Emre
Güngör, Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı Tam Saha Dergisi'nin Temmuz ayı sayısında yer alan röportajında, ilk başta
Avrupa Futbol Şampiyonası için milli
takım kadrosunda yer almadığı, daha sonra kadroya dahil edildiğinin hatırlatılması üzerine, şöyle dedi:
''Dürüst olmak gerekirse,
sezon içinde sergilediğim per
formansla ilk açıklanan kadroda yer alacağımı düşünüyordum. Ama Fatih hocanın kararına saygılıydım ve hiçbir zaman (Beni neden çağırmadı?) diye de düşünmedim. Düşünceler ve planlar çok çabuk değişmiş oldu. İlk başta hayal kırıklığı yaşadım tabii. Kim istemez ki Avrupa Şampiyonası'nda forma giymeyi? Sonra bana kapı açıldı ve inanılmaz mutlu oldum. Sonuçta benim içim temizdi. Her şeyde bir hayır vardır diye düşündüm ve yine sevinen kişi ben oldum. Fatih hocaya da beni
milli takım kadrosuna layık gördüğü için teşekkür ederim.''
Çek Cumhuriyeti maçında şanssızlık yaşadığını ve sakatlandığını kaydeden Emre, ''Bir
oyuncu için en büyük şanssızlıklardan birisini yaşadım. Ancak bu tip sakatlıkların da
futbolun bir parçası olduğunu biliyorum. Henüz 24 yaşındayım ve önümde futbol oynayacağım uzun yıllar var. Gelecekte de milli takımın bir parçası olmak ve bu tip büyük turnuvalarda oynamak istiyorum'' dedi.
-''FENERBAHÇE DE İSTEMİŞTİ''-
Ankaragücü'ne
transfer olduğunda 16 yaşında olduğunu, o zaman
Fenerbahçe PAF Takımı,
Gençlerbirliği ve Ankaragücü'nden
teklif aldığını hatırlatan Emre, ''Yaşıma göre yüksek bir
bonservis bedelim vardı ve Ankaragücü bu bedeli ödemeyi kabul etti. Fenerbahçe'nin altyapısındaki oyuncuların A takıma çıkma şanslarının az oluşu da bu kararı almamda etkili oldu diyebilirim'' diye konuştu.
Emre, Ankaragücü'ndeki ilk yıllarında Beşiktaş'tan bir teklif aldığını da belirterek, ''Daha sonrasında
Trabzonspor her sezon ısrarla benimle ilgilendi ama bir türlü transfer gerçekleşmedi.
Galatasaray'ın da önceden başarısız bir girişimi olmuştu. Kısmet bu sezonaymış. Zaten transferlerin gerçekleşmemesi kulübümün beni bırakmak istememesinden kaynaklanıyordu. Ancak, Galatasaray'ın son teklifinde başkanla görüşüp takımdan ayrılmak istediğimi özellikle belirttim'' ifadelerini kullandı.
-''GALATASARAY'DAKİ TEMPO BENİ ZORLADI''-
Galatasaray'da takıma adapte olmakta zorlanıp zorlanmadığının ve rekabetin kendisini nasıl etkilediğinin sorulması üzerine Emre, şunları söyledi:
''Galatasaray'a gelmeden önce düzenli olarak ilk on birde oynamanın kolay olmayacağını biliyordum.
Song,
Afrika Uluslar Kupası'na gidince yerine oynayacak kişi olarak Bouzid, Feldkamp'ın kafasındaki öncelikli tercihti. Ona birkaç maç şans tanıdı. Bu aşamada benim de kendimi gösterip fırsat elde etmem gerekiyordu. Bouzid denendikten sonra hoca bana şans verdi ve ben de bunu en iyi şekilde kullandım diye düşünüyorum. Sonrasında Song döndü; takıma girdi ama Feldkamp daha formda görmüş olacak ki ilk on birde beni oyuna sürdü. Benim zorlanmam sadece tempo konusunda oldu. Lig,
Türkiye Kupası ve
UEFA Kupası derken üç kulvarda mücadele etmemiz gerekiyordu ve bu benim Ankaragücü'nde alışmadığım bir durumdu.''
-''ŞAMPİYONLUKTA HERKESİN EMEĞİ VAR''-
Kazandıkları
şampiyonlukta herkesin emeği olduğunu vurgulayan Emre, şöyle devam etti:
''Feldkamp'ın da var, Cevat Hocanın da. Cevat Hoca zaten Feldkamp görev başındayken bizim kondisyonerimizdi. Sakatlarla yakından ilgilenirdi. Onu bütün takım çok seviyordu ve takımın başına getirilişi bütün oyuncuları mutlu etti. Maçlardan önce bizimle yaptığı konuşmalar etkili oldu. Takımı şampiyonluğa götüren en önemli etkene gelince, bence Galatasaray takımının ruhunda şampiyonluk duygusu var. Bu herkesin içine işlemiş. Başarılı ellerde bu duygu ortaya çıkartılmış oldu.''
Galatasaray'ın eski
futbolcusu
Bülent Korkmaz'ın kendisi için ''Veliahdım'' ifadesini kullandığının belirtilmesi üzerine Emre, ''Bülent Korkmaz Galatasaray'da uzun yıllar oynamış, kulübün
efsane oyuncularından bir tanesi. Galatasaray'dan başka hiçbir takımda oynamamış sembol bir futbolcu. Ben de onun gibi kulübe
hizmet edip başarılı olmak isterim'' dedi.
AA