Tam 14 yıl
Real Madrid'de top koşturup kaptanlığa kadar yükselen Hierro, 2003'teki şampiyonluğun sevincini yaşayamadan ekipten yollanmıştı. Hierro, buruk bir şekilde kulübüne
veda etmişti. Bu
sezon başında ise adı
Real Madrid'le özdeşleşen
Raul ile
Guti gözyaşları içerisinde
İspanyol temsilcisiyle yollarını ayırdı. Giuseppe Giannini ise Roma taraftarının sevgilisiydi. Uzun saçları ve çalımlarıyla dikkat çeken Giannini, 16 yıl ter akıttığı takımından 1996'da koparılmıştı.
Josep
Guardiola,
Barcelona tarihinin en çok
kupa kazanan ismiydi; ancak 12 yıl oynadıktan sonra Xavi'ye yer açılması için sorgusuz sualsiz Katalan kulübünden uzaklaştırıldı. Jose Mari Bakero, tıpkı Guardiola gibi uzun yıllar Barcelona'daydı. 97'de giderken gönlü Barcelona'da kalan Bakero, sadece yarım sezon Veracruz'da oynadı. Albert Ferrer, 10 sene boyunca Barcelona'nın sağ kanadının değişmez ismiydi. 1998'de Barça'dan kopup
Chelsea'ye
transfer olan Ferrer, Ada'da istediği başarıya ulaşamadı. Dennis Weis için Chelsea bir takımdan çok öteydi. 11 yıl formasını giyip kaptanlığını yaptığı
İngiliz temsilcisinden 2001'de koparılan Wies, kariyerinin son 5 yılında 4 değişik takımda görev aldı. Arjantinli Gabriel Batistuta, Mor Menekşe Fiorentina ile özdeşleşmişti. Gol krallığı sevinci yaşadığı kulübü ligden düşürüldüğünde gemiyi terk etmeyen Batistuta, takımını yeniden
Serie A'ya çıkarmayı başarmıştı. 9 yılın teşekkürü ise 2000'de Batistuta'yı Roma'ya göndermek oldu.
hasan cücük kopenhag