UEFA'da
Bayer Leverkusen,
Türkiye Kupası'nda ise
Gençlerbirliği ile oynanan karşılaşmalarda
sakatlığı nedeniyle
forma giyemedi.
Rıza Çalımbay döneminde
Beşiktaş'a gelen,
Tigana'nın da beğenisini kazanan
Gökhan Zan, ikinci yarıdan çok umutlu. Ilk yarıyı
sakatlıklarla geçiren
genç oyuncu, ileriki yıllarda Avrupa'ya gitmek ve Alpay gibi örnek gösterilmek istediğini ifade etti.
Siyah-Beyazlı
takım bu iki önemli maçı kaybederken genç oyuncunun ne kadar
kilit bir görev yaptığı bir kez daha tescillendi. Geçen yıl Jean Tigana takımın patronluğunu üstlendiğinde sakat olan yetenekli oyuncu uzun boyu, güçlü fiziğiyle
Fransız hocanın dikkatini çeker, sonrasında da güvenini kazanır.
A Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in de vazgeçemediği isimler arasında yer alan Gökhan, hayalinde yurtdışında oynamak yatsa da bunu Beşiktaş'la
şampiyonluk yaşamadan gerçekleştirmek istemiyor.
Omuzunun çıkması seni nasıl etkiledi?
Lige iyi başladım, yükselen bir grafik çiziyordum, omuzum çıktı, bağlar da yırtıldı. Benim ve takımım için bir talihsizlik oldu. Önemli maçlar öncesi takımdaki yerimi alamadım. Allah'tan diyorum son iki haftaya girdiğimizde bu sakatlık meydana geldi. Devre arası da girince yaklaşık 1,5 aylık bir
tedavi süreci oluştu. Eğer
sezon ortasında olsaydı fizik ve kondisyon açısından benim için kötü olurdu. Kleberson ve Koray 5-6 hafta oynamadılar. Ben ise sadece iki maçta forma giymedim.
Kamp dönemi nasıl geçti?
Bu
kampın başında birçok olumsuzluklar vardı. Antalya'ya gelirken takım olarak neşeli günleri yakalamak için bir adım atmak istiyorduk. Bu ortamı da bulduk. Yönetim bizim için bu ortamı oluşturdu. En iyi şartlarda çalıştık, en güzel ortamda kaldık.
Türkiye Kupası maçında Ankaragücü'ne karşı tam hazır olacağımızı düşünüyorum. Geçen yıl kazandığımız bu kupanın bizim için önemi büyük. Birçok maçın da telafisi olacaktır.
Senin oynamadığın iki maçı Beşiktaş kaybetti.
Evet, Leverkusen ve Gençlerbirliği maçlarını kaybettik. Ama bu ben olmadığım için böyle olmadı. Takım içinde ben felsefesi diye bir şey yok. Biz bir ekibiz ve alınan sonuçların hepsi iyisiyle kötüsüyle bu ekibe ait. Oynamadığım zaman yerimi dolduracak mutlaka bir
arkadaş var. Leverkusen maçında anlık bir konsantrasyon kaybı nedeniyle maçı verdik. Üstünlüğü ele geçirdiğimiz dakikalarda golü yedik. Sonrasında yakaladığımız pozisyonları değerlendiremeyince de elendik. Benim o maçlarda olup olmamam çok fark ettirmezdi.
Sonuçlar etkilemiyor mu sizi?
Etkiliyor tabii, sadece bizi değil ailemizi, arkadaşlarımızı da etkiliyor. Biz bu sonuçlardan sonra mutlu olmuyoruz. Eve gidince yüzümüz gülmüyor, konuşmak istemiyoruz. Kimse bir maçı kaybetmek istemez. Takım olarak biz de neşe içinde olacağımız günleri bekliyoruz.
Defansa burada görev düşüyor mu?
Bir tek defansın değil takımın başarı sağlaması için tüm takımın fedakârlık göstermesi gerekiyor. Daha önce de söylemiştim. Sadece
savunma oyuncuları defans yapmaz. Benim oyun anlayışımda defans hücumdan başlar. Orta sahadan başlar. Benim bir maç sonrası söylediğim, 'Bu takıma dünyanın en iyi stoperlerini getirin, eğer ileriden savunma başlamıyorsa iki oyuncunun yapacağı bir şey olmaz.' sözlerimde yanlış anlamalar oldu; ama kimseyi üzmek için söylemedim. Dünyada gerçek bu ve futbolun da ana kuralı.
Futbolcuların bunları anlatması gerekmez mi?
Futbolcular konuşmalı. Maçlar sadece galibiyet üzerine kurulu değil. Üç sonuca da açık. Galip gelince çıkıp konuşuyorsun, aksi olunca neden farklı olsun? O zaman da
futbolcu düşüncelerini açıklayabilmeli. Futbolun bir parçası da medya. Ilişkilerin daha sıcak olması gerekiyor. Futbolcu,
yönetici ve medya arasında
iletişim arttıkça sorunlar azalır. Defans bir takımdan oluşur, bir futbolcudan değil. Gökhan takımın başarısını düşünüp bunun için gayret gösteriyor.
Beşiktaş'ın defansı Milli Takım'da da oynuyor, bu kadar eleştiri yok.
Ibrahim Toraman, Ibrahim Üzülmez ve ben Milli Takım'da yer alıyoruz. Orada başarılıyız, oynuyoruz da Beşiktaş'ta mı oynamıyoruz? Beşiktaş az gol yiyen bir takım. Milli Takım'la kulüp takımını kıyaslamamak lazım. Her hafta maç oynamak farklı bir durum. Biz Milli Takım'la üç ayda bir maç yapıyoruz.
Eleştiriler ağır o zaman...
Bizi bundan dolayı çok fazla eleştirmenin faydası yok. Bunun dozajı iyi ayarlanmalı. Eğer eleştiriler bilinçsizce yapılırsa, futbolcu da kaybedilir, Türk futbolu da geriye gider. Bir olay diğer haftalara taşınmamalı. Avrupa'da oynayan arkadaşlar söylüyor. Maç oynanıp bittikten sonra konuşulmaz, ileriye bakılırmış. Bizde ise oynanmış maçın tartışması yapılıyor, geleceğe bakılmıyor.
Zago ve Ronaldo'nun sana faydası oldu mu?
Zago ve Ronaldo benim için bir öğretmen gibiydi. Onlar Beşiktaş için
efsane. 100 yılı yaşamış
futbolcular ve saygı duyulmayı hak ediyorlar. Onlardan çok şey öğrendim. Antrenmanlardan sonra konuştular. Onların gitmemesi gerekiyordu ve saygı duyulmalıydı.
G. Antep'te parladın tam olarak...
Ronaldo ve Zago'nun olduğu kadroda çok fazla şans bulamadım. Genç olduğum için de Antep'e gittim. Orada öğrendiklerim benim için faydalı oldu. Futbola bakışım değişti ve gelişti. Antep'e bundan dolayı teşekkür ediyorum.
Rıza hoca seni yeniden istedi değil mi?
Evet, Rıza Çalımbay istedi. Geri döndüm, daha sonrasında da Tigana bana sahip çıktı. Onların katkıları istikrar açısından önemliydi. Tigana geldiğinde ben takımda yoktum, sakattım. Ama beni aldı ve oynattı. Beşiktaş'ta şampiyonluklar yaşamak istiyorum.
Ricardinho kendini toparladı, Delgado neden takıma uyum sağlayamadı?
Delgado'nun farklı özellikleri ve yetenekleri var. Ricardinho takıma yaptığı katkılarla kendini kabul ettirdi. Aynı şekilde Delgado çok sakatlandı, o da takıma yeri geldiğinde katkı sağlayacaktır. Onu izlediğimizde yeteneklerini görüyoruz.
Arsenal'in sana yaptığı teklif konusundaki düşüncelerin nedir?
Bana doğrudan teklif gelmedi, zaten bu teklif kulübe gelir. Benim sözleşmem hâlâ devam ediyor. Ben de basından takip ediyorum. Ingiliz gazeteleri yazmış. Arsenal gibi büyük bir takımdan istenmek beni onurlandırır, camiayı onurlandırır. Şu an için benim çok fazla içinde olmadığım bir durum.
Bir dönem Alpay Özalan örnek alınıyordu, sıranın sende olduğunu düşünüyor musun?
Alpay abi hâlâ oynuyor. Yurtdışında başarılı maçlara
imza attı. Ingiltere,
Almanya gibi zor liglerde oynadı. Hâlâ da kendi çabasıyla oynamaya çalışıyor. Eskiden herkes Alpay'ı örnek alıyordu. Eğer ben de Avrupa'ya gidersem Gökhan Zan da belki örnek alınır ve arkadan gelenlere yardımcı olurum.
Beğendiğin defans oyuncuları var mı?
Dünya futbolunda kaliteli defans oyuncuları var. Bir Stam, Tery ve Cannavaro, beğeniyorum bu isimleri. Cannavaro
yılın futbolcusu seçilerek defans oyuncusunun da
yıldız olabileceğini gösterdi. Biz de oralara neden gelemeyelim?
Yetenek olarak eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum.
Beşiktaşlı Gökhan Zan olarak mı bilineceksin, profesyonelim diye düşünüyor musun?
Evet, öyle olacak sanırım. Ben Beşiktaş terbiyesi aldım. Çok genç yaşta bu kulübün içine girdim ve öyle yetiştim. Beşiktaş'tan Milli Takım'a gittim. Kulübümü en iyi şekilde temsil ettim.
(Zaman)