İşte
Galatasaray'ın açıklaması: "Dün gece Ali
Sami Yen Stadı'nda
futbolun dışında çirkin bir oyunun bir perdesi daha sergilenmiştir. Neye
hizmet ettiği belirsiz, neyi amaçladığı ise gün gibi aşikar bir zihniyet bilinçli bir şekilde 90 dakika boyunca adeta bir
emek hırsızlığı yapmıştır. Galatasaray-Kayseri
spor maçının hakemi
Selçuk Dereli bir futbol karşılaşması yönetmemiştir. Yazılan senaryoyu başarılı bir şekilde ortaya koymuştur. Gösterdiği davranışların ve verdiği kararların başka bir açıklaması da yoktur. Karşılaşma boyunca oyunun önüne çıkan
akıl almaz hataları ve
yönetimiyle
futbolcularımızı ve taraftarımızı
tahrik etmiş belki de bir diyet ödeme uğruna bir
takımın kaderi ile oynama hakkını kendinde görmüştür. Takımımızı anlamsız ve tartışılan kararlarla eksik bırakmış, taraftarı provoke ederek tahriklere yol açmış adeta bir takımın üzerine oynayıp tek kelimeyle bir sindirme operasyonunu sahne sahne uygulamaya koymuştur.
Selçuk Dereli'nin komedi yönetimi bardağı taşıran son damla olmuştur.
Şimdi futbol tarihine karanlık bir gece olarak asılan bu 90 dakikanın ardından beyaz sayfa söylemleriyle yola çıkıp basiretsiz görünümleriyle güvenilir olmaktan uzak kalanlara sesleniyoruz:
1) Galatasaray'ın olgun duruşunun katkılarıyla filizlenen ve yükselen futbol barışı ne yazık ki Galatasaray'ın aleyhine kullanılarak bugünlere gelinmiştir. Galatasaray'ın Türk futbolundaki kaosu önlemeye yönelik çabası ve birleştirici unsur olma adına gösterdiği anlayış kendi aleyhine haksızlıklara yol açacak kadar deformasyona uğratılmıştır. "Galatasaray nasılsa bizi destekliyor" diye düşünüp Galatasaray'ın üzerine oyunlar oynamaya kalkışmak bu büyük camianın gücünü hafife almaktır.
2) Futbolcularımız ve yöneticilerimiz haksız yere ve
komik gerekçelerle cezalandırılırken hataları yapanların yanlışları yanlarına kar kaldığı gibi asıl ceza görmesi gerekenler ise Galatasaray'a karşı hata yapmanın bedelini ödüllendirilerek almaya başlamışlardır.
3) Hakemlerin; takımımız futbolcularına yapılan sertliklere gösterdiği tölerans ve yaklaşım, basit-
ucuz ve kolay
kart cezaları uygulaması, takımın futbolunu sindirmeye yönelik çalınan düdükler, tribünlerin provokasyonuna yol açan yönetimler ve bunun neticesi ortaya çıkan komik cezalar artık tahammül sınırlarını zorlamaktadır.
4) Unutulmasın ki Türkcell Süper Lig'de Galatasaray 2007-08 sezonunda en az kart gören takımlardan biri olmuştur. Kulübümüzün ve futbolcu bireylerimizin spor ahlakı-anlayışı ve duruşu hiçbir şekilde değişmemiştir. Hal böyleyken şimdi soruyoruz "Ne değişmiştir ki bu ucuz kartlar havada uçuşmaktadır? Kartlarda ve faullerde görülen çifte standart, bazı futbolcularımızı pasifize etmek için gösterilen çabalar arkalarında hep soru işaretleri bırakmaktadırlar.
5) Son
Kayserispor maçında, bir önceki hafta Sıvas'ta bedava gösterildiği herkesce malum kırmızı kartlar
Eskişehirspor maçında ofsayttan atılan, Kadiköy'de atılan ama iptal edilen goller ve daha bir çok örneklerle çoğaltabileceğimiz kasıtlı olmadığına inanmak istediğimiz ama inancımızı ve sabrımızı zorlayan pozisyonlar. Biz sadece Galatasaray'ın değil tüm maçların mercek altına alınmasını ve incelenmesini istiyoruz. Bakın, araştırın. Anti futbola
prim tanımayın. Bakın, araştırın çifte standardınızı siz de yakalayın..
6) Yine unutulmaması gereken bir nokta ise Galatasaray'ın
Avrupa çapında yıldızlara sahip ve
milli takımlara en çok futbolcu veren bir kulüp olmasıdır.Yerli ve
yabancı bir çok
marka ismin yer aldığı takımımız aynı zamanda darbeye yönelik sakatlıklardan da aşırı derecede etkilenmektedir. Galatasaray futbol takımı bünyesinde 22 milli futbolcuyu barındıran bir yapıya sahiptir. Ayrıca bunların içinde 5 ayrı milli takım kaptanı mevcuttur. Böylesine uluslararası bir düzen ortamının bulunduğu bir yapıda kimse takıntısını, nefretini, kompleksini Galatasaray'ın üzerinden gidermeye çalışamaz. Kimse yazılan senaryoları Galatasaray'ın üzerinde uygulayamaz. Galatasaraylı futbolcuların saha duruşlarını kimse bozamaz, taraftarı provoke edemez, sahasını kapatmaya çalışamaz. Bir çok milli zaferi birlikte yaşadığımız bu çocuklarımızın kendi değerlerimizin basit oyunlarla heba edilmesine göz yumamayız.
7) Gerçekçi hiçbir icraat-proje ve hamle atağına kalkışmayan, somut bir faaliyet girişiminde bulunmayan, futbol oynanması mümkün olmayan sahalara
seyirci kalan ve bu nedenle futbolcuların sakatlanmalarına yol açanlar sadece ikili ilişkilere dayalı düzenlerinde Galatasaray gerçeğini göz ardı edemezler.
Türkiye Futbol
Federasyonu yönetimine,
fair-play adına attığımız her adımın, uzattığımız her
zeytin dalının geri dönüşü bizi hem şaşırtmakta hem de yaralamaktadır. Galatasaray camiasının fair-play'den anladığı dürüst oyun-etik davranıştır. Biz herkese eşit davranılan bir yönetim anlayışını destekleyeceğimizi her platformda belirten bir camianın ve anlayışın temsilcileriyiz. Biz lekesiz, saf ve adil bir futbol anlayışı istiyoruz.
Ancak tahammül sınırlarını aşan yaklaşımlar, sergilenen vurdumduymaz tavırlar ve Galatasaray maçlarında yaşanan akıl almaz hatalar bizi sessizliğimizi bozmak zorunda bıraktı. Ne yazik ki yola çıkarken beyaz sayfa, dürüst futbol, şeffaflık anlayışı sloganlarını şiar edinenler kendilerinin de sonunu kestiremedikleri bir yöne saptılar. Bu şekilde gittiği sürece Türkiye
Futbol Federasyonu'na ve kurullarına olan desteğimizi geri çekeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.Uzun süren sabırlı bir dönemin ardından bugün geldiğimiz noktada bu federasyon ve kurullarının Türk futbolunu yönetecek kapasitede olmadığına kanaat getirmiş bulunuyoruz. Galatasaray'ın desteği olmadan federasyonunun futbol barışını, sportif başarıyı ve sektörel gelişimini nasıl sağlayacaklarını bizde merak ediyoruz.
Galatasaray her zaman futbol barışının yanında olmuş bir kulüptür ve olacaktır. Ancak
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ve kurulları sadece kuralları sağduyulu ve dürüstçe uyguladığı sürece...
Hiçbir zaman unutulmasın ki sessizliğimiz acizliğimizden değil efendiliğimizdendir. Federasyon ve onun kurullarına desteğimizi ve güvenimizi gözden geçirmek zorunda kaldığımız şu günlerde kimsenin kuşkusu olmasın ki Galatasaray camiası ve taraftarı haksızlığa karşı her türlü tepkisini demokratik platfomlarda gösterecektir. Etik futbol anlayışımızda kurallara bağlılık, rakibe saygı, haksız avantajdan kaçınma ilkelerinin herkese eşit bir biçimde uygulanması dışında hiç bir beklentimiz yoktur.
MHK'yi kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Gözlemciler ve temsilciler kurulunu ve diğer kurulları kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Ama artık kimin yönetmediğini biliyoruz.
GALATASARAY SAHİPSİZ DEĞİLDİR
GALATASARAY TÜRKİYE'DİR
Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu"