Programa
telefon bağlantısıyla katılan
Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan
Öztürk önemli açıklamalarda bulundu.
Adnan Öztürk'ten önemli ve net açıklamalar gelirken, ''Şike yapan
Avrupa'da küme düşüyorsa
Türkiye'de de düşecek. Yayıncı kuruluşa ayıplı mal sunuyoruz.'' dedi.
Bu zamana kadar Fenerbahçe'de yaşanan olaylara mesafeli duran Galatasaray'da Başkan Yardımcısı Öztürk'ün, ''Şike yapan düşsün.'' diyerek net cümle kullanması iki ezeli
rakip arasında gelecekte yaşanacakların ve olası olayların da fitilini ateşleyecek yorumu yapıldı.
Adnan Öztürk, yaptığı açıklamada önce kulüpte yaşanan gelişmeleri,
seçim sürecini ve sonrasını değerlendirerek, ''Galatasaray çok enteresan bir süreçten geçti. Belki de Türkiye'de ki
spor kulüplerindeki en enteresan gelişmeler Galatasaray'da yaşandı. Hatta 5 gün öncesine kadar seçimin olup olmayacağı bile belli değildi.
Kulüp olarak o dönemi ve krizi iyi yönettik yeni
yönetimle geldik.'' ifadelerini kullandı ve o dönemde yaşanan süreci şöyle anlattı:
''Başkanımız 100 günlük bir değerlendirme toplantısı yapacaktı fakat tatsız olaylar ve her kelimenin cımbızlanarak kullanıldığı bir ortamda bu toplantıyı önümüzdeki hafta divan kurulunda yapılacak bir açıklamaya dönüştürdük. Kendimizi eleştirecek taraflarımız muhakkak vardır. Türk
futbolunda yaşanan bu
kaos bizim performansımızı da ciddi anlamda etkiledi. Benim
mesaimin yüzde 75'ini bu işler almaya başladı. Geçiş sürecini ele alırsak yeni yönetim olarak fena gitmiyoruz.''
''Beni en çok sevindiren
Selçuk ve Sercan'ın
transferi.'' diyen Adnan Öztürk, yapılan transfer çalışmaları ve büyük kayıp olarak değerlendirilen
Fransız futbolcu Frank
Ribery ile ilgili ise şöyle konuştu:
''Frank Riberry transferini ben yaptığım için ismi benle anılır oldu. O dönem işlerimiz yolunda gitti ve o transferi yaptık. Sonrasında bazı kurumsal hatalarımız nedeniyle de Ribery gib bir ismi kaybettik. O hatayı kimin yaptığı da önemli değil hata o günkü yönetim kurulunundur. Bu seneki transferlere gelince geçen seneki
takımımızın kötü olmasından değil yıpranmasından ve yorulmasından dolayı takımımızda çok ciddi
revizyon yapıldı. Fatih
Terim gibi bir dünya devi takımın başında transferlerin hemen hemen hepsi çok iyi ve başarılı olacaklarına inanıyorum. Diğer futbolcu kardeşlerimiz alınmasınlar ama ben en çok Selçuk ile Sercan'ın transferine sevindim.''
RİBERY KONUSUNDA ÇOK CİDDİ HATA YAPTIK
Adnan Öztürk, tekrar döndüğü Frank Ribery konusunda ilginç detaylar anlatırken, ''Frank Ribery Marsilya'dan olaylı şekilde
Bayern Münih'e transfer oldu menajer değişikliği oldu bir
kavgaları oldu.'' diyerek şöyle devam etti:
''Eğer CAS'taki süre dolmamış olsaydı biz davaya müdahil olabilirdik ama aradan çok süre geçtiği için yapacak bir şey yoktu. Galatasaraylı yönetim kurulları kulübün tüm maddi manevi değerlerine sahip çıkmak için seçiliyor. Kimseyi Riberry konusunda suçlamamak lazım. Orada yaptığımız hatayı not aldık ama Türkiye kamuoyuda o hatayı çok güzel not aldı. Eğer bir futbolcunun parasını 90 gün ödemezseniz serbest kalıyor diye bu pahalı bir
ders oldu Galatasaray için ama sonuçta ders oldu. Çok ciddi bir hatadır.''
PROFESYONELLEŞMEMİZ LAZIM
''Ben mühendisim bir şirkette CEO'luk yapıyorum. Benim uzmanlık alanım belli benim uzmanlığım ne futboldur ne hukuktur.'' diyen Öztürk, şunları söyledi:
''Biz yönetim kurulları seçiliyoruz ama kulübün profesyonelleri çok çok daha dikkatli seçilmeli kurumsallaşma derken de bunu kastediyorum. Ben iyi bir Galatasaray taraftarı ve seyircisiyim futbol artık dünya da bir
endüstri bir iş alanı bununla ilgili dünyada çok ciddi bir profesyonelleşme var. Profesyonelleşme sürecini Türkiye'de de bir an önce yakalamalıyız.''
ADNAN POLAT DİSİPLİN KURULUNA SEVK EDİLDİ
Adnan Öztürk, seçim süreci ve sonrasında yaşanan diyalogla ilgili de önemli açıklamalar yaparken, bir dönem rakibi de olan eski başkan Adnan
Polat'la ilgili de önemli detaylar aktardı. Öztürk şöylme konuştu:
''
Adnan Polat başkanımız mahkemeler yüzünden bir üyenin dilekçesiyle
disiplin kuruluna sevk edildi. Tüzüğe göre bir üyemiz bu yönde bir dilekçe verirse 15 gün içinde disiplin kuruluna sevk oluyor yönetim kurulunun bunda yapabileceği bir şey yok. Disiplin kurulunun vereceği kararı yönetim kurulu onaylasın onaylamasın diye bir şey söz konusu değil. Önümüzdeki mart ayında
Mali Genel Kurul'da disiplin cezalarının genel kurula sunulması gerekiyor. Genel Kurula sunulduğu zaman üyelerimiz bu konuda hassasiyet gösterip gereğini yapacaktır. Galatasaray'da bizim aramızda kavga
tartışma olmaz. Belki iyi bir örnek olmayabilir ama Adnan Polat'la ciddi bir
rekabet ve seçim süreci yaşadık. Bir kırıcılık yaşanmadan abi kardeş gibi seçime girdik. Yarıştık o kazandı ve çıkıp
tebrik ettim. Bizim Adnan Polat'la ve ekibiyle bir sıkıntımız yok. Onların görevlendirdiği başarılı bulduğumuz branşlarda ki bütün yöneticileri yerinde bıraktık, profesyoneller görevine devam etmekteler. Biz de eski yönetim yeni yönetim diye bir şey olmaz. Fark nerede olur vizyonda olur, kurumsallıkta olur, projeksiyonda olur. Bunun da ortaya çıkması biraz zaman alacaktır. Belki ortaya çıkması bir seneyi alacaktır, önümüzde ki günlerde bunu daha net göreceğiz.''
ALİ DÜRÜST, ADNAN ÖZTÜRK ARASINDA ÇEKİŞME YOK
Medyanın
Ali Dürüst, Adnan Öztürk karşılaştırmasını sevdiğini belirten Öztürk, ''Ama yönetim kurulunda herkesin bir görevi var ve herkes çok yoğun çalışıyor. Her konudan Ali Dürüst - Adnan Öztürk çekişmesi çıkıyor, ikimizde bunu gülerek izliyoruz. Aramızda asla bir sorun ve çekişme olmaz.'' dedi.
CİDDİ TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Gündemdeki gelişmeler ve son olarak
Kulüpler Birliği Vakfı'nın Ankara'daki siyasi temaslarını da anlatan Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
''Kulüp başkanları olarak spor bakanını ziyaret ettik. Galatasaray'ın tutumu ilk günden beri eleştirildi. Bizim tutumumuzun altında yatan sebep tamamı ile Türk futbolunun geleceğine yönelik. Marka değeri anlamında geleceğimiz Avrupa'daki rekabetten geçer. Avrupa'daki tüm
takımlar bizim rakibimizdir. Türkiye'nin Avrupa'daki rekabetini engelleyecek
UEFA ve
FİFA tarafından çıkacak en
küçük bir karar; ki onlar bizim dostlarımız değil bu rekabet serttir. Türkiye futbol camiasının çok dikkatli olması gerektiğinin sürekli altını çizdik. Çok hassas davrandık hiçbir takımın adını zikretmedik. TFF'yi eleştirip suçlamadık. Bu konuya çok dikkat edelim dedik. Bu süreçte ben ve Galatasaray çok ciddi eleştirildik. Sonrasında UEFA'dan bir baş
müfettiş geldi. Türk futbolu adına çok ciddi karışıklıklar oldu. Ligler ertelendiği için futbol takımlarının problemleri oldu. Transfer dönemi bitti. Arada play - off konması gerekti tabi o da çok ciddi çalışma sonucunda yapılmış onu da kabul ettik. Fakat bu konu kapanmadı. Ben hala ısrarla Türkiye'nin çok dikkatli olması gerektiğini söyleyeceğim. O düşsün bu kalksın bu ceza alsın diye hiçbir takımla en küçük bir problemimiz yok. Bunları söylerken samimiyetimize inanmayanlar olabilir ama bunu içten söylüyorum bu söylemimin arkasında olacağız.''
KULÜPLER BİRLİĞİ SORUŞTURMA BAŞLAYANA KADAR SUSTU
Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan
Kulüpler Birliği Vakfı toplantısında konuşulanlara da açıklık getiren Öztürk, ''
Çarşamba günü Ankara'da yapılan toplantıda Galatasaray daha önce söylediklerinin yanı sıra çok net bir duruş daha sergiledi.'' diyerek şu ifadeleri kullandı:
''
Sabah yapılan Kulüpler Birliği Vakfı toplantısında şunu söyledim, sporda şiddet
yasasının bir an önce çıkartılması için Kulüpler Birliği Vakfı Ankara'da çok ciddi
lobi ve
baskı yaptı. Bu yasa hazırlanırken eski başbakan yardımcısı Nazım Ekren başkanlığında bir
komisyon rapor hazırladı ve bu rapor hazırlanırken futbolun bütün paydaşlarıyla görüşüldü. Yapılan ciddi çalışmanın ardından bu çalışma
kanun haline getirilirken Kulüpler Birliği Vakfı sadece seyretti. Kulüpler Birliği bu yasanın işlevleriyle ilgili hiçbir yorumda bulunmadı. Sporda şiddeti hepimiz engellemek istiyoruz. Galatasaray olarak bir hassasiyetimizin çok ciddi altını çizdik toplantıda dedik ki; siyasi partileri dolaşıp bir istemde bulunacağız. Ne istediğimizi net olarak ortaya koyalım. Spor da şiddeti,
şikeyi istemiyoruz. Bunların muhakkak engellenmesini istiyoruz. Bunda herkes hem fikir.
Cezaların ağır olduğunu düşünüyor olabiliriz. Cezalar Avrupa'daki şike ve teşvike verilen cezalardan kat kat kat daha ağır ama bu kanun yapılsın diye ısrar ettik ve bu kanun yapıldı. Öte yandan kulüp yöneticilerinin ve başkanlarının kulübün iki kilometre ötesinde ki 3-5 taraftarın çıkarttığı olayda bile kulübün
direk sorumluluğu o yasanın içinde var. Bunlarla ilgili hiçbir şey yapılmadı ve bugün geldi testi kırıldı. Bizde Galatasaray olarak dedikki evrensel hukuk kurallarına Türkiye'deki sporda şiddet yasasına getirelim. Ne eksik ne fazla uygulayalım Türkiye'nin Avrupa'daki kariyeriyle ilgili en küçük bir eksik olmaz. Toplantıdaki söylemimiz spordaki şiddet yasasında cezalar anlamında çok ciddi fazla var. TFF özerktir UEFA, FİFA çerçevesinde değerlendirilir siyasi partileri ziyaretimizde TFF ve TFF talimatlarıyla ilgili en küçük bir söylemde bulunmayalım dedim. Bütün kulüp başkanlarıda siyasi parti başkanlarıda bu konuya son derece hassasiyet gösterdiler. Sporda şiddet yasasında ne gibi iyileştirmeler yapılabileceği konusunda bir hukuk komisyonu kurulmasına karar verdik. Komisyon ilk toplantısını dün yaptı. İsteklerimizi önümüzdeki hafta salı gününe kadar hazırlayacağız. Bunun sorumluluğunu da Galatasaray üzerine aldı. Kulüpler Birliği Vakfı'nda bunu değerlendirip bu bizim isteğimizdir diye TBMM'deki partilere bunu sunacağız. Bunu sunduktan sonra ne olur bilemem. Bu yasanın çıkmasında ciddi emekleri olan ciddi mesai harcamış siyasi partilere çıkartın çıkartın deyip sonrasında da ne kadar özür dilesek de hadi değiştirin lütfen dediğimizde reaksiyonları ne olur onu bilemem. Kulüpler Birliği Vakfı bir
sivil toplum kuruluşudur eskiden yapmamız gereken ancak yapmadığımız görevi şimdi yapacağız. Önümüzdeki hafta salı günü toplanıp çarşamba günü de bu isteklerimizi ileteceğiz.''
ŞİKE YAPAN AVRUPA'DA KÜME DÜŞÜYORSA TÜRKİYE'DE DE DÜŞECEK
Şiddet yasasında fazlalıklar olduğunu Galatasaray olarak her zaman dile getirdiklerini de belirten Öztürk, ''Kimsenin hapiste olması, üzüntüsü bizi mutlu etmez dedik. TFF talimatnamesi UEFA, FİFA ve evrensel hukuk kriterlerindedir. Şuanda o maddenin değiştirilip işte küme düşme olmasın bu olmasın yönündeki tartışmalara girmeyeceğimizi Kulüpler Birliği Vakfı ve sayın spor bakanının önünde tekrar ettik. Şike yapan takım Avrupa'da küme düşüyorsa Türkiye'de de küme düşecek. Türk futbolu için
ekonomik anlamda ciddi kayıplar olabilir. Futbolumuz için sıkıntılı dönemler yaratabilir ama kendi hatalarımızla yüzleşip evrensel hukuk çerçevesinde yapmamız gerekir bunu yapacağımıza inanıyorum.'' diye konuştu.
Yayıncı kuruluşa ayıplı mal sunduklarını da belirten Adnan Öztürk, ''Burada hiç kabahati olmayan bir yayıncı kuruluş var. Yayıncı kuruluş neredeyse Avrupa seviyesinde futbola yatırım yaptı. Biz de bunun karşılığında bir mal ve
hizmet vereceğimizi taahhüt ettik takımlar olarak. Verdiğimiz malın ve hizmetin kalitesi biraz düşüktü bunu kabul etmemiz lazım. İkincisi mal şuanda ayıplı oldu. Ekonomik kayıptan dolayı yayıncı kuruluşu suçlamamız ya da yeni çıkış yolu aramasını engellemek bizim açımızdan doğru da olmaz, dürüst de olmaz. Bireyler ve toplumlar içinde zor dönemler olabilir, fakirlik dönemleri olabilir. Bizce prensipler onur ahlak paradan önce gelir. Avrupa'daki futbolun geleceği Türkler olacaktır. Türkiye Avrupa'ya damgasını vuracaktır. Türk futbolu çok sancılı bir dönemden geçiyor. Bizim bu
markayı kirletmeye hakkımız yok. Yarın öbür gün Türk futbolu iyidir ama orada şike vardır. Şike tolere edilir gibi söylemleri şimdiden kendi kendimize kararlar vererek yok etmemiz lazım. İleriki nesiller yoksa bizim kulaklarımızı iyi çınlatmazlar.'' dedi.