Türkiye Spor Yazarları Derneği de bu kararı desteklerken,
uygulama için üzerine düşen görevi yerine getireceğini açıkladı.
21 Temmuz'da
Şükrü Saracoğlu Stadında oynanan
Fenerbahçe-Shakhtar
Donetsk maçında, sarı - lacivertli taraftarlar karşılaşmanın henüz başında saha içinde ve basın tribününde görev alan
spor gazetecilerini
hedef alan eylemlerde bulunmuşlardı.
Yaşanan olayların kabul edilemez nitelikte olduğunu belirten ve ileride çıkabilecek daha vahim olayların da habercisi şeklinde gören spor gazetecileri, ilgilileri ve yetkilileri göreve çağırdı.
Toplantıda ortaya çıkan görüşler ve alınan karar söyle:
1- Fenerbahçe'nin zor bir dönemden geçtiği biliniyor. Bu, hepimizi üzen bir gelişme.
Ancak bundan sanki spor medyası sorumluymuş ya da bir payı varmış gibi tepki göstermek haksız ve anlamsız. Üstelik, bu şekilde hiçbir yere varabilmek mümkün değil. Tam tersine bu gibi haksız tepkiler, Fenerbahçe'nin durumunu daha da zorlaştırıyor.
2- Fenerbahçe-
Shakhtar Donetsk maçında açıkça görüldü ki orada görev yapmaya çalışan spor gazetecilerinin can güvenliği yok. Statta yeterli güvenlik önleminin alınamayışı konusunda çelişkili bilgiler var. Bu konuda başta
İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü olmak üzere bütün yetkilileri uyarmakta yarar görüyoruz.
3- Ayrıca yayınları beğenilmeyen bir gazete görevlilerinin stada alınmaması şeklinde bir uygulama kesinlikle kabul edilemez. Bu, basın özgürlüğüne karşı açık bir saldırıdır ve ilgili yasalara göre suç oluşturmaktadır. Gerginliği tırmandıran bu haksız tutum ve davranışların kimseye bir yararı olamaz.
4- Şike
depremi olarak adlandırılan olayla ilgili spor medyası çok başarılı bir gazetecilik yapmıştır.
Gizli yürütülen bir soruşturmayla ilgili olarak elde edilen bilgilerin kamuoyuna ulaştırılması, dünyanın her yerinde takdir edilecek bir gazetecilik başarısı olarak değerlendirilir. Bu yapılırken de hiçbir kişi ve kuruluş hedef alınmamış, sadece gerçeğin peşinde koşulmuştur.
5- Öteki kulüpleri izleyen arkadaşlarımızın da olduğu gibi, Sarı Lacivertli kulübü izleyen spor gazetecilerinin yüzde 90'ından fazlasının
doğal olarak bu kulüple gönül bağı var.
Dolayısıyla hem sizi seven hem de orada görev yapmaya çalışan insanlara karşı
saldırgan tutumun ve onları görev yapamaz hale getirmek akla-mantığa aykırı bir durumun ortaya çıkmasına yol açıyor.
6- Bu tür eylemler 6222 sayılı yasaya göre açık bir suç oluşturuyor. Yasanın getirdiklerinden habersiz olan kesimler hala geçmişteki alışkanlıklarını ve saldırgan tavırlarını sürdürme eğilimindeler. Bunun hem kendileri hem de kulüpleri için ne kadar vahim sonuçlar verebileceğini birileri onlara anlatmalı.
7- Fenerbahçe yönetiminin de şu anda ne kadar zor durumda olduğunu elbette ki biliyor ve anlıyoruz. Ancak biz de şunu hatırlatmak istiyoruz ki bugüne kadar dünyada herhangi bir sorunu medya ile böyle bir çatışmaya girerek çözebilmiş tek kişi ya da kurum gösterilemez. Tam tersine bu durum, yaşanan sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirir.
8- Spor gazetecileri olarak hiçbir zaman ve hiçbir durumda Fenerbahçe'ye karşı tavrımız olamaz. Tam tersine ülkemizde spor gazeteciliğinin en büyük sıkıntılarından biri hep "Fenerli" olarak suçlanmaktır. Öteki kulüplerin taraftarlarına göre spor medyası ağırlıklı olarak Fenerbahçe'yi tutar. Gerçek şu ki her gazeteci önce görevini en iyi biçimde yapmayı düşünür. Renklerle olan bağı gönlünde durur.
9- Bütün bunlar çerçevesinde spor gazetecileri olarak Fenerbahçe'nin Şükrü Saracaoğlu Stadındaki ilk maçına gitmeme kararı aldık. Kararımızın son derece haklı ve geçerli nedenlere dayandığına inanıyoruz. Bu işten ekmeğini kazanan insanların sanki savaş koşullarında görev yapmak zorunda kalması gibi durumları tekrar yaşamak istemiyoruz. Fenerbahçe taraftarını da bu zor günlerde daha sağduyulu davranmaya çağırıyoruz.
10- Toplantıda konuyla ilgili gelişmelerin
TSYD tarafından takibi de kararlaştırılmış olup olayla ilgili duyarlılıkları nedeniyle Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti ve öteki basın kuruluşlarına da teşekkür edilmesi kararlaştırılmıştır.
CİHAN