Bu öyle uzun bir
teknik analiz yazısı filan değil. Elbette
teknik direktör kapasitesi el verdiği ölçüde- oyuncularına çeşitli taktik ve stratejik bilgiler vermiştir. Her maçta verdiği gibi. En son 1-1 berabere biten
Rize maçında verdiği gibi.
Bu
akşam FBde uzun süredir görmediğimiz bir şey vardı. Lig başlamadan önce
Almanyada Beşiktaş'a karşı oynanan Süper Kupa maçında gördüğümüz ve
Fenerbahçe adına ümitlendiğimiz bir şey.
O şey ne miydi?
İNANÇ
Futbolcular sahaya inanarak çıktılar ve son dakikaya kadar kendilerini ortaya koydular. Topa kafa soktular, tekmeye atladılar, ciğerlerindeki son hava kabarcığına kadar koştular. Şu klişe ifadeyle
"Fenerbahçe gibi" oynadılar.
Herkes birbirine hemen hemen aynı soruyu soruyordu:
"Süper ligde sahada mumla aranan takım bu muydu?"
Hayır değildi. Belki isimler, yüzler ve sırt numaraları aynıydı. Ama bu akşam oynanan oyun
10 NUMARAYDI.
Hayrı ne
doping aldılar ne de bir sihirli değnek değdi ayaklarına. Sadece inandılar ve kendilerini koydular ortaya. Saklanmadılar, kapanmadılar, yaymadılar.
Koştular.. Koştular.. Koştular..
İnter ve teknik adamı
Mancini bu akşam
İstanbuldan tarihi bir mağlubiyetle (karizma fena dağılmış bir biçimde) ayrılmadılarsa, talihlerine şükretmeliler. Direkler ve Kejman olmasaydı bu akşam müsabaka İtalyan misafirlerimiz için
İNTERnational bir hezimetle sonuçlanırdı.
Tebrikler çocuklar, tebrikler Zico ve
Kezmana hala büyük bir olgunlukla tahammül eden 12 NUMARA.