Beşiktaş Teknik Direktörü
Ertuğrul Sağlam,
hedeflerini gerçekleştirebilmek için, kendi
futbol anlayışını, felsefesini ve kültürünü oluşturup, bunu ekol haline getirip, ortaya çıkarmak zorunda olduğunu belirterek, ''Başkasının yaptıklarını tekrarlamak beni hiçbir yere getirmez. Birisini
taklit edersen, onun kadar olursun. Daha fazlası olamazsın'' dedi.
Beşiktaş Dergisi'nin ağustos ayı sayısında röportajına yer verilen
Ertuğrul Sağlam, hedefleri, felsefesi ve futbol anlayışı gibi çeşitli konularda açıklamalar yaptı.
''Ben hiç kimsenin devamı değilim'' diyen Sağlam,
siyah-beyazlı ekipte Türk antrenörlerin ülkede söz sahibi olması adına iyi bir başlangıç yapmak istediğini belirterek, şunları kaydetti:
''Şunu çok iyi biliyorum ki, ben bu sene burada başarılı olursam, güzel neticeler alırsam, belki bundan sonra diğer kulüplerimiz de rahat bir şekilde takımlarını Türk antrenörlere emanet edebilecek. Bu da Türk antrenörlerinin geleceği açısından çok güzel bir gelişme olacaktır. Yoksa hiçbir antrenörün bayrağını devraldığımı düşünmüyorum. Bugün ben bu ülkede söz sahibi bir antrenör olmak istiyorsam, ilerde dünyada ve Avrupa'da sayılı antrenörlerden biri olmak istiyorsam, kendi futbol anlayışımı, felsefemi, kültürümü oluşturup, onu bir şekilde ekol haline getirip, ortaya çıkarmak zorundayım. Bunun gerçekleştirirsem zaten bir şeyler yapmış olurum. Yoksa başkasının yaptıklarını tekrarlamak beni hiçbir yere getirmez. Birisini taklit edersen, onun kadar olursun. Daha fazlası olamazsın.''
GEREKIRSE KÜME DÜŞERIM
Her insanın
yaşam felsefesini oluştururken ilk dersi aldığı yerin ailesi olduğunu vurgulayan Sağlam, ''Kendi anlayışımdan, ilkelerimden, prensiplerimden taviz vererek
şampiyon olacağıma, ilkelerimle, prensiplerimle ve felsefemle mücadelemi sürdürürüm, gerekirse küme düşerim'' dedi.
Iş ve özel yaşamında ailesini mahcup edecek bir davranış içinde bulunmadığını, bu şekilde yetişmesinin ana sebebinin ailesi olduğunu anlatan siyah-beyazlı ekibin
teknik direktörü şöyle devam etti:
''Bunun yanında eşim ve çocuklarımla mutlu bir hayat yaşıyorum. Onların da iş hayatımı sağlıklı devam ettirmemde çok etkisi var. Onlara da çok teşekkür ediyorum.
Hayata bakış açıma gelince, çalışmayı seven, her yaptığı işi en üst seviyede yapmaya çalışan, yapılan işte en üstü hep kendine hedef olarak belirlemiş, bunları yaparken de tabii ki dürüstlüğünden, haysiyetinden, şerefinden kesinlikle taviz vermeyen bir anlayışta oldum bugüne kadar. Kendi anlayışımdan, ilkelerimden, prensiplerimden taviz vererek şampiyon olacağıma, ilkelerimle, prensiplerimle ve felsefemle mücadelemi sürdürürüm, gerekirse küme düşerim. Benim hayattaki düsturum bu olmuştur. Samsunspor'da da Kayserispor'da da böyle oldu, Beşiktaş'ta da böyle olacak.''
IŞINI CIDDIYE ALMAYANI HIÇ AFFETMEM
Ertuğrul Sağlam, taviz vermeyeceği ve affetmeyeceği şeyin ne olduğu sorusuna şu
yanıtı verdi:
''Beraber olduğum insanların emeğine saygısızlık edeni kesinlikle affetmem. Işini ciddiye almayanı hiç affetmem. Bunun yanında hedef birlikteliği oluşmuş bir yerde başkaları çalışırken, birilerinin kaytarmasını kabul edemem. Dürüstlükten ve iyi niyetten kesinlikle taviz vermem. Bunları yapmayan bir insanın bizimle beraber olması mümkün değildir. Biz onu yok etmesek bile, o kendi kendini
imha edecektir zaman içinde''
GÜVEN AŞILAMAYI ÇOK ISTERIM
Sağlam,
futbolcusunun kendisiyle ilgili bilmesi gereken en temel özelliğin, güven ve
adalet olduğunu vurguladı.
Klasik antrenör ve futbolcu ilişkisi yerine ağabey ve kardeş ilişkisi yaşamayı, dost ve
arkadaş olmayı
tercih ettiğini belirten Beşiktaş Teknik Direktörü, özetle şunları kaydetti:
''
Güven aşılamayı çok isterim. Futbolcu şunu bilmeli ki, 'Karşımda çok inanabileceğim, güvenebileceğim ve saygı duyabileceğim bir insan var. Onun aldığı her kararın arkasında adalet yatıyordur'... Kaldı ki futbolcularımla olan iletişimimin temelini bu doğrultuda oluşturmaya çalışıyorum. Klasik antrenör ve futbolcu ilişkisinden ziyade bir ağabey ve kardeş ilişkisi yaşamayı, dost ve arkadaş olmayı seçiyorum. Bu şekilde sorunları daha kolay aşabiliyoruz. Bunun arkasından tabii ki, benim iyi niyetimin ve yaklaşımımın suistimal edilmemesini istiyorum. Bugüne kadar çalıştığım her yerde bunu çok iyi bir şekilde başardım. Beşiktaş'ta şimdiye kadarki görevimde de bu ilişkinin oluşabileceğini gözlemledim. Futbolcu üzerinde özellikle güven konusunda çok önemli bir saygınlık oluşturmak zorundasınız.''
KAVGA ETMEYI HIÇ SEVMEM
Stresi yüksek olan mesleklerden birine sahip olmasına rağmen, sakinliğini ve soğukkanlılığını nasıl koruduğu sorusuna ise Sağlam, şu yanıtı verdi:
''Genelde insanlarla ilişkilerimde olumlu bir bakış açısına sahibimdir. Kavga etmeyi hiç sevmem. Ama
kavga etmeyi sevmezken, kaybetmeyi de hiç sevmem. Işimde çok hırslıyım. Her türlü şartta kazanmayı isterim. Kaybetmek hayatımda hiç kabul edebildiğim bir şey değildir. Bunun yanında öyle kavgacı bir kimliğim yoktur.''
Eleştirilerden ve özel yaşamındaki olumsuz olaylardan bunaldığı zaman yalnız kalmayı tercih ettiğini anlatan Sağlam, ''Tek başıma kalmayı çok seviyorum. Çünkü bu yoğunluk içinde insanın kendi kendisiyle konuşması bile çok büyük sıkıntıları ortadan kaldırabiliyor. Ayrıca ailemle çok sık beraber olamıyorum. Onlarla beraber olmak benim sıkıntılarımı giderebiliyor. Araba kullanmayı da çok seviyorum'' diye konuştu.
Futbol dışında başka bir iş yapıp yapmadığı sorusuna Sağlam, ''Ben kendimi bildim bileli futbol oynarım. Hatta bilenler, annemin karnındayken de futbol oynadığımı söyler'' şeklinde esprili bir yanıt verdi.
Sağlam, Beşiktaş taraftarına verdiği mesajda ise, ''Bu sene çok iyi bir Beşiktaş izleyecekler. Izlerken zevk alacaklar ve tuttukları takımla gurur duyacaklar. Bundan kesinlikle emin olabilirler'' dedi.