Öncelikle Euroleague Kadın Basketbol finalini kazanan Galatasaray Kadın Basketbol Takımının nezdinde tüm Galatasaray camiasını kutlar; sonuçta kazananın Türkiye olduğundan hareketle Avrupa basketboluna ve amatör sporlara sağladıkları katkı nedeniyle içten tebriklerimizi sunarız.
Bununla birlikte Rusya’da oynanan finalde yaşanan olayların yazılı ve görselmedyada yer alış şekli; gerçekle ilgisi olmayan yorum ve değerlendirmeler nedeniyle bu açıklamayı yapmak zorunda kaldığımızı kamuoyuna bildiririz...
Önemle bilinmesini istediğimiz konu; müsabaka öncesi her iki kulüp sporcu ve yöneticilerinin aynı otelde konakladıkları ve bir arada oldukları, müsabakanın oynanacağı salona bu atmosferde gidildiğinin bilinmesi gerekliliğidir.
Başkanımızın salona gelişi ile birlikte bu tablo bozulmamış hatta bazı Galatasaraylı taraftarlar başkanımızın yanına gelerek resim çektirmek istemiş, içlerinden bir taraftarın ’Moskova’da öğrenim gördüğünü ve bazı Fenerbahçeli taraftarların kendilerine küfür ettiklerini’ söylemesi üzerine Başkanımız "salona şimdi geldiğini hiçbir Fenerbahçe taraftarına rastlamadığını, taraftar kafilelerinin henüz stada gelmediğini ancak yine de böyle bir münferit olay gerçekleşmişse taraftarlarımız adına kendisinden özür dilediğini" söyleyerek salona girmek üzere oradan uzaklaşmıştır.
Başkan ve yöneticilerimizin uzaklaşmasının ardından aynı grubun bu kez Başkanımız hakkında ağza alınmayacak küfür ve tezahüratlarda bulunmaya başlaması üzerine başkanımız ve yöneticilerimiz geri dönerek biraz önce kendilerine methiyeler düzen bu grubun arkalarından neden ve niçin küfür ettiğini anlamaya çalışarak; bir tavır sergilenecekse yüz yüze iken sergilenmesinin gerekliliğini izah etmiş ve olayların büyümesini engelleyerek salona girmişlerdir.
Salonda Galatasaray Yönetim Kurulu üyeleri ve delegasyonu ile aynı tribünde neredeyse yan yana oturulmuş hatta Fenerbahçe kafilesinin olduğu yerlerde çoğunlukta Galatasaray taraftarlarının olduğu ve müsabaka sonuna kadar müsabakayı burada seyretmeyi tercih ettikleri gözlenmiştir.
Bununla birlikte Lütfü Arıboğan’ın salona giriş yapmasıyla taraftarlarımızın bulunduğu tribünlerden tepki ve tezahüratlar yükselmeye başlamış, Başkanımız Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulumuzun kararlı, anında müdahalesiyle protestolar bitirilmiş, Başkanımız bizzat ayağa kalkarak tepkiyi sonlandırmış ve müsabaka sonuna kadar bu tezahüratlar bir kez daha tekrar edilmemiştir.
Bu olayı müteakiben Galatasaray tribünlerinden Başkanımız Aziz Yıldırım ve ailesi hakkında ağza alınmayacak nitelikteki toplu tezahüratlar başlamış ancak maalesef Galatasaray yönetimi ve delegasyonu, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Yönetiminin yaptığının aksine olayları görmezden gelerek bu sistemli ve topluca yapılan küfürlü tezahüratların müsabakanın ikinci çeyreğine dek sürmesine engel olmayarak bu çirkinliklere müsaade etmiş, kerhen de olsa buna katkı sağlamışlardır.
Dolayısıyla gerek yabancı emniyet birimlerinin olayı anlayamaması ve gerekse Galatasaray yönetiminin aciz ya da maksatlı tutumu sonucu, olayları engelleme ve sonlandırma görevi Fenerbahçe delegasyonunun üzerine bırakılmıştır.
Kaldı ki en azından parkede mücadele eden takımların bayan sporculardan oluşmasından utanılması gerekliliği hatırlatılarak; yapılan uyarılara ilişkin fotoğraflar kamuoyuna servis edilerek Fenerbahçe delegasyonu zan altında bırakılmaya çalışılmıştır.
Bu dezenformasyon bununla da kalmamış; devre arasında Başkanımızın eski TFF şimdiki Galatasaray protokol sorumlusu Cengiz Bakırcı ile Galatasaray Yönetimi ve delegasyonunun bu duruma neden müdahale etmediği yolunda -kendi soyunma odaları ile ilgisi olmayan bir yerde- yaptığı dostane sohbet ve uyarılar, ’Başkanımızın Galatasaray soyunma odasını bastığı’ şeklinde kamuoyuna lanse edilmiş ve yine maalesef Galatasaray yetkilileri sırf Aziz Yıldırım’ı zor durumda bırakmak adına kendi soyunma odalarının Aziz Yıldırım tarafından basıldığı haberlerini, yalanlamayarak sineye çekmişlerdir.
Gelinen noktada; amaçlanan şey hep aynıdır. Amaç, Aziz Yıldırım’ı en hassas olduğu ’küfür ve aile’ konularında provoke ederek topluma uzlaşmasız ve hoşgörüsüz bir lider olarak sunmak ve 3 Temmuz’da yapamadıkları -menfaatlerine uygun- Aziz Yıldırım’sız bir spor alanı yaratma çabalarının devamıdır.
Sonuç olarak; Kulüplerimizin küfür, çirkin tezahürat konusunda maksatlı / yetersizliklerinin sonucu olarak gerekli önlemleri almadığını ve/veya bu eylemleri engelleyebilecek nitelikte yönetici, profesyoneller, bünyelerinde barındırmadıklarını görmekle birlikte; bundan sonra bu şekilde eylemlerin varlığı halinde, kendi taraftarımızı dahi karşımıza alarak yürüttüğümüz mücadeleyi sonlandıracak, bu görev ve sorumluluğu tamamen devletin resmi kurumlarına terk edeceğiz.
Ayrıca şahsımıza yapılan bu planlı ve maksatlı eylemlerde, hukuk kuralları gözetilerek kendimizi taraf addedeceğimizi; en doğal, sert tavrı takınacağımızı, tüm kamuoyunun bilgisine sunarız.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ