Kariyeri boyunca Independiente, Manchester United, Villarreal ve Atletico Madrid formalarını giyen Forlan, sarı saçları ve ölümcül forvet özellikleriyle 2010 Dünya Kupasında büyük işler başarma peşindeki Uruguay’ın iddialı yüzü olacak. Forlan’la Atletico Madrid, 2010 Dünya Kupası ve futboldan sonra en büyük tutkusu olan tenis üzerine konuştuk. Uruguay’ın Güney Afrika 2010 için Güney Amerika elemelerindeki performansını değerlendirir misin? Güney Amerika her zaman zorludur.Zaman zaman iyi futbol oynayıp güzel puanlar topladık ama düşüş yaşadığımız, kötü futbol oynadığımız zamanlar da olmadı değil.Biraz istikrarsız olduğumuzu kabul ediyorum ama sonuçta Güney Afrika biletini almayı başardık.Önemli olan da bu. Uruguay için dönüm noktası neydi? Ekvador maçı bizim belirleyici oldu.Güney Afrikada kendine yer bulmak isteyen oldukça güçlü bir rakibe üstünlük sağladık.2-1 kazandığımız Ekvador maçında en iyi performansımızı ortaya koyduk ve uzatma dakikalarında da olsa rakibimizi mağlup ettik.Bu galibiyet bir nevi Güney Afrika bileti kabul edilebilir.Bunun dışında Arjantin ve Kostarika’ya karşı oynadığımız maçların da çok zorlu geçtiğini söyleyebilirim. Daha sonra Dünya Kupası 2010 kuraları çekildi.Grubunuzu nasıl buldun?Sence bu grupta Uruguay’ı neler bekliyor? Kuralar çekildiğinde Atletico’dan takım arkadaşlarımla birlikte uçaktaydım.Cuma günüydü ve deplasmana gidiyorduk.Tam uçağın çıkış kapısındayken Dünya Kupasına gitme durumu olan tüm oyunculara kısa mesajlar geldi. Herkesten önce Maxi Rodriguez kuralardan haberdar oldu.Ben de grubumuzu önce ondan öğrendim.Oldukça zor bir grup.3.torbadaydık ve zaten güçlü takımların geleceği belliydi.Kendimizi biliyoruz.Favori olarak başlamayacağız gruba ama biz oradayız.Bu bir gerçek, bunun dışındaki her şey şu an için muamma. Uruguay teknik direktörü Oscar Tabarez hakkında ne düşünüyorsun? Onun hakkında iyi şeyler söyleyebilirim.Takımın başına geçtiğinden beri teknik ekip çok profesyonelleşti.Yaklaşık 4 yıldır birlikte çalışıyoruz.Bugüne kadar ki çalışmaları onun nasıl bir teknik adam olduğunu gösteriyor.Dünya Kupasında karşılığını göreceğimizi düşünüyorum.1990’da futbolcu olarak Dünya Kupasında yer almıştı.Güney Afrika’da bu sefer teknik adam olarak bize fazlasıyla yardımı olacak. Elemelerde karşılaştığınız diğer Güney Amerika takımlarını nasıl buluyorsun? Her takım farklı futbol yapısına sahip.Örneğin Arjantin’in nasıl bir takım olduğunu bilirsiniz.Şu an insanlar Arjantin’in oynadığı oyuna şüpheyle yaklaşıyor ama onlar her zamanki kadar güçlü, fantastik birçok oyuncuya sahipler ve eminim ki diğer büyük takımlar gibi orada da yukarılarda olacaklar.Brezilya hakkında zaten bir şey söylemeye gerek yok.Şili’de Marcelo Bielsa gerçekten güzel şeyler yapıyor.Genç bir takım oluşturdu ve elemelerde müthiş işler becerdiler.Paraguay’ın daima işleyen çok net bir tarzı var.Elemelerden çıkarak bunu yine gösterdiler. Güney Afrika 2010’da Uruguay ne yaparsa başarılı kabul edilebilir? Şu an bunu düşünmek istemiyorum.İlk etapta en önemli şey gruptan çıkmak.Sonraki turda ne olabileceğini ondan sonra görebiliriz.İlk maçımızı yapalım, durumumuza bakalım sonrasında şansımızın ne olacağını tahmin edebiliriz. Güney Afrika 2010 önemli bir viraj. Şu halde kulüp futboluna odaklanman kolay oluyor mu? Daha uzun bir zaman var dolayısıyla Atletico’nun hedeflerine odaklanmakta zorlanmıyorum.Ligde, İspanya Kupasında ve Avrupa Liginde yolumuza devam ediyoruz. Hepsi önemli organizasyonlar ve bunlara konsantre olmamız gerekiyor.Dünya Kupası sezon sonunda oynanacak ve şu an kulübün kısa vadeli hedeflerini gerçekleştirme zamanı. Güney Afrika’ya gitmeyi garantilediğimiz için üzerimde bir baskı yok. Atletico’nun bu yılki formu çok inişli-çıkışlı.Şu an kulübün hedefleri neler? Açıkcası şu an bizim için en önemli şey İspanya Kupası. Ondan sonra Avrupa Ligi geliyor ama burada da gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz.Bunun için elimizden gelenin en iyisini yapacağız.Ligde ise geçmiş zamanlarda olduğu gibi biraz istikrara ihtiyacımız var.Alabildiğimiz kadar puan alıp sonunda nerede olduğumuza bakacağız. Bugünün Diego’su ile 2002 Dünya Kupasındaki genç Diego arasında ne fark var? Uzun süredir Avrupadayım ve bu süreçte çok ciddi tecrübe kazandım.O zamanlar klasik bir forvetken şu an hala ilerde oynamama rağmen oyunda daha yaratıcı bir rolüm var.O zamandan bu zamana daha iyi bir oyuncu haline geldiğimi düşünüyorum. Kore/Japonya 2002’de son 16’nın kıyısından dönmüştünüz.Geriye dönüp Senegal maçını hatırladığında aklına neler geliyor? Gerçekten utanç vericiydi.Korkunç bir ilk yarıydı.Soyunma odasına 3-0 geride gittik.İkinci yarı müthiş bir geri dönüş yapıp skoru 3-3’e getirdik.Son dakikada öne geçme fırsatını yakaladık ama tur avuçlarımızın arasından resmen kayıp gitti.Tarifi imkansız bir kayıptı bizim için. Son birkaç ay içinde Avrupada oynayan bazı Güney Amerikalı futbolcular ülkelerine dönme kararı aldılar.Senin de böyle bir düşüncen var mı? Arjantin’e Independiente’ye dönmek güzel olurdu. Independiente sevdiğim bir kulüp ve geri dönme şansına sahip olmak hoşuma giderdi. Brezilya’dan Sao Paolo’ya gitmek de babam için güzel olurdu.Geçmişte babam Sao Paolo kadrosundaydı çünkü.Fakat Atletico’da şu an mutluyum ve 2013 yılına kadar kontratım var.O yüzden kısa vadede bu konuyla ilgili herhangi bir planım yok. Eşin Arjantinli ve Son 16’ya kalırsanız Arjantinle karşılaşmanız ihtimal dahilinde. Böyle bir durum evliliğinizde herhangi bir sorun çıkartır mı? Hayır, hiç de değil (Gülüyor).Kimi destekleyeceğini henüz ona sormadım. Son soru.Tenisi sevdiğini biliyoruz.Kortta kendini hangi oyuncuyla kıyaslarsın? Zor soru.Sol elimi kullandığım için açıkcası Rafael Nadal iyi bir seçenek gibi duruyor.Topun peşinden koşmayı seviyorum ama Nadal’la aynı seviyede değilim.İlla ki kıyaslarsam benden sadece kötü bir kaybeden çıkar.