Peki ya Galatasaray derbiden mağlubiyetle ayrılsaydı... Taraftarın el üstünde tuttuğu Lincoln ve kaptan Hakan Şükür'ü kadroya almayan Kalli, yenilginin sorumlusu olarak gösterilmekle kalır mıydı? Belki de 'Aklını başına al' diye uyarılır, futbolcular üzerindeki otoritesi zedelenir, 'Bu takımın patronu benim. Lincoln'ü bile kadro dışı bırakırım' demesi için bir kere daha düşünmesi gerekirdi. Büyük ihtimal basında da tam tersi bir yönde manşete çıkar, böylesi önemli kararların büyük maçlar öncesi alınmasının intihardan farksız olduğu söylenir, en hafif tabirle 'intihar ettiği' yazılırdı. Sion maçında alınacak olası kötü bir sonuçla Avrupa'ya erken veda edilmesi, yönetimin 'Arkasındayız' laflarına rağmen Kalli'nin Türkiye macerasını tehlikeye atabilirdi. Diğer tarafta Ertuğrul Hoca bu kadar eleştirilir, verdiği ya da vermediği kararlarla yenilginin sorumlusu olarak gösterilir miydi? Siyah-beyazlı takımın sergilediği kötü futbol, 3 puanın yanında pek de önemli olmazdı herhalde. Porto maçı öncesi kazanılan moral herşeyi unutturmuştu. Ricardinho ve Cisse'nin gelmesiyle herşeyin düzeleceğini düşünmek de hayal olmazdı. Nevzat Demir üzerinde kümelenmeye başlayan kara bulutlar yerini G.Saray semalarında esen ılıman rüzgarlara bırakmıştı. Aynı şeyi Ertuğrul Sağlam ya da Zico önemli bir maç öncesi yapsaydı... Mesela Galatasaray derbisi öncesi Ertuğrul Hoca, Bobo ve Delgado'yu, Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico da Roberto Carlos ve Alex'i 18'e almasaydı... Kalli'ye gösterilen toleransı görürler miydi, yoksa 'istifa çağrıları' maçın bitiş düdüğüyle başlar mıydı? Kim bilir; Türk antrenörler konusunda hiç de sabırlı olmayanlar, Ertuğrul Hoca'yı istifaya davet etmişlerdi ya da yeni bir puan kaybı için ellerini avuşturmaya başlamışlardı şimdiden. Celal Kolot'un açıklamalarının ne kadar doğru olduğu yorumları yapılırdı. Başkan Demirören yine 'Hocamızın arkasındayız' diyecekti. Ancak büyük ihtimalle alınacak 1-2 kötü sonuçta da ipini çekecekti kendi getirdiği teknik adamın. Alex ve Carlos'u kesmek de yürek ister Türkiye'de... Inter galibiyetiyle ligde alınan kötü sonuçları unutan Fenerbahçe'de, Zico'nun hataları yine gündemi meşgul ediyor olurdu. Alex'in müthiş bir oyunu olduğu, 'Roberto Carlos gibi bir yıldızı kesmeye kimsenin hakkı olmadığı' söylenirdi. Ek olarak Brezilyalı çalıştırıcının en yakın zamanda (büyük ihtimalle devre arasında) gönderileceği gerçeği de cabası...