Süper Ligde yer alan 18 kulübün oluşturduğu
Kulüpler Birliğinin desteğiyle hazırlanan ve
FIFA tarafından Dünyanın bütün federasyonlarına örnek teşkil edecek bir
yasa olarak nitelenen yeni Futbol Yasası,
Haluk Ulusoyun keyfi tutumu nedeniyle uygulanamıyor.
Muz cumhuriyetlerinde bile görülemeyecek kadar büyük bu kanuntanımazlık nedeniyle değeri milyar dolarlarla ölçülen Türk
futbolu büyük bir kaosun içine sürükleniyor,
Türkiye Cumhuriyetinin Bakanlar
Kurulu hiçe sayılıyor, sadece ve sadece koltuğunu korumak isteyen
Federasyon Başkanı Ulusoy, Türkiyeyi FIFA ve
UEFA nezdinde
komik durumlara düşürmeye çalışıyor.
Haluk Ulusoy, kanunun öngördüğü tarih olan 3 Ocakta
genel kurulu toplaması gerekirken resmen kulağının üstüne yatıyor. İşte futbol kamuoyunun Ulusoydan cevaplamasını beklediği sorular:
Türkiye bir hukuk devleti değil mi? 4
Aralıkta yürürlüğe giren yeni futbol yasası
Futbol Federasyonu en geç 30 gün içinde Genel Kurula gitmelidir diye emrediyor. Bir yasanın bu kadar açık hükmünü uygulamamak suç değil mi?
Futbol Federasyonu Başkanı ve
yönetim kurulu üyeleri TC kanunlarına tabi değil mi?
Ulusoy açıkça suç teşkil ettiğini bilmesine karşın, son tarih olan 3 Ocakta genel kurulu toplamayı reddediyor. Bunun yerine 1 Ocakta yönetim kurulunu toplayıp, şubat ayının sonunda genel kurul tarihi belirlemeye hazırlanıyor. Yani yasada tanınan 30 günlük süreyi kendi keyfine göre 90 güne çıkarıyor. Sadece kendini değil, tüm Türkiye liglerini de tehlikeye atıyor. Ulusoy
başkanlık koltuğuna hangi maksatla bu kadar yapışıyor?
Bu kadar açık bir suç karşısında suç duyurusu şart mı, yoksa savcılığın resen harekete geçmesi mi gerekiyor?
Futbol yasasının 18. maddesi diyor ki: Bu yasayı TC
Bakanlar Kurulu yürütür ve uygular. Bakanlar Kurulu federasyon hakkında
dava açmak için son tarih olan 3 Ocakı mı bekliyor?
Yeni yasanın açık hükmü olan 30 gün içinde Futbol Federasyonu Genel Kurulu toplanır maddesini ihlal etmenin, 4 yıllık
görev süresi dolduktan sonra Ben federasyon başkanlığını bırakmıyorum demekten ne farkı var? Futbol Federasyonu belli kişilerin babalarının çiftliği mi?
Ulusoy Türk futbolunu böyle bir kaosun içine atmanın doğuracağı
ekonomik zararı
hesap ediyor mu? Oluşacak milyon dolarlarca zararı Ulusoy cebinden mi karşılayacak? Bu şartlar altında liglerin ikinci yarısı nasıl başlayacak?