrata sonuna kadar sadık kalınmak zorundadır.Teknik direktörü siz getirdiğiniz için siz sorumlusunuz.Ama sorumlu olanlar sorumluluklarını almıyorlar.Bu kadar basit.
-Hocam son olarak şunu sormak istiyorum. Türkiye de son zamanlarda basında Arda-Messi kıyaslaması yapılıyor.Arda’yı en iyi tanıyanlardan biri olarak siz ne düşünüyorsunuz bu kıyaslama hakkında?
--Şimdi Arda kendisi bu kıyaslamayı yaptı mı?
-Hayır
--Arda kendisini oynadığı futbolla zaten anlatıyor.Herkesin stili farklı ama Arda kendisini geliştirirse ki geliştiriyor. Avrupa da oynarsa,bulunduğu kulüpte altı ay sonra, bakın
altı ay sonra çok farklı çok iyi bir Arda görebiliriz ve bir sene sonra oynadığı kulübü Avrupa da lider görebiliriz.
Doğukan Nafis YÜCEL / spordabugun.com