Spor yazarları Sarı-kırmızılı ekibin yeni
teknik direktörü
Bülent Korkmaz'a övgü yağdırdı...
CÜNEYT TANMAN: İNANILMAZ GECE (TAKVİM)
Ali Sami Yen'de inanılmaz bir
futbol gecesi yaşandı... İki
takımın da arka arkaya sevinçler, şanssızlıklar, hüzünler yaşadığı bir 90 dakika izledik. Maç önce
Bordeaux'ya gitti, daha sonra
Galatasaray'a geldi... Bir daha Bordoeaux'ya gitti... 90'da gülen taraf Galatasaray oldu. 3-1'de 'iş bitti' demek Galatasaray'a pahalıya mal oluyordu. Yeni ve
genç teknik adam Bülent için zor bir geceydi. En deneyimli teknik adamlar bile dün
akşamki maçta zorlanırdı...
...Galatasaray eğer dün gece turu geçemeseydi saha dışında Bülent Korkmaz'a ilk deneyiminde yazık olacaktı. Çünkü dün gece hak eden bir takımın başındaydı. Sahada da yazık olacak oyuncular vardı. Bunların başında
Arda geliyor. Arda müthiş oynadı. Ne büyük bir
yıldız olduğunu sadece attığı gollerle değil, her topu ayağına aldığında, Bordeaux'yu zor duruma düşürerek gösterdi...
Turgay Şeren (Akşam): Aslanları Yürekten Kutlayın
Galatasaray dün akşam futbolda kolay kazanılmayacak bir başarının sahibi oldu. Hatırlayın, daha üç gün önce puan cetvelinin sonunda olan Kocaeli
spor, Galatasaray'a kök söktürmüştü. O maçta Galatasaray defansı büyük hatalar yapmıştı. İşte aynı defans dün akşam da büyük kere büyük hatalar yaptı. Eğer Bülent'in hırsı, azmi ve şansı Ali Sami Yen'de olmasaydı, Galatasaray bu maçı kazanamazdı.
Oyun başladı Galatasaray 1-0 mağlup. Bu bir takım için ne kadar moral bozucu bir olaydır bilir misiniz? İşte Galatasaray dün akşam bütün bu moral bozucu, şans kırıcı faktörlerin üstesinden gelmesini bildi. Onları yürekten kutlamak lazım.
Bu inanılacak bir şey değil.
Ama dün akşam hepimiz bu olaya şahit olduk ve yaşadık. Şimdi Galatasaray'ın önünde çok önemli bir
rakip var;
Hamburg... 12 Mart'ta Almanya'da bu takımla son sekize kalma mücadelesi vereceğiz. Dün akşam gözüken yanlışımız şuydu; 1) Fizik gücümüz rakiple mücadele edecek kadar değildi.
2) Bordeauxlu
futbolcuların nasıl ayağa tek pas verdiklerini gördük.
İşte futbol bu. Ama biz daha bunu başaramıyoruz. İskoç
hakem süperdi.
Hiç kimsenin
itiraz etmesine imkan vermedi. Bizim
hakemler de böyle hakemlerden biraz
ders alsalar ya.
GÜRCAN BİLGİÇ: VAZGEÇMEYENLER (SABAH)
Bir liderin, farklı bir karakterin, bir takımı ne hale getireceği, maç anlayışını, oyunu yaşayışını ne kadar değiştirebileceğini bir kez daha gördük.
Daha dört gün önce sondan ikinci takımdan beş gol yiyerek yenilen bir takımın, sezonun kırılma maçında, on birinci saniyede yenik duruma düşmesiyle, içinde bulunacağı ruh halini değerlendirin...
Bülent Korkmaz'ın, "Benim
kaptanımdı" dediği Arda'nın ateşlemesiyle birlikte, biten hiçbir şeyin olmadığına inanan bir Galatasaray takımını seyretmeye başladık...
... Kariyerinde bir Milan
zaferi
yaşamış Bülent Korkmaz'ın oyuncularının, maç bitimine kadar vazgeçmediklerini gördük. Nitekim turu son dakikalarda buldukları golle geçmesini bildiler.
"Böyle şey olmaz" diye düşünürken, "Böyle bir şey yok" diyenler kervanındaydık bu kez.
LEVENT TÜZEMEN: YÜREKLERİYLE ZAFERE (SABAH)
Bülent Korkmaz ayağının tozuyla 2000 ruhunu da G.Saray'a getirdi. Bülent Hoca futbolculuğundaki agresifliğini, inatçılığını, savaşçılığını hemen G.Saray'a aşılamış. G.Saraylı futbolcular sayısız
Avrupa başarıları yaşanmış Ali Sami Yen'de yine bir destan yazarken Ali Sami Yen'de seyirciler, TV başındaki izleyiciler kelimenin tam anlamıyla
kalp krizi geçirdi...
... G.Saray elenseydi yazık olurdu. Oynanan kişilikli futbolun karşılığı turdu. Futbol
adaleti yerini buldu; Sabri attığı golle G.Saray'a turu getirdi.
İSMET TONGO: UNUTULMAZ TUR (FOTOMAÇ)
Bir haftadır herkes bu maçı konuşuyor, bu maçı bekliyordu. Ve gene herkes, kesin bir kazanma ümidi içersindeydi... Ancak, hiç umulmadık bir anda herkesi yıkan bir olay yaşandı. Başlama vuruşu yapıldıktan birkaç saniye son Bellion, Meira'nın tarihe geçecek hatası ile 10. saniyede golü attı. Bu gol herkesi yıktı. Ancak yıkılmayan tek kişi, çiçeği burnundaki
teknik direktör Bülent Korkmaz'dı. Saha kenarına koştu, futbolculara bağırdı, çağırdı, "Canlanın, aldırmayın, saldırın" diye kıyameti kopardı. Bu onun klasik yaşam şekliydi...
ŞÜKRÜ KANBER: HOŞ GELDİN KAPTAN (FOTOMAÇ)
Bülent'e muazzam bir
kredi vardı. Ve ilk yarı bitip de skorborda 2-1'lik galibiyet yazıldığında bu kredi katlanarak arttı. Çünkü şok bir golle başladı maç. Bilmiyorum ama belki de Avrupa
kupalarının en
erken golüydü bu. Daha ne olduk demeden, Bülent'in takımı nasıldır diye inceleme fırsatı bulamadan, hatta on birler üzerine yorum bile yapamadan gelen gol tüm dengeleri değiştirdi...
2000 ruhunun en destansı kahramanı saha kenarındaydı.. Hemen her pozisyonu oyuncularıyla yaşayan, her pozisyon sonrasında onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen ve sürekli alkış ve moral desteğiyle onlara güç katan bir
efsane... Soğuk nevale Alman'dan sonra sımsıcak bir saha kenarı vardı. Hoş geldin kaptan, daha çok yolun var...
ZAFER ERTEM: FUTBOLUN ADALETİ (FOTOMAÇ)
Yönetimin Skibbe'yi gönderip takımı evlat Korkmaz'a teslim etmesi belli ki havayı değiştirmiş. En azından üzerindeki ölü toprağını atmasa da kaldırmış. Elbette Bülent hocanın elinde sihirli değnek yok, üstelik o değneğini
boyacı küpüne batırıp bir anda her şeyi değiştiremeyecek ama inanıyorum ki hırsı, isteği ve özündeki G.Saraylılık ruhu kesinlikle yolunu açacak.
... Defansta inanılmaz hatalar yaptık. Futbolun adaleti, topun canı varsa tur G.Saray'ın olmalıydı. 90'da Sabri enfes golü ile Bordeaux'yu kupa dışına bıraktı. Adalet yerini bulmuş G.Saray Avrupa'da yeni bir tarih daha yazıyordu.
HAKAN DİLEK: İŞTE BÜYÜKLÜK (FOTOMAÇ)
55'ten sonrası ile başlamak isterim aslında. Aslında sarı-kırmızılı ekibin 'Eh be kardeşim budur işte!' dediğimiz anlarından. Bir ara Lincoln, Ayhan, Arda,
Baros arasında mekik dokudu top hatırlayın. Hatırlayın o top maçı izleyenlere; 'İşte futbol budur! Biz bunu özlüyorduk!' dedirtmedi mi? Galatasaray'ın sihri burada saklıydı işte...
... Dün gece doyumsuz bir Galatasaray vardı sahada. İyi motive edilmiş, titiz olmanın gergin olmak demek olmadığı bir yüklemeyle çıkmışlardı sahaya. Bülent Korkmaz'ın maçtan önceki açıklamasına gidiyorum; 'Bu maçı alır bir iki takviyeyle kupayı havaya kaldırırız!' Gaza gelmiş olabilir mi? Belki... Ne yaptığını biliyor mu? Kesinlikle...
YAŞAR YALÇIN: KADIKÖY GÖRÜNDÜ (FOTOMAÇ)
... Galatasaray, yeni teknik direktörüyle yeni bir sayfa açtı... Bordeaux maçında Bülent Korkmaz'ın işi gerçekten zordu. Bana göre bir
enkaz devraldı. Bütün yıl boyunca iyi çalıştırılmayan bir takımın başına geçti. Bülent hoca bu işi yapar mı, yapamaz mı onu zaman gösterecek. Sadece ona bir şans verilmeliydi ki verildi. Yönetim ve
taraftar da ona sahip çıkarak desteklemeli...
... Ya
Kadıköy'e gidilecek ya da Kadıköy'e gidilecekti. Başka yol yoktu. Futbolcular da gerekeni yaptı. Yılmadılar ve maçın son dakikasında Sabri'nin golü ile Boğaz Köprüsü'ne yaklaştılar. Bundan sonra
hedef belli. Artık zor zamanda geçilen bu tur
UEFA'da finale kadar gider inşallah.
HASAN TANKAYA: GALATASARAY TÜRKİYE'DİR! (TAKVİM)
Müthiş bir maç izledik... Gerçekten son yılların en ilginç ve enteresan Avrupa Kupası maçına
tanık olduk. Gitti denilen tur son anda geri döndü. Bu maç gösterdi ki Galatasaray zor günlerin zor anların takımıydı gerçekten. Onu ayakta tutacak ruhu, gücü ve değerleri her zaman vardı.
... Sabri'nin vuruşunda top filelere kavuşunca akıllara,' Galatasaray adının geçtiği her yerde umudun tükenmeyeceği' sözü geliyordu. Artık sadece
stat değil tüm
Türkiye ayağa kalkmıştı. Yer gök Sarı-Kırmızı ve Galatasaray Türkiye'ydi. Bu müthiş 90 dakikada Arda'nın sanki Bülent Korkmaz'ın cesur yüreği gibi oynadığını, Barış'ın ve Sabri'nin ayaklarının çalışkınlığını, Lincoln'ün bir iki pas hatasına karşın ustalığını, Kewell'ın nasıl bir vuruş kralı olduğunu ve Baros'un da dikine yıpratıcı çalışkanlığını hatırlamalıyız. Unuttuklarımız da bizi affetsin... Bu yolun sonu Kadıköy'e uzanacak ve herkes tarihteki yerini alacaktır.